Ey yönü Kâbe’ye dönük olan genç…
Ey kalbi Hira’nın yetim Hz. Muhammed’ine (sas) çevrilmiş olan genç…
Ey sadakatli Hz. Ebubekir’e hayran bir hayat yaşayan genç…
Ey yönü Kudüs’e, Bosna’ya, Afrika’ya, Myanmara dönük olan genç…
Ey ümmete döktüğü gözyaşlarından okyanuslar kuran genç…
Ey alnında secde izleri taşıyan imanlı genç…
Ey kalelere hak yol İslam yazan adaletli genç…
Ey sabah namazına kuşanmış şehit ezgileriyle şehadete aşık olmuş genç…
Başucuna Mushaf’ın huzurunu nakşeden genç…
Yaşamdan çok öteler cennetine sevdalı olan genç…
Kendinden önce kardeşlerini düşünen irfanı sağlam güzel genç…
Ey bir asır dinine hasret bırakılmış bir halkın uyanışına emek vermiş sağlam genç…
Sen ey Bilal sesine gözleri dolu dolu koşan Hamza…
Sen ey örtü mücadelesine ayet ayet koşan Zeynep…
Sen ey İnanmış, yönünü Allah’a dönmüş liderlere her daim vefalı olan kadim genç…
Sen ey yeri geldiğinde anne ve babasına dinini öğreten şuur abidesi genç…
Sen ey on beş temmuz gecesi Çanakkale’de Seyit onbaşına dönüşen genç…
Sen ey vatan denilince abdestini alıp sokağa çıkan genç…
Sen ey sütçü imamın manasına eren genç…
Ve sen ey bir sala ile kıyama duran ve bir daha oturmayan genç…
Sen ey Afrika’nın sömürülmesine dertlenen genç…
İşkâl edilen Kudüs için kafa yoran…
Bosna savaşında cihada koşan…
Irak istilasında her şeyi anlayan…
Türkiye’nin işgal edilme gecesi olan o karanlık geceyi ümmetin kalesi gibi canları ile koruyan genç…
Sen ey Ayasofya’nın manasına varan…
Sen ey Kudüs’ün kutsallığına bulanan genç…
Bu toprakların kadimliğine karışan sancağını elinden düşürmeyen genç…
Anadolu’nun yiğit evladı tarih seni yeniden çağırıyor…
Tarih seni artık tarih yazmaya davet ediyor…
Tarih seni kaydetti ötelere müstesna diye not etmek istiyor…
Tarih senin soylu duruşundan ilham alacak kadar sana bakıyor…
Seni bekliyor…
Sen ey rüştünü ispatlayan genç, o söylediğin ezgiler, o haykırdığın marşlar seni anlatmaya çağırıyor…
İsmin yazılıyor bir temiz el ile…
Belki de adın şimdi en salihler listesine yazılmıştır bile…
Seni çağırıyor dünya yetimleri ve dahi mazlumların kalbi…
Sen ey genç seni söylüyor ihtiyar bir nene…
Asası elinde bir dede…
Seni fısıldıyor her kelime…
Seni konuşuyor konuşan her cümle…
Sen ey tarihe yön veren kanatlı kahraman…
Sen ey hudutta cennete çağrılan…
Sen ey bir vatan nöbetinde gülüşünde Ömer Halise rastlanan…
Ey izzeti gölgesinden bile anlaşılan genç…
Şimdi Akdeniz’in dibi ümmet mezarlığı…
Katil devletlerin silah yüklü sandalları…
Kana boğulmuş Ortadoğu’dan sonraki planları sensin bil çocuk…
Yönü kitabına dönük olan genç, Peygamber reçeteni hiç ihmal etme çocuk…
O temmuz gecesi yazdığın destan seni vatan kılıyor…
Şimdi her bir genç bir memleket ediyor…
Hadi sabra kuşanan ey Fatihi örnek alan genç bu son düzlüğü de aşarsan ümmetin haritasını çizen katiller yerle bir olacak…
Âlemi İslam’a dayatılan her zulmün sonu gelmiş olacak…
Planları bozulacak, oyun kuracak olan sen olacaksın ey genç…
Sen canını Allah’a armağan edersen nice canlar kurtulacak…
Sen bu zor süreci aşarsan dünyaya gelmesini istediğin nizam senin ellerinle gelecek…
Sen hafife almazsan devletlerimizi yıkanlar yenilenlerden olacak…
Devletler kuran tarihin canlanacak…
İnsanlığın beklediği merhametli bir dünya senin gayretinle gelmiş olacak…
Tarih seni yeniden çağırıyor…
Allah senin kotlarına yetişen millet yazmış bir kere…
Bundan şeref duyan ey mümbit genç…
Çağa Akif olmaktan başka çaren yok…
Çağa İbrahim olmaktan başka yolun yok…
Çağa selim, çağa sultan Abdülhamid olmaktan başka çaren yok…
Gidecek başka vatan, başka diyar, başka dünya yok…
Alın yazındaki o asil millet yazgın seni çağırıyor çocuk…
Bir gece sabaha kadar direnişin bir vatan kazandırdı, şimdiki kıyamın bir ümmet, bir millet, insanlığın baharını kazandıracak biliyorsun işte çocuk…
Sen ey Metin Yüksel kokan genç…
Sen ey Kıyamete kadar direncin milleti olarak bir kadere düşen aziz vatan…
Allah ile çıktığımız bu yolda, tarih ve melekler şahit olsun ki, bu kan kokan çağı değiştireceğiz…
Bu sömürü düzeni düzenbazların başına geçirebiliriz…
Hiç olmaz ise bu uğurda ölecek ama geri duranlardan dedirtmeyeceğiz…
Yönünü Allah’a, kitabına, peygamberlerine dönmüşleri…
Secdesinde gözyaşları ile kalbini arındırmışları…
Ezan ile uyanmışları yenemeyeceksiniz…
Son ana kadar…
Zafer ilan edilmiştir sözünü duyana kadar…
Mevziler ve dahi siperler…
İrademiz olan adam çıkıp gazamız mübarek olsun diyene kadar can ile baş ile mücadele edeceğiz…
Bizim olan vatanımızın kaderini karanlık adamlara çizdirmeyeceğimizi tüm dünyaya göstereceğiz…
Biz inanıyoruz ki Allah bize yardım edecektir…
Ancak biz bu şerefe nail olmak için adanmışlığa kuşanıyoruz…
On altı Nisa’n gecesi bu ümmete Ayasofya’nın dizleri dibinde, ellerde sancak, kalplerde huzur, sana hamd secdesi ettir ilahi…
Bu ümmetin hayran kaldığı gençliğe imam Hüseyin’ini gönder o gece ilahi…
Kahraman bekleyen yığınları kahramansız bırakmayan sen ey gençlik…
Cihat meydanını pehlivansız bırakmayan gençlik…
Yönünü Rabbi’ne dönen gençlik…
Sen bu kadim milletin umudu, duası, sevdasısın…
Allah size zafer yazsın…
Allah zaferi yaşatsın…
Ve Allah zaferimizi tüm dünyaya yaysın…