Yüzyılın Tükürüğü

Abone Ol

Geçtiğimiz günlerde bir grup Arap gazetecinin İsrail’i ziyaret edeceği ve İsrailli yetkililer ve akademisyenlerle görüşeceği yönünde haberler yayınlanmıştı.

Arap sokağından gelen tüm tepkilere rağmen o ziyaret gerçekleşti.

İsrail Dışişleri Bakanlığı’nın davetlisi olarak işgal altındaki Filistin topraklarına giden gazeteciler arasında Muhammed Suud isimli Suudi Arabistan vatandaşı da vardı.

Söz konusu kişi daha önce sosyal medyada yaptığı işgal rejimi yanlısı paylaşımlarla ve İsrail’i çok sevdiğini ilan etmesiyle dikkat çekmişti.

Filistinliler tarafından Mescid-i Aksa’dan kovulan Muhammed Suud, tıpkı Cemal Kaşıkçı’yı İstanbul’daki Suudi Arabistan Başkonsolosluğu’nda katletmek için gönderilenler gibi görevli.

İsrail’le her türlü ilişkiyi normal hale getirmek ve başta karşı çıksa bile Suudi Arabistan halkının zamanla bu durumu kabullenmesini sağlamak için piyasaya sürülen bir proje.

Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın adamı.

Filistinlilerin heyette yer alan diğer gazetecilerden daha çok Muhammed Suud’a tepki göstermeleri gayet normal.

Suudi Arabistan, Filistin davasını tasfiyeyi ve İsrail’in güvenliği ekseninde bölgeyi yeniden dizayn etmeyi hedefleyen “Yüzyılın Anlaşması” adlı projenin en önemli aktörü.

Dolayısıyla Kudüslülerin öfkesi tek bir şahsın tavrına değil Riyad’ın politikalarına.

İşgal yönetimi dün Kudüs’e bağlı Sur Bahir beldesinde tam anlamıyla “ev katliamı” yaparak Filistinlilere ait onlarca daireyi yıktı.

Altı Arap gazetecinin İsrail’i ziyareti kadın, erkek, yaşlı, çocuk onlarca Filistinlinin evsiz kaldığı güne denk geldi.

İşgal güçleri Yahudileştirme planları kapsamında zorla Kudüs’ten göç ettirmek istediği Filistinlilerin evlerini yıkarken Suudi Arabistanlı gazeteci İsrail bayrakları önünde sırıtarak poz veriyor, işgalcilerin propagandasını yapıyordu.

Bu nedenle Kudüs’te hak ettiği şekilde karşılandı.

Hakaretler eşliğinde Mescid-i Aksa’dan çıkartıldı.

Eski Belde semti sokaklarında da peşini bırakmayan Filistinliler kendisine layık olduğu muameleyi gösterdi.

En güzelini ve en anlamlısını ise Kudüslü yiğit bir çocuk yaptı.

Suudi Arabistanlı gazetecinin yüzüne tükürdü.

O okkalı tükürük gerçekte ABD Başkanı Donald Trump’a, damadı ve başdanışmanı Jared Kushner’e, Netanyahu’ya ve peşinden koşan Arap diktatörlere; Yüzyılın Anlaşması, Bahreyn Çalıştayı ve benzeri tüm komplolara, Filistin davasını tasfiye edebileceklerini sananlara fırlatılan bir tükürüktü.

Müslümanlara ders verip ortaya koymaları gereken tavrı gösterdi.

Kudüs ve Mescid-i Aksa sevdalılarının duygularına tercüman oldu.

Suudi Arabistan, gerek medya organları ve gerekse “sanal sinekler” denilen trol ordusu aracılığıyla bir süredir İsrail’i “işbirliği yapılması gereken dost ülke” göstermeye çalışsa da başarılı olabilmiş değil.

Fakat pes etmesi beklenmemeli.

Çünkü yoğun bir şekilde yürütülen söz konusu propaganda ve Arap gazeteciler heyetinin İsrail ziyareti, Yüzyılın Anlaşması planının bir parçası.

Suudi Arabistan Veliaht Prensi, ümmetin bilincinin oyun hamuru olmadığını ve dilediği gibi şekillendiremeyeceğini er ya da geç öğrenecek.