Yöresel ürünler yöresinde tüketilmeli!

Abone Ol

Buğdaylarımız, bakliyatlarımız, sularımız, tereyağımız, et ürünlerimiz, geleneksel peynir çeşitlerimiz, kuru meyvelerimiz, yumurtalarımız, ballarımız, pekmezlerimiz…

Yakın zamana kadar tamamen doğal olarak üretilen gıda ürünleriyle besleniyorduk ve sağlıklı bir toplum yapısına sahiptik.

Sonra? Sanayi yatırımları, orantısız göçler derken savrulduk! Köklerimizden koparıldık; doğal beslenme zincirimizin koparılışına şahit olduk.

Yöresinde yapılan yemeğin daha sağlıklı ve daha lezzetli olması beklenir. Bu durum beklentiden de ziyade bir gerçekliktir.

Hiç düşündünüz mü?

Mahallî yemekler neden o bölgede yapılıp yendiğinde daha lezzetli oluyor da başka şehirlerde aynı tadı vermiyor?

Et çeşitleri, süt ürünleri, tahıllar, bakliyatlar, baharatlar…

Çünkü kullanılan ham madde o yörenin özelliklerini yansıtır. Örneğin kırmızı et. Bir yemekte kullanılan etin alındığı hayvan, dağların ve kırların en doğal bitkilerini içinden geldiği ve ihtiyacı olduğu şekilde yiyerek, doğal ortamda ve açık havada büyüyerek, sunî gıdalardan ve katkılı yemlerden uzak besleniyor. O etin lezzeti elbette farklı olacaktır. Sadece ette böyle değil, diğer gıdaların durumu da aynı şekildedir.

Yaylaların doğal ortamında serbestçe beslenen ve yetişen ineklerin/koyunların peynirleri emsalsiz olduğu gibi, aynı şartlarda beslenen keçilerin sütünden yapılan dondurma da elbette daha lezzetli olacaktır.

Ancak ortalama tüketici, tekelci üretim zihniyetinin endüstriyel ürünlerine mecbur bırakıldığı için bu lezzet harikalarını unuttu unutacak. Durum öyle bir hâl aldı ki tüketici markette ne bulursa onu satın almak ve tüketmek mecburiyetinde.

Yerel ürün hassasiyeti olan tüketiciler için İstanbul gibi büyük şehirlerde kurulan yöresel ürün çadırlarında da başka hile ve suiistimaller ortaya çıkıyor.

Peynir çeşitleri, işlenmiş et ürünleri, ekmek çeşitleri, yumurtalar… Hemen her üründe hile var, suistimal var. Neticede panayır havasında geçen yöresel ürün çadırları denetim açısından da sıkıntılı; yeteri kadar denetlenemiyor.

Bugün yediğimiz gıdalar içinde en zararlı olanının beyazlaştırılmış ve zararlı katkı maddeleri içeren ekmek olduğunu söyleyebilirim. Sofralarımızın vazgeçilmez tamamlayıcısı olan, sağlık kaynağı olarak tükettiğimiz ekmek, âdeta bir sağlık düşmanı hâline getirilmiş durumda.

Demem o ki ister market alışverişlerinizde, ister fırınlardan alındığında, isterse yeme içme mekânlarında mutlaka tam undan üretilen doğal buğday ekmeği talep etmelisiniz. Ehvenişer kabîlinden kepekli ekmek tüketmeyi tercih etmelisiniz, değilse ekmek yememelisiniz. Sağlığınızı korumak istiyorsanız bu kadar kararlı bir duruş sergilemek zorundasınız!

Canımızı yakanlar var!

Emtia piyasasında kaotik ortam yaratılmak isteniyor! Oluşturulan belirsizlikten küresel şirketler zengin ediliyor. Her şeyi Fed’in faiz kararına bağlayan küresel egemenlik sistemi, oluşturulan kaygan zeminden servetlerine servet katıyor!

Birçok farklı sektörde dikkatleri farklı alanlara çekip insanların emeğini sömüren zihniyet, artık midemize göz dikmiş durumda! Gıda grubu hayli karmaşık hâle getirildi.

Chicago Ticaret Borsası’nda fiyatlar, buğdayda yüzde 9,8, mısırda yüzde 1,6, soya fasulyesinde yüzde 1 artarken pirinçte yüzde 1 düştü.

Ukrayna'nın tarım tesislerine olan saldırıları buğday fiyatlarında yükselişe neden oldu. Brezilya'daki doğa olayları kahve ve şeker fiyatlarındaki disiplini tehdit ediyor. Nijerya'da kakao üretimi ve ihracatı sürekli müdahale altında!

Yani savaşlar sadece toprak için ve toprak üzerinde yapılmıyor. Savaş baronları korku pompalayarak canımızı yakmaya devam ediyor.

Beşli zincire dikkat!

Tarım ürünlerinde ilaç kalıntısı hata sürecinden zincir skandal sürecine evrilmeye başladı. Bu iyiye işaret değil!

Hem yurt içi tüketim hem yurt dışı tüketim (yurt dışına satmak imkânsız gibi) açısından ciddi riskler barındırıyor. Gıda zehirlenmesinden kansere, kısırlık riskinden başka kalıtsal hastalıklara kadar sayısız zararları bulunan “pestisit” tehlikesine karşı bir an önce harekete geçilmeli.

Bunun için “ilaç üreticileri, dağıtıcılar, bayiler, çiftçiler, tüketiciler” süreci sıkı kontrol altına alınmalı.

Bütün olay bu beşli sacayağının etrafında cereyan ediyor. Buraya hâkim olursanız olayı kökten çözmüş olursunuz.