“Eğer yürüdüğünüz yolda güçlük ve engel yoksa bilin ki o yol sizi bir yere ulaştırmaz.”
Bernard Shaw
Eski zamanlarda bir kral, saraya gelen yolun üzerine kocaman bir kaya koydurmuş, kendisi de pencereye oturup seyre koyulmuş. Bakalım neler olacak?
Sabahın erken saatlerinden itibaren gelmeye başlayan ülkenin zengin tüccarları, kervancıları, saray görevlileri birer birer gelip hepsi kayanın etrafından dolaşıp saraya girerler. Pek çoğu da krala “Halkından bu kadar vergi alıyor, ama yolları temiz tutamıyor.” demeyi de ihmal etmezler.
Öğleye doğru, saraya meyve ve sebze getiren bir köylü yolun ortasındaki kayayı fark eder etmez sırtındaki küfeyi yere indirir, iki eli ile kayaya sarılır ve ıkına sıkına kayayı itmeye başlar. Sonunda kan ter içinde kalır ama kayayı da yolun kenarına çekmeyi başarır.
Tam küfesini yeniden sırtına almak üzereyken, kayanın eski yerinde bir kesenin durduğunu fark eder. Kesenin içindeki altınları ve bir de kâğıdı görür. Notta “Bu altınlar kayayı yoldan çeken kişiye aittir.” yazıyordur.
Bu kısa hikâye de ne mesajlar var? Biraz düşünmenizi rica ediyorum.
Her engel, aslında bizi yeni fırsatlara hazırlıyor olabilir. Engel gibi görünen şeyler karşısında aldığımız tavırlar bizi olgunlaştırır. Bizi biz yapan olaylar karşısında aldığımız tavırlar değil midir? Sizce kayanın/engelin yanından gelip geçen sıradan insanlar mı değerli yoksa zayıf omuzlarıyla hiç düşünmeden kayaya omuz dayayıp kenara itmeye çalışan köylü mü?
“Bir noktaya ulaşmanın yirmi değişik yolu olabilir? Evet, ama bir an önce bunlardan birine başlamalısınız.” Ralph Waldo Emerson
Düşünmek, planlamak elbette çok önemlidir. Ancak alternatifler içinde boğulup karar alamamaktansa en kötü karar bile kararsızlıktan iyidir. Bu açıdan baktığımızda karar alıp zaman kaybetmeden başlamak ta önemlidir.
Hedefe giden yolda en büyük engel mazeretlerimizdir. Çoğu zamanda bu mazeretleri o kadar içselleştiririz ki, son derece mantıklı gelir bize. Oysa önümüze çıkan sorunun mutlaka bir çözümü olduğunu düşünüp çözümüne yönelik odaklana bilsek çoğu zaman çözüme kavuşturma gücü, sorunun içinde gizlidir. Çözüme giden yolu göze alabilmeli ve bedelini ödeme cesaret ve kararlılığını gösterebilmeliyiz. Mazeret üretmek ve vazgeçmek yerine gerçekten çabalamış olsak, engeli ortadan kaldırabilecek çözümü bulup ortaya çıkarabiliriz. Vazgeçip kenara çekilmenin oluşturduğu olumsuz havanın haletiruhiyesi bizi mutsuz ederken, kararlılıkla engeli ortadan kaldırma çabası bedenen yorsa da onurlu gayret ve emeğin oluşturduğu atmosfer insanı mutlu eder.
“İlk ve en büyük zafer, insanın kendi kendisini fethetmesidir.” Platon