YKS sonuçları ve Türk eğitim sistemi üzerine

Abone Ol

2.515.012 kişinin başvurduğu, 2.390.419 kişinin sınavına girdiği YKS süreci tüm yönleriyle tartışılmaya devam ediyor. 2019 YKS’ye son sınıflar düzeyinde yaklaşık 970 bin aday girdi. Her yıl ortalama 1 milyona yakın son sınıf öğrencisi mezun oluyor ve üniversite sınavının yolunu tutuyor. Zaman zaman sitem değişiklikleri gündeme gelmekte, ortaöğretim modelleri değişmekte fakat üniversite sınavına girmek isteyen öğrencilerin saylarında bir azalma olmamaktadır. Hatta her yıl YKS’ye giren öğrencilerin sayısında artış gözlemlenmektedir.

OSYM 2019 YKS sayısal bilgilerini açıkladı. Ortaya çıkan en büyük problem öğrencilere yeterince bilgi ve birikim aktarılamadığı gerçeğidir. Türkçeden 40 soru sorumuş ve ancak 15 net yapılabilmiş. Matematikten 40 soru sorulmuş sonuç 6 net olarak ortaya çıkmış. Sosyal bilgiler 20 soruda 6 net, fen bilimleri ise 20 soruda 2.7 net olarak neticelenmiş.

Yukarıdaki veriler eğitim sistemimizde bir şeylerin yolunda gitmediğini göstermektedir. Özellikle son yıllarda Türkiye bütçesinden en büyük payın eğitime aktarıldığı bilinmektedir. Okul binaları yapıldı, derslik sayılarında olağanüstü başarılar elde edildi, öğretmen atamalarında belli bir noktaya gelindi. Yani un var, yağ var, şeker var fakat bir türlü helva yapılamamaktadır.

Tüm bu veriler ve elde edilen sonuçlar ışığında Türk eğitim sistemi için hangi öneriler getirilebilir?

Öncelikle Türk eğitim sistemi defalarca ameliyat edilen bir bünyeye dönmüş vaziyettedir. Eğitimimizde hükümet hatta devlet politikasına ihtiyaç vardır. Mevcut haliyle sistem Bakanlara göre değişmektedir. Artık eğitimimiz kendi geleneğini oluşturmalıdır.

Yapılan değişiklikler mutlaka konunun tarafları ile hatta toplumun büyük kitleleri ile tartışılarak yapılmalıdır. Önce karar verilip sonra görüş istemenin bir faydası olmadı, bundan sonra da olmayacaktır. Sendikalar, eğitim dernekleri, eğitimin öznesi olan eğitimciler, idareciler eğitim sistemi değişikliklerinde işin mutfağında olmalıdır.

Eğitimin öznesi öğretmendir. Bu anlamda öğretmenlerin gelişimi, motivasyonu, ödül ve ceza uygulamaları gözden geçirilmelidir. Somut kriterler getirilerek ödül sisteminin ve ceza sisteminin uygulanabilir hale getirilmesi önem arz etmektedir. Bir öğretmen 30 yıl aynı okulda çalışmamalı ortalama 10 yılda mutlaka başka okullara gitmelidir. Öğretmenlikte başarılı olamayanlar hizmet içi eğitime alınmalı yine sonuç alınamıyorsa idari hizmetler sınıfında değerlendirilmelidir.

Veliler çocuklarını mutlaka takip etmeli ve desteklemelidir. Saldım çayıra Mevla’m kayıra anlayışı ergenlik döneminde olan gençler için çeşitli savrulmalara yol açabilmektedir. Ülke bizim, çocuklar bizim, eğitimciler ve politikacılar bizim. Yani geleceğimiz için ortak aklın devreye alınması ve eğitimin tüm tarafları artık taşın altına ellerini koymalıdır. Aksi takdirde her sınav sonucunda serzenişlere devam etmek zorunda kalırız.