6. Astana Toplantısı’nda Suriye’de İdlib konusunda çatışmasızlık üzerine anlaşıldığı açıklandı. Türkiye, Rusya, İran ve Baas kuklası Esed’in taraf olduğu toplantıda formaliteden orada olan Esed’i saymaya gerek olmadığı için “Üç taraf vardı” diyebiliriz.
Astana toplantısı başladı, bitene kadar “İdlib, İdlib, İdlib…” deyip durdular. Tam da “Başınıza İdlib kadar taş düşsün” denilme noktasında toplantı sonuçlandı.
“Çatışmasızlık” ne güzel bir kelime. “Suriye ihtilafına siyasi çözüm bulma yolundaki gayretler” desteklenmeli mi? Tabii ki evet, çocuklar öleceğine siyasiler tartışsınlar işte ne güzel. 4 Mayıs’ta alınan karar da bu yöndeydi zaten güzel olmuş yani. Peki her şey bu kadar güzel mi gerçekten? Ne yani bitiyor mu şimdi savaş?
İran ve Rusya bir kelime PKK’dan söz etmedi. Onlarca yıldır kadın, çocuk, bebek gözünü ayırmadan zevk için cinayet işleyen katil sürüsü sapıklara hiç söz gelmediği gibi desteklemeye devam edecekler. Haseke’de okullardaki bütün Arap öğretmenleri sürgüne gönderen PKK çeteleri, Arapça eğitimi yasakladı. Arap çocuklarına zorla Kürtçe eğitim verdikleri derslerde Müslüman çocuklara, “Apo” dedikleri putu öven dersler veriyorlar. Baas ve PKK çetelerinin ortak yönettiği Haseke’deki bu durum, ele geçirdikleri yerlerde ne yaptıklarının net işaretlerinden biri sadece. Çocukları, Apo denilen puta tapan canlı bomba olarak eğitiyorlar. Aynı Bağdadi denilen puta tapan DAEŞ militanları gibi. Afrin’de de durum farklı değil, 2 adım ötemizde 15 bin militanın içinden uygun olanları seçip canlı bomba yapacaklar.
Böyle bir tezgâh döndürdükleri Suriye’de İdlib’i de İran’a teslim etme noktasında bugün dünya.
İran çatışmasızlık gözlemcisi olacakmış! Çatışmayı çıkaran, 6 senedir “Hazreti Zeynep Türbesi’ni koruyoruz, Hazreti Hüseyin Efendimiz’in intikamını alıyoruz” diye diye çocukların boğazını kesen İran’a Müslümanlar’ı teslim etmek(?) Cemil Bayık ve Sezgin Tanrıkulu’nu da terörle mücadelenin başına getirmekle aynı şey…
İran dün güya kurtarmaya gittiği Musul’da, DAEŞ’ten alınan yerlere ABD’nin desteklediği İmam Humeyni Kültür Merkezleri, dernekler, vakıflar açıyor. Musul örgütler arasında el değiştiriyor yani. İdlib’de farklı mı olacak sanki? Demografik yapıyı bozacaklar. Suni nüfus transferi yapacaklar ve günün sonunda çocukları ya Apo’nun ya Hamaney’in ya da Bağdadi’nin hatırına kendini patlatan katillere dönüştürecekler. Kısa vadede İdlib’e nefes aldıracak bir karardan söz ediyoruz. En azından İdlib’i şimdilik bombardıman ve büyük saldırı tehlikesinden korumuş olduk. Astana’da varılan anlaşmanın buna benzer iyi tarafları var. Fakat çok net aklımızda tutmamız ve hep hazırlıklı olmamız gereken hakikat şudur: Bir yeri İran’a teslim etmekle PKK’ya teslim etmek arasında hiçbir fark yoktur.
Yoksa değil İdlib, bütün Suriye’de çatışmasızlık olsun, savaş dursun, Suriyeliler kendi devletlerini kursunlar; ama gâvurun niyeti de ameli de bu yönde değil…