Bir yılın daha sonuna doğru takvim yaprakları hızla yol alırken 2023 yılının nasıl geçtiğiyle ilgili ekonomik anlamda yorumlar yapılmaya devam ediyor.
2022 yılının sonunda 2023 ile ilgili hedefler nelerdi, bu hedeflerin ne kadarı gerçekleştirilebildi, ne kadarı gerçekleştirilemedi bunun muhasebesinin yapıldığı bir dönemdir yılın son ayları.
Aynı şekilde bu dönemde de 2024 yılının hedeflerinin neler olacağıyla ilgili çalışmalar yapılmaktadır.
2023 yılının son ayında yılın nasıl geçtiği ve son ayda neler olabileceğiyle ilgili biraz yorum yapmak gerektiğinde şöyle bir durum ortaya çıkmaktadır aslında.
Öncelikle borsaya baktığımızda yatırımcıların borsanın geldiği yer itibarıyla herhangi bir pozisyon almama yönünde bir yaklaşım içerisinde olduğunu rahatlıkla söyleyebiliyoruz.
Son dönemde halka arzların ciddi şekilde yükseldiğini görüyoruz ki bunun devam edeceğini de an itibarıyla söylemek ayrıca yerinde olacaktır.
Yeni halka arzlarda 10 gün içerisinde yüzde 100 kazandıran öyle veriler ortaya çıktı ki bu, iştahı kabartan bir durum olarak yorumlandı.
Amaç, yatırımda daha fazla kazanmak olduğu için bu kadar kısa zaman aralığında bu kazançlar oldukça yüksek düzeylerdedir.
Aralık ayına gelindiğinde bir diğer yatırım aracı olan altın için enflasyonun üzerinde bir artışı yakalayacağını belirtmekte fayda vardır.
Altının yükseliş trendine baktığımızda, bir yatırımcı için diğer yatırım araçları karşısında iyi bir yükselişe sahip olduğunu rahatlıkla görebiliyoruz.
Eğer uluslararası konjonktürde yaşanan hadiseler devam ederse bu yükselişin biraz daha devam edeceğini öngörebiliyoruz.
Altının yükselişinde etkili olan tüm faktörlerin devamına yönelik bir algı piyasalarda aralık ayı itibarıyla hâkim konumdadır.
Merkez Bankasının uyguladığı faizi yükseltme politikasının bu ayda da devam edeceğini düşünüyorum.
Kasım ayındaki beklentim 250 baz puan artış yönündeydi ama 500 baz puanlık artış, benim gibi aynı düzeyde artış öngören bu konuda çalışan birçok kişiyi yanıltmıştır.
Öyle ki böyle bir manzarayla karşılaştığımız için de aralık ayında 500 baz puanlık daha faiz artışı piyasalar için asla sürpriz olmamalıdır.
Hatta benim düşüncem aralık ayında bir artış daha yapılıp ardından gelen birkaç ayda Merkez Bankası, ekonomik gidişat noktasında piyasayı izleme yoluna gidebilir.
Tabii ki burada mart ayında yapılacak yerel seçim sürecinde alınacak ekonomik kararları da iyi düşünmek gerekiyor.
Yani seçim ekonomisi sürecinde parasal sıkılaştırmadan ne kadar farklı bir yöne evrileceğimiz son derece önemlidir.
Parasal sıkılaştırmadan taviz vermeden yola devam etmek en iyisidir ama bunun ne kadar yapılacağını da ancak zaman gösterecektir.
Gelen enflasyon oranlarıyla hesaplanacak olan maaş zamları da bu ayın en önemli konu başlıklarından bir diğeridir.
Asgari ücretin yanında memurların ve emeklilerin ne kadar zam alacağı konusu vatandaşın birincil gündemi arasındadır.
Bu noktada açıklanan enflasyon oranlarındaki düşüşün doğru hesaplanması konusunda, vatandaşın aklında kesinlikle en ufak bir soru işareti kalmamalıdır.
Ayrıca söz konusu düşüşün devam etmesi ülkemizde yaşayan herkesin en büyük temennisidir.
Hızlıca bu enflasyon canavarından kurtulduğumuzda ekonomik anlamda her şey daha planlanabilir ve programlanabilir olacaktır.