2017'nin sonlarında Güneş Sistemi'ne giren gizemli ve inanılmaz hızlı bir cisim, bilim dünyasında büyük yankı uyandırdı. Uzun ve ince yapısıyla dikkat çeken bu nesneye, Hawai dilinde "izci" anlamına gelen 'Oumuamua adı verildi. Gökbilimciler, onun başka bir yıldız sisteminden gelen ilk yıldızlararası nesne olduğunu doğruladı.
Bu tür yıldızlararası cisimler (ISO), çoğunlukla başka yıldız sistemlerinden koparak uzayda başıboş dolaşan gezegen parçalarıdır. 2019 yılında bir amatör gökbilimci, ikinci bir ISO olan Borisov Kuyruklu Yıldızı’nı keşfetti. Ancak bu nadir ziyaretçileri yalnızca uzaktan izleyebiliyoruz.
Araştırmacılar, bu gizemli cisimlere daha yakından bakabilmek için yeni nesil yapay zekâ destekli uzay görevleri planlıyor. NASA’nın “Bridge” ve ESA’nın 2029’da fırlatılacak “Comet Interceptor” adlı projeleri, bu tür nesnelerle temas kurmayı hedefliyor.
Yapay zekâ, güneş yelkenleri, lazer itiş sistemleri ve 3D baskılı ısıya dayanıklı malzemeler gibi teknolojiler sayesinde bu cisimlere daha hızlı ulaşmak mümkün olabilir. Ancak bu teknolojilerin gelişmesi, bilimsel yatırımlara bağlı. Aksi halde, bir kez daha sadece uzaktan el sallayarak bu kozmik yolcuları uğurlayacağız.