Sınır güvenliği ve askeri radar alanında yerli ve milli projeler, bu yıl ilk kez düzenlenecek ‘I. Uluslararası Askeri Radar ve Sınır Güvenliği Zirvesi’nde tanıtılıyor. MÜSİAD Ankara tarafından gerçekleştirilen Zirve, dün başladı ve bugün sona erecek.
6 milyar dolarlık üretim gücünü 10 kat artırma potansiyeline sahip olan Türk savunma sanayi, sektörün üssü kabul edilen Ankara’da bir araya geldiği I. Uluslararası Askeri Radar ve Sınır Güvenliği Zirvesi; kamu, özel sektör, sivil toplum kuruluşları, meslek örgütleri ve üniversite temsilcilerinin buluşma noktası oldu.
Zirve’den satır başları:
– Askeri radar ve sınır güvenliği alanında ilk kez bu çapta önemli bir Zirve düzenleniyor.
İki gün sürecek Zirve boyunca yerli üreticiler yabancı alıcılarla ticari iş birliği görüşmeleri gerçekleştirecek.
– Yerli ve milli savunma sanayinin en son teknolojiyle ürettiği 15 yeni proje (beton kale, teknolojik radar vb.) ilk kez lanse edilecek.
– Sahil Gözetleme Radar Sistemi (SGRS) projesi özel oturumu hayata geçirilecek.
– Savunma Sanayii Başkanlığı tarafından hassas bölgelerin korunmasına yönelik son gelişmeler paylaşılacak.
– Sınır ötesi operasyonlarda ve sınır güvenliği amacıyla İHA kullanımı hakkında bilgiler aktarılacak.
– Mobil sınır güvenlik sistemleri teknolojisi hakkında bilgi verilecek.
– Sınır karakollarında prefabrike betonarme kabul toplanma merkezleri tanıtılacak.
– Havadan SAR sistemleri ile gözetleme uygulamalarına dikkat çekilecek.
– Türkiye’nin hava savunmasında yeni nesil radar ve elektronik harp uygulamaları detaylandırılacak.
İkinci Dünya Savaşı’nın ardından oluşan yeni dünya düzeni içerisinde Türkiye’nin en önemli zaafını milli savunma sanayii alanı oluşturdu. Dönemin Başbakanı Süleyman Demirel, 1960’lı yılların sonunda Kıbrıs’a müdahaleyi, çıkarma gemisi olmaması ve silah sanayii alanında batıya bağımlılık nedeniyle gerçekleştiremediği şeklinde açıkladı. Bülent Ecevit, 1974’te Kıbrıs Barış Harekâtı kararını verdi. Ancak bu kararın ardından Türkiye’ye ABD tarafından uygulanan silah ambargosundan sıkıntılara neden oldu. ABD ambargosundan alınan ders, milli savunma sanayiinin önemini ortaya çıkardı.
1974’ten itibaren milli savunma sanayiinin temelini atmaya başlayan Türkiye, 2011’den itibaren bu alandaki ivmeyi hızlandırdı. Afrin’e yönelik Zeytin Dalı Harekâtı, ABD’ye rağmen başlatılan operasyonun milli savunma sanayii alanında atılan adımların önemini de tescil etti.
Güçlü Türkiye olmanın yolu, güçlü savunma sanayinin olmasından geçer. Savunma Sanayiinde yerli ve milli olmanın önemi çok büyük.
Özellikle son dönemlerde Milli Savunma alanında yapılan çalışmalar bizi gururlandırıyor. Güçlü millet, güçlü devlet.
Selam ve dua ile…