Savunma Sanayi

Yerli uçak motorunda kritik viraj!

Abone Ol

Türkiye’nin ilk savaş uçağı KAAN, ilk insansız savaş uçağı KIZILELMA, envantere gireceği gün merakla beklenen ALTAY tankı ve daha nice kara, deniz, hava platformu… Cumhuriyet’in 100. yılında yoluna bazı alanlarda doludizgin devam eden Ankara’nın tüm bu projelerdeki en büyük meydan okumalarından biri de motor meselesi…

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın geçtiğimiz günlerde yaptığı “KIZILELMA’da yerli/milli motorun üretimi maalesef neresinden baksanız 5 yılı alır” cümlesi bu süreci bir kez daha gündemin üst sıralarına taşıdı.

Peki, bugüne kadar çok farklı tarihlerin telaffuz edildiği yerli/milli motor konusunda hangi noktadayız? Savunma Sanayii Araştırmacısı Yusuf Akbaba ile detayları konuştuk…


“En gerçekçi tarihi duyduk”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın '5 yıllık süre zarfı' vurgusuyla başlıyor anlatmaya Akbaba ve KIZILELMA'nın motoru konusunda verilen bu tarihin 'ihtiyatlı' olduğunu belirtiyor.

Akbaba’ya göre Cumhurbaşkanı’na daha önce benzer projelerde verilen ancak tutturulamayan tarihler olması burada esas nokta. “Bu nedenle Sayın Cumhurbaşkanı’nın en gerçekçi tarih olan 5 yılı telaffuz etmesi çok önemli” diyor Akbaba.

Her ne kadar verilen tarih için en ihtiyatlı yol düşünülmüş olsa da bir parantez açıyor ve Baykar’ın bu gibi süreçlerdeki performansına atıf yapıyor. “Ekibin potansiyeli düşünüldüğünde 5 yıldan kısa sürede hazır olma ihtimali de var” cümlesiyle beklentisini de aktarmış oluyor.

Sadece ekip de değil… İnsanız platformda kullanılacak motorun, insanlı platformlarda kullanılacak bir motora göre daha rahat test süreci olduğuna da vurgu yapıyor Akbaba ve bu gerçekliğin de projenin erken bitmesine katkı sağlayabileceğine dikkati çekiyor.

KAAN’ın motorunu ne zaman operasyonel görebiliriz?

KIZILELMA’nın motoru ve 5 yıllık süre, haliyle gözleri diğer alanlardaki mevcut duruma da çevirdi. Bu noktada akla ilk gelen proje Aralık 2023 sonunda gökyüzüyle buluşmayı hedefleyen Milli Muharip Uçak ya da KAAN.

KAAN’ın test uçuşunda ABD yapımı iki motorla havalanacağı sır değil… Ancak bir yandan da yerli motorla ilgili çalışmalar sürüyor. KAAN’ın 2028’de yerli motorla uçması yönünde bir planlama olduğunu medyaya yansıyan haberlerden biliyoruz.


Yusuf Akbaba, KAAN’ın motoru için verilen tarihlerde çok ihtiyatlı olunması gerektiği görüşünde. İki yıla yakın süredir TRMOTOR şirketinin Ukrayna'nın desteğiyle motor geliştirmek için çalışmalarını sürdürdüğünü de ekliyor:

“Bunun yanında TEI'nin de kendi içerisinde çalışmaları mevcut. 2028 yılında uçak üzerinde motorun testlerine başlanması hedefleniyor. Motoru tam operasyonel halde 2031-33 bandında göreceğimizi düşünüyorum.

Tarihimizde ilk defa beşinci nesil uçak ve bu uçak için motor yapıyoruz. Malzeme ve teknik anlamda almamız gereken önemli bir yol var. Projenin zorluğu göz önünde bulundurulduğunda TRMOTOR, TEI, Kale ve hatta kara sistemleri için motor üreten firmalarımızın bilgi birikiminden ve altyapılarından ortak yararlanarak güç birliği yapılması gerekiyor.”

“Sektördeki başarının motorlara yansıması şart”

Türk savunma sanayiinin son yıllarda insansız sistemler, kara araçları, elektronik harp unsurları, deniz ve füze sistemlerinde dünyada merak uyandıran başarılara imza atması elbette tesadüfi değil.

Ancak madalyonun diğer yüzündeki konulardan biri de en başta da söylediğimiz üzere motorlar. “Çok farklı sistem ve platformlara gösterilen başarılar maalesef itki sistemlerinde gösterilemedi” diyor Akbaba.


Bu noktada bir dipnot daha veriyor, kimi motor projelerinin ya geç başlatıldığını ya da sonuca ulaşamadığından bahsedip, sözlerini şöyle tamamlıyor:

“Türk savunma sanayii hafif zırhlı araçlar, füze sistemleri ve MALE sınıfı İHA'lar için yerli motorların kullanımına geçti ama daha yolun başındayız.

TEI tarafından geliştirilen TS-1400 turboşaft motoru, BMC Power'ın Utku - Batu güç grubu projeleri, TRMOTOR'un üreteceği jet motoru ve deniz sistemleri için gelecek yerli itki sistemleri sonrasında Türk savunma sanayii dışa bağımlılığını önemli ölçüde bitirecek.

Yukarıda saydığımız projelerin hepsi platformlara entegre edildiğinde ‘Türk savunma sanayiinin kalbi artık yerli ve milli atıyor’ sözünü de rahatlıkla kullanabileceğiz.”