Son yıllarda gastronomi festivalleri nedeniyle illere yaptığım ziyaretlerde kadınların kooperatifleşmede hızlı bir yol aldığına şahit oluyorum. Özellikle doğal ve yöresel ürün üretme konusunda çok mahirler. Bulundukları bölgenin coğrafi işaretli ürünlerine karşı da ayrı bir hassasiyet göstererek ürettiklerini tüm Türkiye’ye satabiliyorlar. Kooperatiflerde çalışan kadınlar, kolektif bir çalışmadan dolayı olsa gerek bir yandan ticari işlerini yürütürken diğer yandan da ailelerine ve çocuklarına da zaman ayırabiliyorlar. İllerin kalkınmasında büyük bir rol oynayan Kadın Kooperatifleri, deprem gibi afetler sonrasında da bölgelerinde çok aktifler. “YÜciTA Yerelle El Ele Deprem Dayanışma Buluşması-I” toplantısında deprem bölgesine yönelik bu kooperatiflerin çalışmalarını büyük bir heyecanla dinledim. Kooperatiflerin, üretimde kadın istihdamını artırmak, kadını sosyal anlamda yetkinleştirmek ve zorluklar karşısında ortak çözüm bulmak olan amaçlarını gerçekleştirmede de başarılı görüyorum. Özellikle erkek istihdamı yoğun gastronomi sektöründe kadınların güçlenmesi bence kooperatifleşmeden geçiyor.
Türkiye’de kadın kooperatifleri
Kadınların kendi işletmelerini kurabilmek ve birbirlerine destek olmak amacıyla oluşturdukları kooperatifler, gastronomide gerçek anlamda bir fark oluşturuyor. Ortak sorunlara yerelden çözümler üreten, sosyal ve ekonomik değerler oluşturarak kalkınmada önemli bir rol üstlenen Kadın Kooperatifleri, Türkiye’de yoksullukla mücadelede ve kadınların güçlenmesinde önemli araçlardan biridir. Yerelde köylerde ve şehirde ise kırsal mahallelerde bir nevi hayatı dönüştürüyor. Özellikle gastronominin önemli unsurlarından biri olan yöresel lezzetler konusunda kadın kooperatiflerinin çok daha başarılı olduklarını görüyorum. Kadınların kooperatifleşme şeklinde çalışmaları verimi birkaç katına çıkarıyor. Çünkü kadınlar birlikte hareket ettiklerinde daha iyi sonuç alabiliyorlar.
Yerel gastronomide kadının büyük rolü var
Değişen ve gelişen dünyada yöresel lezzetlere talep artıyor. Annemizin yaptığı lezzetli yemekleri arar olduk. Köyden getirttiğimiz doğal tarhana bile gözümüzde tüter oldu. Köylerden şehirlere göçler bu yerel ürünleri yok mesabesine getirdi. İşte kadınların yerelde kurdukları bu kooperatifler, bu ürünlerin tekrar eski doğal hüviyetiyle üretilmesini sağlıyor. Dolayısıyla tarımsal işlerde ve gastronomide çalışan kadın sayısında bir artış oluyor. Mamafih genel anlamda da kadınların, gıda ve yemek üretiminde erkeklerin bir adım ilerisinde olduğunu düşünüyorum. Çünkü kadının ürettiği ürün güven veriyor, seviliyor ve takdir görüyor. Gastronominin temelinde de güven olduğundan yöre ekonomilerinin güçlenmesinde önemli bir rol oynadıkları ve gastronomiye de bir katkı sağladıkları aşikâr.
Kısa Kısa bazı Kadın Kooperatiflerinin Çalışmaları
Adıyaman S.S. Atmalı Girişimci Kadınlar Kooperatifi
Başkanı Nurcan Güvenç, “Adıyamanlıyız 11 kadın ile 2021 yılında kooperatifimizi kurduk. Besni ilçemize Nazlı Demir adında bir kadın kaymakamın gelmesi ile köye adeta bir sihirli değnek değdi ve biz kadınlara büyük bir güven geldi. Kooperatifimizi kurarken çok karşı çıkan oldu ama biz kimseyi dinlemedik. Bu sırada muhasebe tutmamız gerektiğini de öğrendik. İlk başta eşlerimiz kuruluş masrafları ve muhasebe konusunda destek vermediler ama biz kadınlar toplanıp dağlarda yetişen dağ kekiğini toplayıp satıp o şekilde muhasebemizi tuttuk. Yöresel lezzetlerle yapılan bir kahvaltı kafemiz var. Birde 12 tane yan yana her bir reyon farklı ürün satışını gerçekleştirdiğimiz stantlarımız var. Adıyaman tanıtım günlerine, çeşitli fuar ve festivallere katılıyoruz. Coğrafi işaretli Besni üzümü, Siyah salkım üzüm, Adıyaman kaynatılmış peynir, biber ve domates salçası, dut ve üzüm pekmezi, salkım siyah üzüm, kesme pestil, Adıyaman bayram ekmeği, cennet hurma kurusu, Adıyaman bademi, nar ekşisi, sumak suyu, toz sumak, kurutmalıklar, yerli susam, menengic kahvesi, kekik turşusu, kekik baharat, yerli nohut gibi ürünler yapıyoruz. Afetzedelere ve dışardan yardıma gelen kişilere yemek yapıp götürdük. Aile Sosyal Politikalar Bakanımızın yanında da çalışmalar yaptık” dedi.
Kahramanmaraş Türkoğlu Mutlu Besin Tarımsal Kalkınma Kooperatifi
Başkanı Cennet Polat, “İnsanlar farklı bir şehre giderken merak edilenler arasında ilk sırayı alan soru, o şehrin mutfağı oluyor. Bu konuda Kadın kooperatifleri olarak bizler özellikle tarımsal üretim yapanlar, yaşadığımız bölgelerin, atalarımızdan bizlere miras kalan tariflerini yapım aşamalarında aslına sadık kalınarak tekrardan gün yüzüne çıkartan ve insanlarla buluşturan gönüllü turizm elçileri ve o şehrin değerleriyiz. Sürdürülebilirliğin çok önemli olduğu şu zamanda bizler kendi tariflerimize sahip çıkarak özelliklede coğrafi işaretli ürünlerimizi doğru tarım, sağlıklı üretim ile dünya mutfaklarında görmeyi umut ediyoruz” dedi.
Çanakkale Sanatçı Kadın Kooperatifi
Başkanı Zülal Güneri, “Yerimiz Çanakkale merkez köylerinden Erenköy de. Biz daha çok cam, çini ve seramik alanında ürünler üretiyoruz. Üç ayrı yöntem olan cam füzyon, şalümoda sıcak cam ve cam dekorlama boyama ve kumlama üzerine çalışıyoruz. Deprem bölgesinde aktif olarak bir girişimde bulunamasak da ortaklarımızın ürün bağışları ile nakdi yardımlar yaptık. Ayrıca Çanakkale’mize gelen depremzede ailelerin çocuklarına, il kültür müdürlüğü, aile ve sosyal politikalar müdürlüğü biz ve birçok sivil toplum kuruluşu ile bireysel katılım sağlayan psikologlar, rehberlik ve danışmanlar, masal anlatıcıları, karagöz ve kukla oynatıcıları gibi birçok farklı alandan arkadaşlarımızla çalışmalar yapmaya devam ediyoruz” dedi.
Burdur, S.S. Hünerli Eller Kadın Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatifi
Başkanı Kadriye Ayan, “amacımız beslenmeye yönelik üretim yaparak insanlara katkı sunmak ve kadının gücü ve birlikteliğini göstermek. Kadının yiyecek ve içecek sektöründeki konumunu artırmak. Deprem olduğu günün ertesi günü hemen bir proje geliştirdim. Oradaki insanların yüreklerini bu soğukta nasıl ısıtabiliriz diye yola çıktım. Sosyal medyadan bir paylaşım yaptım, Burdur’da 100’lerce kadına ulaştım ve çocuklar için bere, atkı, eldiven, yelek, süveter anneler için anne yelekleri ördük. Çocuklar için amigurimi bebekler ördük. Onlara azda olsa deprem gerçeğini ve korkusunu unutturmak için 2. günde tekrar kadınlara çağrı yaparak oradaki insanlara hazır gıda olması açısından tatlı, tuzlu kurabiyeler hazırladık ve hemen belediye başkanımızın desteğiyle giden tırlara yükleyip onları gönderdik. Kuru gıda göndersem oradaki insanların bunları pişiremeyeceğini ve o psikolojiye hazır olmadıkları için bu şekilde çalışmalar yaptık” dedi.
Osmaniye Düziçi S.S. Kadın Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatifi
Başkanı Rahime Yüksel, “Ailecek hayvancılık yapıyoruz ve ürettiğimiz sütü işleyip tereyağı, peynir ve yoğurt olarak satıyorum. Beslediğimiz hayvanlardan evimin altında açtığım lokantamda Erzurum cağ kebabı ve kuyu kebabı satışı yapıyorum. Evimizde yer fıstığı helvası da üretiyorum. Kadın girişimine yönelik devletimizin verdiği desteklerden haberdar olunca kooperatif kurmak istedik. Hayalimizdeki bu helvanın imalathanesini kurmak ve gerekli destekleri alabilmek için 7 arkadaş ile birlikte kooperatifimizi kurduk. Kooperatif bizim önümüzü açtı, fuarlara, pazarlara katıldık, makine alımına başladık ve “Otak” adıyla patent ve marka başvurumuzu yaptık. Birçok yere ürün vermeye başladık. Ancak deprem sonrası neredeyse ürün verebileceğimiz bir mekân kalmadı. Kadın Kooperatiflerine destek verilmeli, vergileri azaltılmalı ve muafiyetler getirilmeli, yoksa iş yapamaz hale geleceklerini belirtmek istiyorum” dedi.