Propaganda üç çeşittir; beyaz, gri ve kara propaganda.
Birileri beyaz propaganda ile kafamızı karıştırırken bir grup da gri propaganda ile bizleri işlevsiz insanlar hâline getirmeyi amaçlıyor ve bunu yaparken de içimizden birilerini kullanıyorlar. En son, başarılı olamazlarsa kara propagandaya başvuruyorlar.
“…Hem bilmek hem de bilmemek, bir yandan ustaca uydurulmuş yalanlar söylerken bir yandan da tüm gerçeğin ayırdında olmak, çeliştiklerini bilerek ve her ikisine de inanarak birbirini çürüten iki görüşü aynı anda savunmak; mantığa karşı mantığı kullanmak, ahlaka sahip çıktığını söylerken ahlakı yadsımak, hem demokrasinin olanaksızlığına hem de Parti’nin demokrasinin koruyucusu olduğuna inanmak; unutulması gerekeni unutmak, gerekli olur olmaz yeniden anımsamak, sonra birden yeniden unutuvermek; en önemlisi de aynı işlemi, işlemin kendisine de uygulamak…” şeklinde bir cümlesi vardır George Orwell’ın.
Milattan önce yazılan “Savaş Sanatı” isimli kitapta Sun Tzu’nun, askerî taktikler üzerine bahsettiği; “Hasım olunan ülkeler içerisinde iyi olan şeyleri gözden düşürünüz. Onların liderlerinin başarılarını küçük göstererek şöhretlerine gölge düşürünüz. Böylece kendi halkının liderlerini hor görmesini sağlayınız. Adi ve aşağılık kişilerin işbirliğinden yararlanınız. Düşman halkın kendi içerisinde olan uyuşmazlık ve kavgalarını yayınız. Onların geleneklerini gülünç hâle getiriniz” sözleri ile doğrudan gri propaganda olarak isimlendirmese de sunduğu önerilerin bu doğrultuda olduğu anlaşılır.
Gelelim konumuza; geçen hafta Yeniden Refah Partisi’nin genel başkan yardımcısı Selçuk Geyveli, Memur-Sen ve kuruluşun genel başkanı Ali Yalçın’ı hedef alan bir sigorta paylaşımı yaptı. Memur-Sen konuyu yalanladı, meselenin muhatabı olan Büro-Memur-Sen’in konuyla ilgili bilgilendirme paylaşımı da geldi.
Selçuk Geyveli beraber görev yaptığı iki genel başkanının, Memur-Sen’de çalışan olduklarını unutmuş olacak ki durmadan ikinci bir paylaşım yaptı. Kaldı ki Memur-Sen’in eski genel başkanlarından Fatih Uğurlu da hâlen YRP’nin genel başkan yardımcısı.
Ali Yalçın ve Memur-Sen haksızın karşısında, haklının yanında durma düsturuyla hareket eden bir yapı olarak; “Hilfü’l Fudûl” çizgisinden asla sapmamış bir yapıdır. Kurucuları ve bugüne ek tüm yöneticileri “önce insan” düsturuyla “hak-hukuk ve adalet” çizgisinin yegâne savunucusu olmaya devam etmişlerdir.
Ali Yalçın, 15 Temmuz gecesi bankamatiklere koşanların aksine Cumhurbaşkanı henüz çağrı bile yapmamışken önce teşkilatını sonra tüm Türkiye’yi alana davet etmiştir. Gazze meselesinde ilk gece, ilk saatlerde ülkeye çağrı yapıp alanların dolmasını sağlamıştır. Memur-Sen maddi ve manevi tüm desteğiyle alanlarda olmuş ve olmaya devam etmektedir. Hatta bu nedenle Ali Yalçın ve Memur-Sen’in yönetim ekibi; adları ve fotoğraflarıyla beraber zalim, katil, alçak İsrail gazetelerinde hedef gösterilmişlerdir. Buna rağmen ne Ali Yalçın ne ekibi asla geri adım atmamıştır, atmayacaktır.
Rahat olun klavye delikanlıları, sizi biliyoruz.Siz, yapılan bu çalışmaları propagandalarınızla yok etmeye çalışıyorsunuz. Kimlerden emir aldığınızı da biliyoruz;neden böyle davrandığınızı da. Beraber yürüdüklerinizin ne yaptığını da biliyoruz. İlla gün gelir, hesabı sorulur. Gün gelir, bunları neden yaptığınızı da ümmet bilir; anlar. Hele de tasmalılarınızın da neden sizin adınıza ortaya döküldüklerini de yazarız ama biz kitaba uymayı kendimize şiar edindik ki asla zulmeden olmayacağız.
Şimdi yürüyün, Memur-Sen kapısından size ekmek çıkmaz. İftiralarınızla yıkılmayacak bir Memur-Sen var. Bir milyondan fazla üyesiyle dimdik ayakta ve İslam için feda.
Ötede oynayın, zira burası oyun oynayacağınız yer değil; ayakaltında ezilirsiniz. Ha YRP kendi iç hesaplaşmasını yapacaksa da Memur-Sen’e bulaşmadan yapsın diye tavsiye ederim. Vesselam…