Milli Eğitim Bakanlığı geçtiğimiz günlerde çalışma takviminde bazı değişiklikler yaptı. Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk yeni modelle ilgili açıklamalarda bulundu. Sayın Bakanın sunduğu modele göre 13 hafta olan yaz tatili 11 haftaya inecek, kasım ve nisan aylarında birer hafta ara tatil verilecek. Tabii bu uygulama öğrencilere yönelik bir uygulama olarak planlanmaktadır. Öğretmenler ara tatillerde seminer çalışmalarına devam edecek.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın bu değişikliğindeki temel hedefi uzun yaz tatilinin kısaltılması, öğrencilerin edindikleri bilgi ve becerilerin unutmasını ve okuldan, kitaptan uzun süre uzak kalınmasını engellemek olarak gözükmektedir. Öğrenciler kasım ve nisan aylarındaki ara tatillerde her yıl bir tema etrafında sosyal, sportif, kültürel faaliyetler yapacak ve verimlilik artacak.
Milli Eğitim Bakanlığının son yıllardaki uygulamaları uygulanabilirlik ve kapsamın belirlenmesi konusunda eleştiriler almaktadır. Eleştirilere göre birer haftalık ara tatillerde öğrencilerin ne kadarı etkinliklere katılabilecek, etkinlikleri kim planlayacak ve etkinliklere kim mali destek sağlayacak, öğretmenler ara tatillerde seminer görevi yapacaksa öğrencilerin bahsedilen etkinliklerinde onları kim organize edecek, Türkiye’nin bölgesel farklılıkları dikkate alındığında her bölgedeki öğrenciler etkinlik yapma fiziksel koşullarına sahip olabilecek mi?..
Esasında Milli Eğitim Bakanlığı’nın daha önce açıkladığı yüz günlük eylem planında ve Sayın Bakan Ziya Selçuk’un 2023 Eğitim Vizyon Belgesi’nde açıkladığı konularda oluşan beklentilerin eğitimciler açısından tılsımını kaybediyor olması psikolojik bir problem hali oluşturabilir. Haftalık ders saatlerinin düşürülmesiyle ilgi açıklama hala somutlaştırılmadı. Liselerde ya da ortaokullarda haftalık ders saati ne kadar olacak?
Ders çeşitliliğinin azaltılacağı ile ilgili açıklama hakeza açıklama olarak ortada durmaktadır. Hangi eğitim kademesinde hangi dersler kaldırılacak, kaldırılacak derlerin öğretmenlerinin norm problemi nasıl çözülecek, lise türlerine göre nasıl bir ders dağılımı yapılacak, meslek liselerinde hala her öğrenci üniversite sınavlarına girme yarışına girecek mi?..
Öğretmenlik Meslek Kanunu eğitim kamuoyunun en çok merak ettiği konu. Acaba Öğretmenlik Meslek Kanununda eğitimciler arasında fırsat eşitsizliği oluşturan kariyer basamakları ile ilgili bir düzenleme olacak mı, eğitimciye şiddet konusunda ciddi caydırıcı kanuni düzenlemeler ne zaman çıkacak, ücretli öğretmenlik yeni bir istihdam modeli olarak kanunlaşacak mı?..
Son iki yıl tüm kamu çalışanları ile birlikte eğitimciler de 3600 Ek Gösterge ile yatıp kalkmaktadır. Emekli olacak eğitimciler ısrarla bu değişikliği bekliyorlar ve normal süreç içerisinde yaşanan sirkülasyon ortaya çıkmıyor, tıkanmalar yaşanabiliyor.
Değişen TEOG sistemi sonucunda getirilen LGS sisteminde geçtiğimiz yıl yaşana kaos durumu devam edecek mi, isteyen her öğrencinin istediği okul türüne yerleşeceği ile ilgili açıklamaların sahada karşılığının olmadığını acı tecrübelerle aileler ve öğrenciler gördü. Proje okullarının sayılarının zamanla azaltılacağı ifade edilirken bu listeye bu yıl yeni okulların eklendiği bilinmektedir.
Özel Öğretim Kurslarının kapatılacağı ifade edilmişti. Fakat sürenin iki yal daha uzatılacağıyla ilgili rivayetler dolaşmaktadır.
Beklenti şu: Artık sürekli değişen bir eğitim modeli olmamalı, eğitimciler de öğrenciler de önünü görmeli, Türk eğitim sistemi kendi geleneğini oluşturmalı, artık üretim merkezli eğitim modeli değiştirilmemek üzere oluşturulmalıdır.