Yeminin kendisini bırakıp, “Türk mü, Türkiyeli mi?” diye tartışacağız, öyle mi?

Abone Ol

Halkların Demokratik Partisi Ağrı Milletvekili Leyla Zana, önceki gün Meclis’te yapılan yemin töreninde, Anayasa’da belirtilen milletvekili yeminini, metindeki “Türk milleti” ifadesini “Türkiye milleti” şeklinde değiştirerek okudu.

Oturumu yöneten, Meclis’in geçici başkanı Deniz Baykal, metnin aynen okunmadığı gerekçesiyle yeminin geçerli olmadığını kaydetti.

Diğer yandan, doğal olarak, “‘Türk’ kelimesi şunu ifade eder, ‘Türkiyeli’ şunu karşılamaz” gibi bir tartışma da başladı.

Medyada yazılıp çizilenlere şöyle bir baktım da, yemin müessesesinin kendisini konuşan yok gibi.

Babam terzidir; kunduracı, müzisyen ve senarist tanıdıklarım da var; hiçbirinin, mesleklerine başlarken “Şuna, şöyle ve şu kadar yemin ederim” filan demediklerini biliyorum. Yapacakları işin sınırları, düsturları, adetleri bellidir ve bunlara riayet etmedikleri takdirde neler olacağı zaten şu veya bu yolla tespit edilmiştir. “Ölçüde hata yapmak suretiyle terzilik mesleğinin şerefine halel getirmeyeceğime…” Hadi ya?

“Ama milletvekilliği ağır, sorumluluğu fazla, sıradışı önemi haiz bir meslek.” Cenab-ı Allah, kimseye taşıyabileceğinden ağır bir yük yüklemez ve zaten milletvekilleri Meclis’e girerken milletle böyle bir akdi manen imza etmiş oluyorlar. “Seni temsil edeceğim, seninle ilgileneceğim, senin için çalışacağım” diyorlar. Aksi bir durumda neler olacağı da zaten şu veya bu yolla (el yapımı mevzuat dahilinde ve millet nazarında) bellidir.

İlle de yemin müessesesi olacaksa, milletvekillerine zorla bir yemin metni okutulacaksa, bu metin bari kısa, yalın ve herkesçe kabul edilebilir bir metin olsa.

Milletvekilleri sırayla kürsüye çıkıp “Atatürk İlke ve İnkılapları”na bağlı kalacaklarına namus ve şerefleri üzerine yemin ediyorlar, halbuki çoğunun “Atatürkçülük”le problemi var. Yok mu?

“Atatürkçülük” yeminine Besmele ile başlamanın ve bu yemin metnini Kur’an’a el basarak okumayı önermenin çok acayip bir şey olduğunu belirtmeden geçmeyelim.

Leyla Zana’ya dönecek olursak…

On yıllardır tanıdığımız kadarıyla Leyla Zana’nın, yol arkadaşlarından farklı olarak bu tip bir hareketi sırf sansasyon doğurmak için değil, sansasyonel bir eylemle kendince ciddi bir tartışmayı gündeme getirmek adına hareket ettiğini söyleyebiliriz. Fakat bu da, artık o “anlı şanlı Kürt Hareketi’nin” bile “TeCe sistemine” mükemmel şekilde entegre olduğuna işarettir.

Yemin metninde tek sorun “Türk Milleti”, öyle mi? Geçmiş olsun.