Yazınız kışa dönmesin!

Abone Ol

Yaklaşan yaz mevsimi ile beraber içimizde olduğu gibi faaliyetlerimizde de kıpırtılar başladı elbet. İçimizde daha uzun yürüyüşler yapma, tabiat gezisi, uyanan çiçekleri ve hayvancıkları seyretme istekleri oluşmaya başladı. Bütün bunlar harika harika olmasına ama uyanan sadece masum çiçekler değil tabii ki. Bu arada bizim zehirli kenelerde uyandı. Piknikçilerin özellikle dikkatine sunulur. Artık kene ve tehlikesini duymayan kalmamıştır diye düşünüyorum. Son yıllarda yaz aylarının en büyük kâbusu durumunda bu böcekcikler… Tekrar hatırlatmak ta fayda görüyorum, çünkü sonuçları itibari ile oldukça ciddi ve ölümcül olabilen bir hastalıktır.

Evet! Keneler pek çok hastalığa yol açabilmelerine rağmen, bunların en meşhuru Kırım Kongo Kanamalı Ateşi dediğimiz bir hastalık. Bu adı nerden aldığını merak edenimiz varsa açıklayalım: ilk defa 2. Dünya Savaşı yıllarında yaz dönemine gelen bir zamanda, Kırım bölgesinde, tarım işlerine yardım eden Sovyet askerlerinin arasında görülmüş. Bu durumun daha sonra kenelerden bulaşan bir hastalık sonucu olduğu anlaşılmış ve adına Kırım Kanamalı Ateşi denilmiş. Daha sonraki yıllarda farklı bölgelerde de ortaya çıkmış ve adı zamanla Kırım Kongo Kanamalı Ateşi olarak değiştirilmiş.

Kırım Kongo Kanamalı Ateşi, bu hastalığa neden olan özel virüsü bünyesinde barındıran bir kenenin kişiyi ısırıp kan emmesi ile bulaşır. Kene, kan emerken kişinin vücuduna virüsleri bırakır. İşte bu virüsler sebep olur hastalığa. Kene bir taşıyıcıdır. 30 kadar kene türü varsa 8 türünün bu virüsü bulaştırabileceği söylenmektedir. Keneler ise virüsü, sığır, koyun, keçi, yabani tilki gibi hayvanlardan alır; bu yüzden en büyük risk grubu hayvancılıkla uğraşanlardır.

Virüs vücuda girdikten sonra etkilemediği hemen hiçbir organ kalmayabilir. Başlangıç belirtileri ateş, baş ağrısı, kas ağrısı gibi genel belirtilerdir. Kişi eğer dirençli ise ve hastalık erken fark edilir ise 9-10 günde iyileşebilir. Aksi olursa tüm iç ve dış vücutta kanamalar başlar ve organ yetmezlikleri ortaya çıkar. Sonuç ölümdür.

Bu hastalığa karşı toplumsal bilinç, eğitim, bilgi çok önemlidir. Bütün tedavilerin başı korunmadır. Bu hastalıkta da en önce yapılması gereken hayvanların ve zehirli kene görülen bölgelerin ilaçlanmasıdır.

Daha sonra dikkatli çalışma ve vücudun günlük düzeli olarak kene yönünden taranması büyük önem arz eder. Açık renk, el ve ayak bileklerini sıkıca tutan giysilerin tercih edilmesi de koruyucu olabilir. Eğer vücudumuza tutunmuş bir kene fark edersek çıkarmaya çalışmadan, paniğe kapılmadan en yakın sağlık kuruluşuna başvurmak gerekir, çünkü keneyi çıkarmaya çalışırken ezebilir ya da kafasının koparak vücut içerisinde kalmasına sebep olabiliriz.

Türkiye Halk Sağlığı Kurumu’nun 2015 yılı verilerine göre 12 yılda ülkemizde Kırım Kongo Kanamalı Ateşi Hastalığına bağlı ölüm sayısı 463 maalesef. Bu yüzden çok dikkatli olalım. Yazımız kışa dönmesin!

Sağlıklı bir yaz dileklerimle…