İnsanlık tarihi boyunca iyilik olduğu kadar kötülük de olagelmiş, insanlar ya iyiliğin tarafında yer almış ya da kötülüğün destekçisi olmuşlardır.
İyiliğin hakim olması için öncüler olduğu kadar, kötülüğün sürmesi için bile isteye mücadele edenler de hep olmuştur.
Bu guruba girenler yaptıkları eylemin farkında ve bilincindedirler.
Tüm kötüler, bütün karanlık odaklar, insanlığın iyiliğini değil, kendi çıkarlarını düşünürler.
İyiler ise insanlık adına güzel olan her ne ise onu isterler.
Kötüler vicdanlarının sesini ya susturmuşlar ya da öldürmüşlerdir.
Böyle olduğu için iyiliği düşünmezler; kötülük için çalışırlar.
Onlar, vicdanı olan iyileri kendi çıkarları önünde engel olarak görürler.
Terör estirmekten hoşlanır tüm kötüler.
Toplumdaki huzur ve barış onların huzurunu kaçırır.
Kaostan beslenir, kargaşadan nemalanır, insanların huzursuz olmasından haz duyarlar.
Toplumsal barış ve huzurun kaybolması için ellerinden geleni yaparlar.
Varlıklarını başkalarının yoklukları üzerine inşa etmişlerdir onlar.
Yok ettikçe var olacaklarını düşünmeleri ondandır.
Yarasa misali aydınlıktan hoşlanmazlar.
Nerede bir ışık görseler söndürmeye çalışmaları bundandır.
Yapmayı değil yıkmayı severler.
Onların eserleri, arkalarında bıraktıkları yıkıntılardır.
Bir gönle girmeyi değil, ideolojilerini insanların kafasına zorla enjekte etmeyi meslek edinmişlerdir.
Masum insanların, sivillerin onlar için zerre değeri yoktur.
Onları ancak karanlık yüzlerine maske, kendilerine kalkan yaparlar.
İyiler ise vicdanları her türlü çıkarın önündedir.
Gerekirse terör karşısında göğüslerini siper ederler, bir masumun canı yanmasın, bir kişinin kılına zarar gelmesin diye.
Onlar insanların gönüllerinde yer almayı öncelerler.
Barış ve huzur isterler.
Barış ve huzurun tesisi için çalışırlar.
İyiler bilirler ki, en az kötüler kadar mücadele etmezlerse, iyilik kötülüğe galip gelemez.
İyilik ve kötülüğün mücadelesi geçmişte olduğu gibi bugün de devam ediyor; yarın da devam edecek.
Bu mücadelede kim hangi safta yer alıyor, ona baksın.
Kim kimin değirmenine su taşıyor, onun farkına varsın.
Ve kahramanlar!
Öldürmek için değil, yaşatmak için ölen kahramanlar.
Yaşatmak için ölenleri, öldürmek için yaşayanların anlamasını bekleyemeyiz elbet.
Yüreği imanlı, kalbi sevgi ve şefkat dolu insanlarla; yüreği nefret, zihni fesat, vicdanı ölü insanların ruhları elbet bir olmaz.
Yaşatmak için yaşayanlara, yaşatmak için mücadele edenlere selam olsun.