Son on yedi yılın en kalıcı işlerinden biri; kütüphanelerin yaygınlaştırılmasıdır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan önemli bir boşluğu gördü ve adım atılması yönünde projelere start verdi.
İHTİYAÇ ALANI NEYDİ?
Konuya iki açıdan bakabiliriz.
Birincisi; kütüphanelere kültür ve kolektif hafızanın evi olarak yeteri kadar önem verilmiyordu.Cumhuriyet tarihinde hep ihmal edilmiş bir konudur bu. Ülkemizdeki kütüphanelerle Avrupa’da öne çıkan kütüphaneleri kıyasladığımızda nicelik ve nitelik bakımından çok üzücü bir tablo ile karşılaşıyorduk. Bu eksiklik fark edildi. Yarını inşa edecek bir dayanak olarak, bir temel olarak, hem kök hem de tohum olarak kütüphaneler artık gündemimizde. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın icraat döneminde yaptığı en hayırlı, en bereketli ve en kalıcı işlerden biri, belki de bu projeler olacak.
İkincisi; “İhtiyaç alanı neydi?” sorusunu cevaplarken gençlerin beklentilerini de mutlaka bu satırlara taşımalıyız. Liseye giriş sınavına çalışan, üniversite sınavına giriş için ter döken, akademik araştırmalar yapan, yazmayı-çizmeyi-okumayı tutku haline getirmiş büyük bir kesim var. Bu kesim daha çok kütüphanelerde çalışmayı tercih ediyor. Çünkü kütüphane odaklanma ve motivasyon için ideal bir ortam. Dolayısıyla kütüphanelerde çalışmak isteyen kişi sayısı çok çok fazla, mekân ise sınırlıydı. Özellikle de 24 saat esasına göre hizmet veren kütüphaneler, bir kültür şehri İstanbul’da bile bir elin parmaklarını geçmiyordu. Bu talebin fark edilmesi ve karşılanması gerekiyordu.
ÇÖZÜM İÇİN HANGİ PROJELER ÜRETİLDİ?
Siyaset kurumu bu yöndeki kültürel ve tarihi sorumluluğu önemsedi. Gençliğin ihtiyaçlarını ise görmezden gelmedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatıyla Millet Kıraathaneleri açıldı ve 24 saat esasına dayalı, ücretsiz çayı-çorbası olan kütüphanelerin sayısı artırıldı.
Millet kıraathanelerinin hesaba katmadığımız bir faydasının orta ve uzun vadede toplumda gözlemleyebileceğimizi düşünüyorum. Toplumumuz ne yazık ki kitaba uzak ve mesafeli. Kitap okuma alışkanlığımızın istenilen seviyede olmadığını biliyoruz. Kütüphane dediğimiz mekân ise bizim için soğuk ve itici mekânlardı. Millet kıraathaneleri ile birlikte bulaşacağız, konuşacağız, tartışacağız, istişare edeceğiz ve okuyacağız… Artık kahve kokusu içinde, çay muhabbetinin getirdiği derinlikte kitapla kurduğumuz ünsiyet gelişecek.
FAALİYETE GEÇEN KÜTÜPHANELER KEMMİYET AÇISINDAN YETERLİ Mİ?
Rami Kışlası’nın kültür vadisine dönüştürülmesi gibi mega projelerin yanında pek çok yeni mekan inşa edildi. Fakat bu merkezlerin sayıca yeterli olmadığını gözlemliyoruz. Metropol kentte halkın teveccühü çok yoğun. Dolayısıyla Millet Kıraathaneleri ve 24 saat açık kütüphaneler büyükşehirlerde yaygınlaştırılmalı.
Bununla birlikte tutan bir proje olarak bu uygulamaları ülkenin tüm bölgelerine, illerine, kasabalarına yaymayı başarmalıyız.