Yarın çok geç olabilir…

Abone Ol

Hafta başında Cumhurbaşkanımızın ev sahipliğinde üçlü Suriye Zirvesi’nin beşincisi gerçekleştirildi. Anayasa Komitesi’nde listenin onaylandığını belirten Erdoğan, “Suriye’nin toprak bütünlüğü ve kalıcı çözümünde aramızda tam mutabakat var” dedi. Türkiye, Esed’e ve PKK’nın stratejik ortağı haydut ABD’ye rağmen üzerine düşeni fazlası ile yerine getirdi. Kandan beslenen küresel güçlerin bitmesini istemediği bu mesele, tez zamanda hayırlı bir çözüme ulaşır inşallah…

Kıymetli dostlar, Türkiye’nin bölgedeki rolünü ve yapmış olduğu fedakârlığı tüm dünya çok iyi biliyor. Esasen Türkiye, tarihi rolüne geri dönüyor. Yaklaşık bir asır sonra, küllerinden yeniden doğarak ayağa kalkan güçlü Türkiye, özgüveni ve izlemiş olduğu dış politikalarla hem coğrafyamız, hem de İslam âlemi için yeniden bir umut ışığı oluyor. Evet, artık kartlar yeniden karılıyor ve yirminci yüzyılın defterleri bir bir kapanıyor. Ve herkes çok iyi biliyor ki “Osmanlının yedi yüz yıllık birikiminin varisi Türkiye, sadece Türkiye’den ibaret değildir. Türkiye, Türkiye’den de büyüktür. Türkiye, tüm dünya mazlumları için sıradan bir ülkeden çok daha fazlasıdır.’’ Türkiye, içimizdeki bazı çapsız ve tırsaklara rağmen ayağındaki vesayet prangaları bir bir kırarak tehdit ve şantajlara boyun eğmeden yoluna devam ediyor. Türkiye’nin bu dik duruşu ve kutlu yürüyüşü yüzyıllardır sömürülen birçok ülkeye de çok güzel örnek oluyor.

Türkiye’nin yeniden ayağa kalkması, dünyayı tek bir merkezden yönetmeye alışmış olan küresel baronların alayını rahatsız etti. Özellikle son çeyrek asırda, bizi tekrar rehin almak ve eskisi gibi yönetmek adına, şeytanı çırak çıkarırcasına ellerinden gelen her türlü puştluğu yaptılar. “7 Şubat MİT krizinin de 28 Şubat darbesinin de Kobani ve Gezi olaylarının da 17/25 Aralık ve 15 Temmuz FETÖ darbe girişiminin de arkasında hep bunlar vardı.’’ Her şeyi, her pisliği denediler lakin Allahın yardımı ile her defasında nakavt oldular. Peki, bugün itibarı ile bu alçakça saldırılar bitti mi? Hayır. Kısa vadede biter mi? Hayır. Peki, ne zaman biter? Biz ne zaman o “Güçlü, özgür ve bağımsız Türkiye’’ iddiamızdan vazgeçersek işte o zaman bu saldırılar biter. Peki ya, biz vazgeçer miyiz? Asla!

Bu soysuzların alayı “Dünya beşten büyüktür” diyerek kendilerine meydan okuyan Erdoğan’ı devirmek için şimdi yine aşeriyorlar. Belli ki Erdoğan’ı da Menderesi aldıkları gibi bizden almak istiyorlar. İşte bu yüzden, PKK’nın kucağına binlerce tır ağır silah indiriyorlar. İşte bu yüzden Doğu Akdeniz de köpek balığı gibi gezen donanmalar bulunduruyorlar. İşte bu yüzden Ege’de boş buldukları her adaya füze rampasıyla, asker istifliyorlar…

Ey! Bölmeye matuf siyasi ikbalini kovalayan içimizdeki gevşekler, Ey! Küskünler, Ey! Şirazesini yitirmiş muhalifler!  Benden söylemesi. Mızıkçılık yapmayın, aklınızı başınıza alın! Ve bir an önce kendinizi tamir edin! Çünkü yarın çok geç olabilir…

Selametle…