Cumhurbaşkanı Erdoğan, TİM Genel Kurulu’nda CHP’nin başlattığı kaos yürüyüşü için Anayasa’nın 138. maddesine atıfta bulunarak, “Yargı yarın sizi de davet ederse şaşmayın” dedi. Cumhurbaşkanımızın bu sözlerinin ardından neler denmedi ki? Yok Kılıçdaroğlu’na tehditmiş, yok yargı bağımsız değilmiş, yok hedef muhalifleri susturmakmış… Ama Erdoğan haklıydı. Türkiye’nin güvenliğine, vatandaşın emniyetine, ekonomiye tehditte bulunacak her türlü eylemi engellemek Cumhurbaşkanı’nın görevi. Erdoğan’ın haklı, hukuki, uyarıcı sözlerini çarpıtanlar, Kılıçdaroğlu ve ekibini adalet arayışı ile alakası olmadığı gün gibi ortada olan “Adalet” yürüyüşünü ve söylemlerini hiç gündeme taşımadı. MİT TIR’ları ihanetine, 17-25 Aralık darbe girişimini savunmak, propaganda yapmak, FETÖ için yürümek suç değil mi? 15 Temmuz işgal girişimi için teröristbaşı Fetullah Gülen gibi “Kontrollü darbe” darbe demek, darbecileri tümden aklayıp hatta milli mücadeleyi yürüten hükümete iftiralarla saldırmak suç değil mi?
Sanki FETO başvekili
Kılıçdaroğlu, kendisinin kaçtığı ancak milletin canıyla kanıyla püskürttüğü 15 Temmuz’un en simge bölgesi Kaharamankazan’da utanmadan Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ne dedi? “20 Temmuz darbecisi” Erdoğan’ı Kılıçdaroğlu’na göre darbeci yapan neymiş? OHAL ilan edip, KHK’lar ile FETÖ’nün devletteki yapılanmasını temizlemek, medya ayağını bitirmek, finans kaynağını kurutmak, teröristlere nefes ve nüfuz alanı bırakmamak. Yani Erdoğan’ı Kılıçdaroğlu’na göre darbeci yapan devleti kurtarmak, şehitlerin hesabını sormak, virüsleri temizlemekmiş. Görünen tabloda bu tip ithamlarda ancak FETO bulunabilir, lakin görüyoruz Kılıçdaroğlu da FETO’nun başvekili gibi çalışıyor. Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanımıza darbeci demenin dışında kendisini Musa (as), Erdoğan’ı ise Firavun ilan etti; tıpkı 7 Haziran seçimlerinden sonra FETO gibi. Kılıçdaroğlu’nun başlattığı “Adalet” yürüyüşünün FETO talimatlı olduğu çok aşikâr. FETÖ Türkiye tarihinin en alçak terör örgütü, FETO aşağılık bir teröristbaşıdır. Dolayısıyla hem örgüte hem de teröristbaşına yardım ve yataklık eden, işbirliği yapan herkese yargı dokunur, makamı ne olursa olsun terörle iş tutandan hesap sorulur. Aynı zamanda MİT TIR’larının ihanetinde FETÖ’nün kuryesi de Kılıçdaroğlu olabilir.
İtirafçı ol Kılıçdaroğlu
Ben de dahil olmak üzere her birimiz Enis Berberoğlu’na itirafçı olması çağrısı yaptık. Asıl itirafçı olması gereken Kemal Kılıçdaroğlu’dur. Kılıçdaroğlu konuşturulmadan FETÖ’nün kripto siyasi ayağına ulaşılamaz, darbe girişimlerinin detayları tam manasıyla öğrenilemez. Kılıçdaroğlu-FETÖ ilişkisi öyle ya da böyle çarşaf çarşaf ortaya dökülecek, zaten herkes biliyor ama… Bu bir tehdit değil, demokrasiyi savunmak, adaleti aramak…