Yanlış bilinen gerçekler -2

Abone Ol

Yeni çıkan bir banka reklamında karakterler konuşurken, ilk milli banka fikrini kimin attığını, bu projenin sahibinin kim olduğunu soruyorlar ve cevap Mustafa Kemal olarak veriliyor. Mustafa Kemal ilk bankayı kurdurmuştur ama proje, fikir ona ait değildir. İlk milli banka fikri Kara Kemal’e aittir.

****

Çanakkale Savaşı’nda zannedildiği gibi askerler kuru ekmek ve hoşafla beslenmemiştir. Bu bir şehir efsanesidir. İnsanımız abartmayı, övülecek konularda dramatikleştirmeyi seviyor ama Çanakkale zaten başlı başına bir destandır, uydurma bilgiye gerek yoktur. Çanakkale de askerler gayet güzel bir şekilde besleniyorlardı. Hatıraları okuduğumuzda ve Genelkurmay ATESE (Askeri Tarih Strateji ve Etüt Başkanlığı) arşivlerindeki kayıtları incelediğimizde aksini görmemiz mümkün değil.

****

Be Hey Dürzü ismiyle dolaşan şiir Neyzen Tevfik’e ait değildir. (Neyzen Tevfik zannedildiği gibi ayyaş, küfürbaz adam da değildir ayrıca ama o konu uzun.) Şiir, emekli Emniyet Amiri Mutlu Çelik’e aittir. Mutlu Çelik 1994 yılında çıkan “Cevaben” adlı kitabında yayınlamıştır şiiri.

****

Mehmet Akif, Sultan Abdülhamid’i hiç sevmezdi. Çok ağır da şiirler yazdı hakkında. Ancak sonrasında pişmanlık şiiri diye geçen “giden semerciyi” şeklinde başlayan şiir Akif’e ait değildir. Müthiş bir Akif hayranı Ali Ulvi Kurucu, Akif’in pişman olduğuna dair tek bir cümlesine bile rastlamadığını söylüyor. Akif’in ağzından pişmanlık şiiri yazmak istediğini, sonra arkadaşlarının vazgeçirdiğini söylüyor. Yine de pişmanlık şiirinin Ali Ulvi Kurucu’ya ait olması muhtemel. Yazmak isteyen başka birine rastlamıyoruz çünkü.

****

Kadınlara milletvekili seçilme hakkı zannedildiği gibi 1934’te verilmemiştir. 1934’te başörtülü olmayan kadınlara verilmiştir, başörtülü kadınlara milletvekili olma hakkı 2013’te verilmiştir.

****

“Sarıkamış Harekâtı’nda tek kurşun atılmadan, Enver Paşa’nın maceraperestliği ve hayalciliği yüzünden, 90.000 askerimiz donarak şehit oldu” bilgisi yanlıştır. Cümle tamamen yanlış bilgilerle doludur. Bu bilginin kaynağı Binbaşı Köprülülü Şerif Bey’in 1922 yılında yazdığı kitaptır. Meşhur sözdür, bilirsiniz, tarihi galipler yazar. Binbaşı Şerif Bey; Enver Paşa’yı sevmeyen ve Cumhuriyet’e ve kadrosuna yalakalık yapan biridir. Bu nedenle dönemin şartları da son derece uygun olduğu için bu kitabı karalama amacı yazmış, yalanlarını gerçek diye yutturmuştur. 90.000 şehitten başlayalım. Harekâtta toplam asker sayımız 75.000’dir, dolayısıyla bu iddia geçersizdir. Sorumlu Enver Paşa değil, Hafız Hakkı Paşa’dır. Harekât planına uymamış, planın dışına çıkmış, kaçan Rus birlikleri takibe kalkışarak cepheyi 100 metre genişletmiş, o havada o yorgunluktaki askerleri Allahuekber Dağları’na çıkarmıştır. Genelkurmay arşivlerine göre Hafız Hakkı Paşa’nın Allahuekber dağlarına çıkardığı askerlerden 7.000 tanesi donarak şehit olmuştur. Rus Kafkas Orduları Genel Komutanı Yudeniç, Rus ordusunun 32 bin ölü ve 10 bin civarında esir verdiğini, Türklerin 23 bin şehidi olduğunu yazmaktadır hatıralarında. Bu da, tek kurşun atmadan tezini çökertmektedir. Ciddi bir çatışmanın olduğunun delilidir. Rusların Kafkas Ordusu Kurmay Başkanı Maslovski de hatıralarında, “Türkler 23 bin kayıp” verdi demektedir.

****

“Yangın olur biz yangına gideriz” türküsünün orijinali “Besmeleyle biz yangına gideriz” şeklindedir. Ancak sansürle “besmele” kelimesi çıkarılmıştır.

****

Nazım HİKMET (Atsız’ın tabiriyle Nazım Hikmetof) bahsettiği gibi insan özgürlüğünü, eşitliği savunan; diktatörlüğe, zorbalığa karşı biri değildir. Örneğin “Çocuklarımıza Nasihat” şiirinde, “Ve din dersi hocasının resmini yapan, kurşun kaleminle yık, Mızraklı İlmihal’in, yeşil sarıklı iskeletini” der. Türk solu için (Nazım konu olunca Rus solu mu demeliydim?!) konu “İslam” olduğunda (“İslam”, din değil; çünkü bizim sol Hıristiyanlığa, Yahudiliğe, Budistliğe vb. gayet anlayışlıdır) özgürlüğü, insan haklarını unutur.