Güncel/kırılgan siyasetin beklentisi genellikle iktidarlar üzerinden ima edilirdi…
Şimdilerde ve en azından ülkemizde bunun yönü muhalefete kaymış gibi duruyor…
Octavio Paz’ı: “Dansa ayak uydurmak ve o günün ritmine uymak” sözüyle bize hatırlatan bu muhalefet anlayışı, hayatı “an”a sıkıştıran ve görünüp-kaybolan dilimlere indirgemiş durumda…
“Doğru”sunun sadece “an” da kaldığına inan bir siyaset için dün ya da yarın bile çok uzun zamanlara işaret ediyor…
Aynı gün içerisinde dahi bir öncekini yalanlayan açıklamaların, hiçbir vicdani sorumluluğunu üstlenmeyen bu zihniyet, siyasetin ahlakından önce ahlakın siyasetinin çok şey kaybettiğinin işaretidir…
“Uzun bir dönemden beri” ifadesindeki belirsizliği, Kılıçdaroğlu dönemiyle daha da belirginleştirerek şunu ifade edeyim; CHP için yalan ve inkâr artık “kutsaliyet” mertebesine ulaşmıştır…
Son derece inanarak ve sakin bir edayla söylenen yalanlar ya da atılan iftiralar adeta bir “ritüel huşusu” ile karşılanabiliyorsa burada “ürküten bir kutsallaştırma” var demektir…
Peki, uğruna her şeyin feda edildiği bu “kutsal”ın amacı nedir?
“İktidar cenneti”ne ulaşmak mı?
Yalanla başlayan bir şey, doğru ile devam edemez…
Nitekim İstanbul örneği de bunun en önemli ispatıdır…
Her yalan başka bir yalan doğurmuştur ve doğurmaya da devam etmek zorundadır; eşyanın tabiatı gereği…
Bu saatten sonra yepyeni bir anlayış ile “tövbekâr” olunamaz ise “yama tutmaz” hale gelmiş bir bilinçle, kendilerine dahi bir fayda üretemez duruma gelecekler…
Bugün ki CHP’nin temel felsefesi ta MÖ 400’ler de tarihçi Tukidides tarafından bile çöpe atılmıştır; şöyle ki, “Rakibinin hata yapmasını beklemek yerine, kendin güçlü ol”dur bu anlayış…
İki bin beş yüz yıllık bu tecrübe bile aslında CHP’nin ne denli arkaik kaldığının çok net bir göstergesidir…
Hakikati yerinden oynatamayınca, zaten “oynak” olan yalanı “düşünceye bodrum katı” yaptığı içindir ki, CHP de hep “oynar” olarak görünmektedir…
Aşağısı ayrı yukarısı ayrı oynayan bu oynaklık, bilinçte açılan deliklerin yamanmasının da önüne geçiyor…
Bu oynaklıkta iğnesini marifetle kullanacak bir terzi de olamayacağı için her tamir hamlesi, CHP’nin bedenine iğne ıstırabı vermeye devam ediyor…
Sonuçta bu “yama tutmaz”lık hali en çok CHP’yi yoksun bırakıyor; büyüyen yırtıkların çıplak bıraktığı bir kimlik buhranıyla…