Tekvîr Sûresi’nin ayetleri, sadece geçmişe değil, bugüne de ışık tutuyor. Bugünün dünyasında, İslam topraklarında oynanan oyunlar, masum kanlarının akıtılması, Filistin’in üzerine çöken karanlık, ayetlerin işaret ettiği bir sona yaklaşıyor olabilir mi? Gelin, bu ayetleri günümüzün Yahudi stratejisine, İslam coğrafyasında yürütülen savaşlara uyarlayarak okuyalım.
GÜNEŞİN KATLANMASI VE SAHTEKÂR YILDIZLARIN DÖKÜLMESİ
Bir zamanlar dünyayı “aydınlatan” ve “güç sahibi” görünenlerin ışığı sönüyor. Bugünün sahte “aydınlatıcıları” ve kendilerini yıldız zanneden sahtekârlar, karanlık yüzleriyle tek tek ortaya çıkıyor. Yahudi lobilerinin gücü zayıflarken İslam coğrafyasındaki zulmü meşrulaştırmaya çalışanların maskesi düşüyor.
Dönem dönem parlayan, kendini “yıldız” olarak tanıtan iş birlikçiler birer birer dökülüyor. İslam coğrafyasında kendini lider zannedenlerin foyası ortaya çıkıyor. Kendilerini kahraman olarak pazarlayanların, aslında küresel oyunlara figüran olduğu anlaşılıyor.
SİSTEMLERİN ÇÖKÜŞÜ VE YAHUDİ STRATEJİLERİNİN AÇIĞA ÇIKMASI
Yenilmez sanılan dev güçler, küresel sistemler, “Yahudi lobileri” olarak adlandırılan devasa mekanizmalar sarsılmaya başlıyor. Siyonist güçler ve onların desteklediği sistemler, yıkılmaya, çökmeye yüz tutuyor. Bu dev yapıların ardındaki zayıflık artık gizlenemiyor.
İŞLEVİNİ YİTİREN YAHUDİ SİSTEMLER VE TOPLUMSAL DEĞİŞİM
Semâvî değerleri hiçe sayan, vahşi bir güç hâline gelen yapılar, sözde “barış” adına Müslüman topraklarını kana bulayan kararlar alıyorlar. Birleşmiş Milletler’in ve küresel güçlerin, Müslüman halkların haklarını çiğneme girişimleri, bu vahşeti bir kez daha gözler önüne seriyor.
Bugün denizler kaynatılmış gibi: Müslüman coğrafyası, bombalar ve mermilerle ateşe tutuluyor. Denizlerden kalkan savaş gemileri, havada dolaşan uçaklar, İslam topraklarına ölüm ve korku yağdırıyor.
İSLAM COĞRAFYASINDA AHLAKSIZLIĞIN YAYGINLAŞMASI
Ahlaksızlık ve hayâsızlık tüm toplumlara bulaştırılıyor. Bugün İslam ülkelerinde bile değerler yozlaştırılmaya çalışılıyor. Allah’ın yasakladığı birçok davranış, normalleştiriliyor, nesiller aleni olarak hayâsızlığa özendiriliyor.
MÜSLÜMANLARIN ÇAĞRISI: NİÇİN DUA EDİYORUZ?
Bir nesil toprağa diri diri gömülmüyor belki ancak değersizleştiriliyor, kültürel olarak yok edilmeye çalışılıyor. Kendi değerleri ellerinden alınarak Batı’nın yozlaşmış kültürüne özendiriliyorlar. Medyanın, sözde kültür temsilcilerinin sunduğu sahte yıldızlar; İslam coğrafyasında gençleri ahlaki çöküntüye sürüklüyor. Ve bu yozlaşmanın en büyük destekçileri, Yahudi lobileri ve Batılı güçler.
MÜSLÜMANLAR İÇİN BİR UMUT: GÜNEŞİN TEKRAR DOĞUŞU
Bugün karanlık günler yaşanıyor olabilir; ancak Kur’an’ın nuru, her zaman bir çıkış yoludur. Küfür kararmaya yüz tuttuğunda müjdeli sabah yakındır. Müslüman coğrafyasında birlik ve dirlik sağlandığında bu karanlık perdenin aralanacağı bir sabah elbet gelecektir.
Birlikte hareket etmenin önemini anlayan Müslümanlar, inşallah bu zor dönemin üstesinden gelecektir. Tıpkı Ashab-ı Kehf’in 309 yıl boyunca Allah’ın korumasında olduğu gibi; Peygamber Efendimiz’in (a.s.m) Sevr Mağarası’nda korunması gibi; İslam ümmeti, Allah’a dayanarak zor dönemlerin üstesinden gelecektir.
HÜLASA:
Bugün, Yahudi lobilerinin stratejileri güçlü görünse de bu sistemlerinin sonu yakındır. Müslümanlar, birliğin ve Kur’an’ın etrafında kenetlenmenin önemini anladığında, bu karanlık günler geride kalacaktır. Bu sabahın müjdesi, Tekvîr Sûresi’nde saklıdır: Müslüman coğrafyasında uyanış başladığında, küfrün karanlık perdesi aralanacaktır.
Selam ve dua ile.
Fiemanillah...