Ülkemize uzun zamandır operasyon üstüne operasyon çekiliyor. Kimini aşikâr yaptılar kimini aba altından sopa göstererek... Elbette bu operasyonların ülke içindeki maşaları ve yandaşları dönem dönem değişti, çeşitli kisvelere büründü...
Bu operasyonların ortak noktaları ‘Erdoğan düşmanlığı’ydı. “Erdoğan gitsin de bu ülkeye ne olursa olsun” mantığıyla ne ülkeyi ne de ülke insanını umursadılar. İş lafa gelince bu operasyon maşaları ve yandaşları ülkelerini de vatandaşlarını da elbette çok seviyorlar.
Bilindiği gibi ülkemiz hem coğrafi konumu gereği çok stratejik bir konuma sahip hem de tarihi olarak bu toprakların en kadim medeniyetlerinden biri. Biz bu coğrafyada onlarca devlet kurmuş neredeyse koskoca bir coğrafyayı süper güç olarak yönetmiş ve adaletle hükmetmiş bir milletiz. Bakmayın siz içimizdeki işgalci artıklarının bizi küçümsediğine, bizim halen ne kadar önemli bir devlet olduğumuzu bizi dize getirmek için verdikleri uğraş gösteriyor. Bunu da bizlere çektikleri operasyonlarla zaten kendileri doğruluyorlar.
Bir ülkenin konumu kadar lideri de önemlidir. Erdoğan'ın bu coğrafya için önemini anlamak isteyen ona düşmanlık edenlere bakmalıdır.
İmam-ı Şafi'ye sormuşlar: “Fitne zamanı hakkı tutanları nasıl anlarız?” Demiş ki: "Düşman okunu takip ediniz, o sizi hak ehline götürür." Ortada bu kadar net bir gerçek var.
Sayın Cumhurbaşkanımız ekonomik operasyonlar için elbette ki bazı tedbirler önlemler alarak ilerliyor. Siyaset koskoca bir coğrafyada oynanan bir satranç oyunudur. Bu oyun strateji ister, devlet aklı ve zekası ister...
Şu an ülkemize sıvı yağ üzerinden operasyon çekenler değil asıl meselemiz, asıl meselemiz bu operasyona maruz kalan milletimizin tepkisi.
Bu millet Çanakkale'de savaşın ortasında, günde sadece bir tas hoşaf içerek zafer kazanmış ve bunun için bir gün bile sızlanmamış bir milletin evlatlarıdır.
Bugünlerde izlediğimiz görüntüler içime oturmuş durumda, sormak lazım: "Evde sıvı yağ bitmesi ya da olmaması nasıl bir felaket getirecek o eve?" Kaldı ki stoklar dolu ve devletin başındakiler bunu defalarca dile getirdiler. Fakat vatandaşımız maalesef dolmuşa gelip tepki verdi ve bu anlamsız tepkiye halen devam ediyor.
Bizler Allah'a iman etmiş ona dayanmış ve yokluk içinde birçok zafer kazanmışız. Tarihimiz böylesi zaferlerle doluyken bugün ülke insanımızın verdiği bu tepki bana ağır geliyor. Bizim ecdadımızın bir duruşu bir tavrı vardı, namerde minnet etmeyerek Allah'a itimadı ile kazandı o zaferleri. Bugün bize ne oluyor ki bir maddenin yokluğuyla tehdit edilince neredeyse marketleri yağmalar hale geliyoruz? Bu bize yakışıyor mu?
Bizler genetik kodumuzda var olan devletçilik anlayışı ile doğan bir milletiz. Devletimize güvenerek ona sarılarak asırlarca ayakta kalmışız. Bunu yeniden hatırlamazsak üzerimize oynanan oyunlara gelmiş olacağız.
Allah'ın yardımını hak etmek için gerekli olan şey O'na imanla itimat edip ümmet ve devlet bilinciyle hareket etmektir. Allah bizlere ve bu ümmete feraset ile basiret ihsan etsin ki bunun farkına varalım.