NATO’nun Norveç’teki Trident Javelin-2017 isimli savaş tatbikatındaki rezalet “NATO’dan çıkmalımıyız?” sorusunu akıllara bir kez daha getirdi. NATO skandaldan sonra ise hatayı bir subay ve teknisyene yıktı. Yedik mi? Hayır yemedik? Türkiye’nin de içinde bulunduğu NATO, bugün Rusya kadar Türkiye’yi de Putin kadar hatta daha fazla Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ı düşman kabul ediliyor. Neden çünkü Erdoğan ve yönettiği Türkiye “Düşene baş kaldırdı.” Türkiye Suriye ve Irak’ta Ruslarla değil NATO ile savaşıyor. Bu bağlamda yaşanan skandal Stoltenberg’in “NATO’nun görüşünü yansıtmıyor” çıkışının aksine tam da kinlerinin, düşmanlıklarının yansıması anlamını taşıyor. NATO’da kalmamızın mevcut konjonktürde hiçbir anlamı yok. Müslüman ülkelerdeki yaşanan işgallerin, zulümlerin, sömürünün sorumlusu NATO’dur. NATO Türkiye’ye ne denli düşman onu da irdelemek lazım. Bu arada NATO ile ABD’yi birbirinden ayıran anlayış doğru değil.
PKK’yı kim silanlandırdı? Kim lojistik destek sağladı? NATO. 15 Temmuz işgal girişiminde FETÖ’nün üst aklı kimdi? NATO. Darbenin elebaşlarından Henri Barkey’de itiraf etti “Ordudan atılanlar NATO’ya yakın isimlerdi.” Yani FETÖ’cü darbecilerin tamamı NATO’cuydu. Türkiye’de darbelerin tamamını da NATO’nun çocukları yaptı. 24 Kasım 2015’te Rusya ile yaşadığımız krize dönelim. FETÖ’cüler Rus savaş uçağını vurdu. Hainler Türkiye ile Rusya’ya savaştırmak istedi. Peki NATO’nun durumu neydi? NATO, 2015 Ekim ayında Patriot füzelerinin tamamını çekmişti. FETÖ’cüleri taşeron olarak kullanan NATO’ydu. Plana göre Türkiye-Rusya savaşı çıkacak, NATO’da barış gücü olarak Türkiye’yi işgal edecekti. Daha da ötesi bugün kadar hangi krizde, Türkiye’ye karşı hangi tehditte NATO bizim yanımızda oldu? Kıbrıs’ta hepsi bize ambargo koymadı mı? NATO ülkeleri bugün bize silah satıyor mu?
Çok zor günlerden geçiyoruz ve bu günlerin tek bir tanımı var; “Ya olacağız ya öleceğiz.” Ya Erdoğan’ın başkomutanlığında yürüttüğü İstiklal savaşını kazanacağız, yada emperyalizmin esiri olacağız. Afrin ve Münbiç operasyonları bizim için çok kritik. Afrin’de olmasa bile Münbiç operasyonun da ABD askerleri ile savaşma durumumuz var. Bu akıl dışı bir senaryo değil. Bugün ABD’nin vekaletiyle hareket eden FETÖ, PKK, DAEŞ ile mücadele ediyoruz bu yarın bizatihi ABD’ye karşı bir harbe dönüşecek. ABD’nin kısa vadede Türkiye’ye karşı bir ambargo hazırlığı yaptığı hatta Zarrab kumpasını da bu yüzden kurduğunu bilmeyen yok. Bu bağlamda safları sıklaştırmamız gerek. Elbette farklı fikirlerimiz olacak ama vatanın birliği Türkiye’nin bekası için bir ve beraber olmamız şartı. Eğer bu birliği sağlarsak Çanakkale’de olduğu gibi yeniden tarihte eşi benzeri olmayan bir zafere imza atabiliriz.