XXL Kâbe!

Abone Ol

Sembol, semboldür.

Tamam, tuhaf bir giriş oldu ama açıklayabilirim. Sembol, sembol olduğu ‘şey’ adına var olduğu sürece semboldür. Sembolü, sembolize ettiği şeyin yerine geçirirseniz, sembol, sembol olmaktan çıkar. Sembole de sembolize ettiği şeye de haksızlık edersiniz.

Kâbe bir semboldür meselâ. Tevhid’in sembolü. Safa ve Merve tepeleri semboldür; Hacer anamızın çabasının sembolü. Tavaf, sembolik bir harekettir; Allah’ın rızası etrafında yaşamaya söz vermeyi temsil eder. Arafat Vadisi, semboldür; Allah’la tanış olmanın meselidir. Mina’da “cemre” dediğimiz taşlar semboldür; şeytanın varlığını somutlaştırır, apaçık düşmanlığını açık eder.

Fıkıhtaki adı ‘şeair’dir bu gibi sembollerin. Bir hakikatin ucunu gösterdikleri için, soyutu somutlaştırarak şuurlanma vesilesi oldukları için “şuur’la aynı kökten alırlar adlarını.

Sembolün sembolü olur mu peki? Meselâ Kâbe’nin maketi olur mu? Sormaya ne hacetİ Olmuş bile. Online satış sitelerinde boylarına göre fiyatlandırılmış.  Hac malzemesi satan dükkânlarda, minyatür Kâbeler eşantiyon niyetine dağıtılıyor. Anaokulu çocuklarına, temsili bir Kâbe yapılıyor, Kâbe etrafında ihram giydirilerek tavaf etmeleri sağlanıyor. Veliler alkışlıyor. Eğitimciler memnun oluyor alkıştan… (Hacı adaylarına eğitim amaçlı yapılan tavafı bunun dışında tutalım.) Kimi spor salonu toplantılarında, hac ve umre pazarlaması yapan arkadaşlarımız, öyle coşkuya getiriyor ki milleti, salonun ortasındaki ‘sahte Kâbe’ etrafında sahiden tavaf etmeye başlıyorlar. Satan memnun, alan hepten memnun.

Tam bu kertede, başta söylediğim cümleyi tekrarlayayım. Sembol, semboldür. Sembol, sembol olarak kalmalıdır. Eğer sembolün de sembolünü yaparsanız, sembolü hakikat sandırmaya başlarsınız. Kâbe maketleri, Kâbe’yi nihai hakikat haline getirir. Kâbe’nin kendisinin de nihai tahlilde sembol olduğunu unutturur. Kâbe’nin temsil ettiği gerçeğe körleştirir insanı. Bir tür korsan maneviyat merkezi oluşturur.

Batı’da, çok iyi bildiğimiz gibi, bu tür maketleştirmelerle başladı ikonizasyon ve hayli ilerledi. Derken, İsa’yı[as] hatırlatması gereken semboller İsa’yı[as] unutturdu. Çünkü İsa’nın[as] yerine geçti zamanla. İsa’yı[as] bile hatırlatmayan ikonlar, İsa’nın[as] hatırlattığını hatırlatabilir mi? Böyle böyle kalın bir katarakt sardı gönül gözlerini…

Korkuyorum; yoksa aynı yolda mı yürüyoruz? Haklıysam, bu sürece, Kur’ân “Hıristayanlaşma” diyor. Gerçeği sembole hapsetmek… Hatırlatıcının hatırlattığını, hatırlatıcıyı çok hatırlanır yaparak unutturmak. Aynanın kendisine bakarken, aynanın aynalık ettiğine körelmek, aynanın aynalığının ortadan kaldırmak gibi…

Kanaatimce, insan Kâbe’yi sadece Kâbe olarak görmeli. (Fotoğraflara bir şey demeyelim şimdilik!)