ABD ile Türkiye arasında yaşanan vize krizinin perde arkasıyla ile ilgili çeşitli iddialar ortaya atıldı. Geçtiğimiz günlerde tutuklanarak cezaevine gönderilen ABD’nin İstanbul Başkonsolosluğu görevlisi Metin Topuz’dan sonra Amerikan Konsolosluğu’nda Emniyetle ilişkileri götüren bir isim için Başsavcılık tarafından verilen tutuklama kararı tebliğ edildi. Tutuklama kararı verilen kişinin de Türk vatandaşı olduğu ve eşinin FETÖ’nün çağrısından sonra Bank Asya’ya para yatırdığı belirtildi. Gözaltı kararı verilen kişinin henüz yakalanmadığı ve konsolosluktan dışarıya çıkmadığı söyleniyor.
Ancak, ABD Büyükelçisi Bass ‘kimseyi saklamıyoruz’ dedi. Amerika’nın neden telaşta olduğunu neredeyse tüm dünya anladı. FETÖ elebaşı 15 Temmuz ihanetini sadece kendi plan ve arzusuna göre gerçekleştirmediğini kabul etmemiz neden zor geliyor.
Amerika zaten bu kişiyi konsoloslukta saklamaz. Ama aklıma gelen şudur; Bu kişi diplomatik araçla İncirlik Üssü’ne oradan da Amerika’ya göndermiş olabilir mi? Ya da sahte pasaportla kaçırmış olabilir mi? Olabilirliği yüksek. Çünkü eğer bu kişi Amerika’nın FETÖ bağlantısının sırlarını anlatacaksa, Amerika bunu yapar.
FETÖ Amerika için bir maşadır. Esas oyuncu da Amerika’dır. Dolayısı ile FETÖ operasyonları ABD konsolosluk çalışanlarına kadar uzandı.
Vize krizinden önce Amerika krize neden olacak başka skandallara da imza attı. Mesela Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın korumalarına yönelik yakalama kararı. Mesela Zarrab davası ile ilgili eski bakan Zafer Çağlayan ile ilgili tutuklama kararı. Nedeni yine FETÖ operasyonlarına karşı misilleme yapmaktır. FETÖ elebaşının iadesini çıkmaza sokma çabasıdır. Gelinen bu süreçte FETÖ liderinin ve yandaşlarının iadesi söz konusu olabilir mi? ABD’nin bu krizleri doğurmasının altında yatan gerçek işte budur. Aslında ortaya çıkan krizlerin adı ne olursa olsun, hepsinin ortak adı FETÖ krizidir.
Şimdi şapkamızı önümüze koyup iyi düşünmeliyiz. Kızgınlıkla değil, diplomatik ve ustaca bu saldırıların üstesinden gelmeliyiz. Çünkü Amerika’nın da taktiği bu şekilde.
Öncelikle şunu tamamen kabul etmeliyiz. FETÖ, ABD için önemli ve onu korumaya kararlı. Çünkü FETÖ’nü kullandı ve anlaşılan kullanmaya devam edecek.
Dikkat edelim, Amerika bizi ‘Haydut Devlet’ kılıfına sokmaya çalışıyor. Diplomatlarımıza daha çok iş düşüyor. Daha çok diplomatik diyalog kurmalıyız ki, haklılığımızı daha iyi anlatalım.
STK’larla uluslararası alanlarda daha çok toplantılar yapıp gerçeklerin daha iyi anlaşılmasını sağlamalıyız. FETÖ yargılamalarını da hızlandırmalı ve adalet son sözü söylemeli.
ABD şunu net bir şekilde biliyor. Türkiye, oyun oynadığı diğer Ortadoğu ülkelerine benzemez. Bir an önce oyuncularını geri çekmeli ve stratejik ortağının desteğini yeniden sağlamalıdır. FETÖ krizi ABD’nin çıkarlarına da hizmet etmeyecektir.
Ayrıca vize krizinin mağdurları her iki ülkenin vatandaşlarıdır. Vatandaşları böyle cezalandırmak ABD’nin sicilini bir kez daha bozmasına yetmektedir.
Selam ve dua ile…