Günümüzde belirli nedenlerden dolayı anlaşamayan eşler boşanma kararı alıyor. Boşanma kararının ardından ayrılan çiftler hukuksal açıdan birçok sorunlarla karşı karşıya kalabiliyor. Özellikle velayet sürecinde bazı sorular sıkça merak ediliyor. Eşler arasında boşanma kararı verildikten sonra gündeme gelen ve ortaya çıkan sorunlardan biri de müşterek çocuğun anne ya da babadan biri ile birlikte yurt dışına çıkarken diğer eşin muvafakatini alıp almaması gerektiğidir. Özellikle de eşler, boşandıktan sonra müşterek çocuk ile yurtdışına çıkmak istediğinde bu husus önem arz etmektedir.
Velayet altındaki çocuğun yurtdışına çıkış izni, “müşterek çocuğun anne ya da babadan biri ile yurtdışına gitmesi gerektiğinde, yurtdışına çıkmayan diğer eşten alınması gereken” izindir. Ülkemizde bu durum, velayeti annede olan çocuğun yurt dışına çıkması durumunda babanın onayı ve muvafakatinin olmasının gerekliliği şeklinde karşımıza çıkıyor. Bu durum karşısında babadan onay alınıp alınmayacağı sorusu akıllara geliyor.
Velayeti annede olan müşterek çocuk, seyahat amacıyla yurtdışına çıkması durumunda velayeti anne tarafından kullanılan müşterek çocuğun yurtdışına gidişi esnasında velayet hakkı sahibi olmayan diğer eşten izin alınmasına gerek yoktur. Ancak yurt dışına kaçırma ve çocuğun yurt dışına yerleşmesi amacıyla müşterek çocuğun yurt dışına çıkarılması ve bu durumun ispatı halinde diğer eş tarafından mahkemeye başvuru yapılarak müşterek çocuğun yurt dışına çıkışı engellenebilir.
Bir diğer durum da şu ki, boşanma davası kararı verildiği zaman genelde çocuk velayeti ve müşterek çocuk ile kişisel ilişki düzenlenir. Bu kişisel ilişki tayininde, velayeti kendisine bırakılmayan eş ile müşterek çocuk arasında haftanın belirli günleri ve saatlerinde görüş zamanları düzenlenir. İşte tam da bu durum karşısında kendisi ile çocuk arasında kişisel ilişki düzenlenen eş, velayeti kendisinde bulunan diğer eşin çocuğu yurtdışına çıkartması durumunda bu durum, seyahat amaçlı olsa da diğer eş ile çocuk arasındaki kişisel ilişki (görüş) hakkını ihlal etmemelidir.
Velayet hakkı elinde bulunan eşin, çocuğu yurtdışına uzun süreli ya da yurt dışına yerleşmek amacıyla götürmesi halinde, velayet hakkı kötüye kullanılmış olur. Bu durumda velayet sahibi eşin, başka bir ülkeye yerleşmesi halinde ise, diğer eş velayet hakkının değiştirilmesi davası açabilir.
18 yaşından küçük çocuklar yurt dışına çıkarken noter huzurunda evli olan anne-babadan muvafakatname yani çocuğun yurtdışına çıkış izin belgesi alması gerekir. Anne -babanın boşanmış olması halinde ise velayet hakkını elinde bulunduran kişinin tek başına muvafakat vermesi yeterli olacak ve diğer eşin rızası aranmayacaktır.
Özetlemek gerekirse
1- Velayeti elinde bulunduran anne ya da baba, çocuğu yurtdışına geçici ya da kalıcı olarak beraberinde götürebilir.
2- Velayeti kendisinde bulunan anne veya babanın diğer eşin rızasına ihtiyacı yoktur.
3- Yurt dışına giderken mahkemeden bir karar alınmasına da gerek yoktur.
4- Müşterek çocuk için “diğer eşin rızası bulunmaması nedenine bağlı olarak” vize verilmemesi halinde, diğer eşin rızasının bulunmaması durumunda mahkemeden bu yönde karar verilmesi istenmelidir.