Varlığımızın en temel hazinesi sağlıktır. O yüzden sağlığımıza yaptığımız yatırım bizi gelecekte bekleyen hastalık hallerinden koruyacaktır. Bu yazımda sizlere sağlığımıza yaptığımız yatırımın bizi nasıl koruyup zenginleştireceğini anlatacağım, ancak öncelikle size birtakım rakamlardan bahsetmek istiyorum.
Ülkemizde kişi başına yapılan sağlık harcaması bin 345 lirayı buldu.Yani devletimiz toplumdaki her bireyin şu anki sağlık halinin devamı için kişi başı bu parayı harcıyor. Rakam çok gibi görünsede OECD ülkeleri ile kıyaslandığında en az parayı bizim harcadığımız ifade edilebilir.Bununla beraber OECD ülkelerinde beklenen ortalama hayat sürelerine bakıldığında yine en düşük bizim ülkemiz olduğu görülmektedir.Bu ortalamaları yakalamak için sağlığımıza yapılan yatırımların hem devletimiz nezdinde hemde birey olarak bizlerin artırması gerektiği ortadır. Devletimiz zaten vazifesini yapıyor, çünkü vatandaşımız sağlık hizmetini alırken hiç zorlanmıyor. Dünyadaki en iyi ve en kolay sağlık hizmeti sunumunu bu ülkede aldığımızı yurtdışı tecrübesi olanlar çok iyi biliyor. Peki, birey olarak biz kendimiz için üzerimize düşeni yapıyor muyuz?
Aslında varlığımız yerindeyken ve sağlığımız iyi iken, bunu çok da iyi yapamadığımızı bir hekim olarak ifade edebilirim. Bizler toplum olarak son anda ve son noktada olan hastalık halleri için tıptan çok iyi sonuçlar bekliyoruz. Ama maalesef sonuçlar çoğu zaman beklendiği gibi olmuyor. Ortalama beklenen hayat süresinin kronik hastalıklarla ilişkili olduğunu da belirtmek isterim bu arada. Kronik hastalıklar bir dönem bu dünyada ölüm sebebi olan enfeksiyon ve açlığın önüne geçmiştir. Peki, kronik hastalıklar derken neyi ifade ediyoruz? Uzun dönemli ve yavaş ilerleme gösteren, tıbbı tedavilerle tam düzelme sağlanamayan hastalıklardır. Bu hastalıklar görülme sıklığına göre; kanserler, şeker hastalığı, solunum yolu hastalıkları,sindirim sistemi hastalıkları ve diğer bulaşıcı olmayan hastalıklar olarak tanımlanabilir. Ülkemizde ölüm nedenleri arasında birinci sırada kalp hastalıkları yer alırken, ikinci sırada kanserler yer alır. 2015 yılında dünyada 9 milyon kişinin kanserden öleceği çalışmalarda belirtiliyor (Mollahaliloğlu,2007). Kronik hastalıklarla mücadelenin her geçen gün önemi dahada artmaktadır.Yaşlanmakta olan ülke nüfusumuzda kronik hastalıkların artmaması için varlığımızı güvence altına almak adına sağlığımızı bugünden fonlamalı, yarınlara varlıklı fon oluşturarak devam etmeliyiz. Nasıl mı?
Toplum olarak diyabete yakalanma oranımız diğer Avrupa toplumlarına kıyasla daha yüksektir. Bunun sebeplerini irdelediğimizde, karbonhidrat türevi tüketim alışkanlıklarımızın daha yüksek olduğunu görmekteyiz.Hipertansiyon da durum böyle, çünkü tuz tüketimimiz fazla! Eğer tüketimimize dikkat edersek mücadelemizi başlatmış oluruz. Bu noktada tüketimde yüzde 50 indirime gider, yani tükettiklerimizin yarısını tüketirsek işe güçlü başlarız. Tüketmediğimiz diğer yarıya harcadığımız parayı da kenara koyarsak hem sağlığımızı fonlarız,hem de varlığımızı.
Unutmayalım ki! Varlığımız sağlığımıza emanet.
Sağlıklı ve varlıklı günler dilerim.