Üslup problemi ve mahalle baskısı

Abone Ol

Türkiye; coğrafyasıyla, siyasal mücadele alanlarıyla, emperyalist güçlerin ilgisinin sürekli üzerinde olması ile zor coğrafyanın zor ülkesi durumundadır. Belki de “Coğrafya kaderdir.” sözünün tecellisi tüm yaşananlar.

Türkiye 14 Mayıs’ta 28. Dönem Milletvekilliği ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerini yapacak. Bu seçim ne ilk seçim ne de son seçim olacak. Bu açıdan bakıldığında doğal bir sürecin yaşanması ve milli iradenin kendisini yönetecek kişiyi ve ekibi seçmesi gerekmektedir. Fakat seçim adeta dünyanın seçimi olmuş durumda. Mesela hanginiz Portekiz’deki, Şili’deki ya da Norveç’teki seçimleri tüm ayrıntısı ile biliyorsunuz? 

ABD, Avrupa Birliği’nin bazı emperyal ülkeleri,  terör örgütleri, darbeciler, neden Türkiye’nin 14 Mayıs seçimleri ile bu kadar yakından ilgilenmekte ve bir gruba desteklerini açıkça ilan etmekteler? Türkiye’nin 40 yıldır on binlerce şehit vererek mücadele ettiği PKK ve yan kolları neden Türkiye’nin seçimlerinde bir ittifaka ısrarla oy istiyor?

Üslup çok sert ve saygıdan uzak

Seçim çalışmaları zaman zaman sert geçebilir. Nihayetinde bir yarış var ve seçime giren her kişi ya da tüzel kişilik kazanmanın yollarını arar.  2023 seçim süreci üslup olarak çok sert geçmektedir. Ülke o kadar kutuplaşmış, o kadar belirgin bir şekilde kamplara ayrılmış ki insanlar, normali yakalamak neredeyse imkânsız.

Bu süreç çocukların, gençlerin gözünün önünde yürümektedir. Televizyon programlarındaki konuşmacılar,  kahvehane ağzıyla, saygısız, tahammülsüz, saldırgan olabilmektedir. En basit nezaket kuralı olan “Biri konuşurken diğeri konuşmacının sözünü kesmez ve söyleyeceklerini kendi sırası gelince söyler.” ilkesi bile ayaklar altına alınmaktadır

Artık nezaket kurallarının, sevgi pek kendisine yaşam alanı bulamıyor fakat saygının hâkim olduğu, medeni insanlarda olması gereken gibi tutarlı bir üsluba ihtiyaç var. Bağırmadan, hakaret etmeden, iftira atmadan, aşağılamadan, kimsenin değerlerine saygısızlık yapmadan yürütülmeli seçim süreci.

Seçim kampanyasını yürütenler ispatı mümkün olmayan iddialarla seçmenle alay etmektedir. Ülkeyi sattınız, 500 milyar dolar kayıp gibi açıklamalar inandırıcılıktan uzak. Yapılacaklar, iddialar daha somut ve seçmenin makul karşılayacağı şekilde izah edilmeli.

Vaatler, medeniyet krizinin sürdüğünü gösteriyor

2023 Seçimleri vaatler açısından incelendiğinde devlet politikası mantığına ulaşılamadığı görülmektedir. Bir siyasi grup milli birlik, vatanın bütünlüğü,  dış güçlere karşı onurlu dış politika, terör örgütleri ile sonuna kadar mücadele, dev stratejik projeleri vaat etmektedir. Diğer gruplardan bazıları ülkenin eyaletlere bölüneceği, 40 yıldır yapılan sınır ötesi operasyonların yapılmayacağı, yurt dışındaki görevde olan askerlerin geri çekileceği, Kanal İstanbul ve Akkuyu Nükleer Enerji projelerinin durdurulacağı gibi vaatler ortaya koymaktadır.

Türkiye hepimizin göz bebeğidir. Her karışında binlerce şehidin kanı yüz binlerce gazinin teri bulunmaktadır. Türkiye seçimini kendi yapmalı, okyanus ötesinden Avrupa başkentlerinden medet umulmamalıdır.  Kimse milleti tercihlerinden dolayı suçlamamalı ve herkes Anadolu insanının ferasetine güvenmelidir.  Bu arada mahalle baskısının ne olduğu ve kimler tarafından yapıldığı da bu süreçte net olarak görülmektedir.