Üniversitelerde akademik teşvik usülsüzlükleri!

Abone Ol

Üniversitelerde Akademik Teşvik Yolsuzlukları nasıl yapılıyor yakın bakalım;

Bildiğiniz gibi, üniversitelerde görev yapan öğretim üyeleri ile araştırma görevlisi, öğretim görevlisi, okutmanlar, uzmanlar, çevirici, eğitim ve öğretim planlamacılarına, her bir takvim yılı için, bir önceki yıl, bilim, teknoloji ve sanata katkı sağlayıcı nitelikte yurt içinde veya yurt dışında sonuçlandırılan proje, araştırma, yayın, tasarım, sergi, patent ile çalışmalara yapılan atıflar, bilim kurulu bulunan uluslararası düzeydeki toplantılarda tebliğ sunma ve almış olduğu akademik ödüller esas alınarak en alt 30 ile en üst 100 puan üzerinden, yıllık akademik teşvik verilmesi, 14 Kasım 2014 tarihinde 29175 sayılı Yükseköğretim Personel Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe girdi.

Buna göre, Akademik Teşvik için müracaat eden akademisyenler 100 puanı tamamladıkları takdirde her ay 800 TL civarında prim almaya hak kazanmış oluyor.

Geçen yılsonunda Akademik Teşvik Puanlamalarına göre, bu yılbaşından itibaren akademisyenlere teşvik pirimler ödenmeye başlandı.

Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi’nden bana gelen bilgiler, Akademik Teşvikleri Primlerinin usulüne göre hesaplanmadığı ve devletin bu şekilde ciddi miktarda zarara uğratıldığı yönünde.

Türkiye’nin bütün üniversitelerinde durum, Ondokuz Mayıs Üniversitesi’nde olduğu gibiyse, devletin uğrayacağı zararı ne ben, ne de siz hesaplayabilirsiniz.

Meselenin daha da vahim tarafı, Akademik Teşvik Primlerinin puan hesaplamalarının, bu yıl seçim kampanyaları için kullanılıyor olması.

Biliyorsunuz üniversitelerde bu yıl rektörlük seçimleri yapılıyor.

Puanlamalar, ayırmacı ve kayırmacı mantıkla, seçimlerde kullanılacak oyların rengini değiştirmek için yeniden düzenlenerek, Akademik Teşvik Primi Hesaplama Komisyonun veyahut idarenin desteklediği rektör adayına daha fazla oy çıkmasının hesabı yapılıyor.

Bu nasıl oluyor; kriterlere uygun olmayan ve puanlamalarda ölçü olarak kabul edilmeyen faaliyet, hakemsiz dergilerdeki yayınlar, seminerler, bilgilendirme toplantılarının da teşvik kapsamına alınmasıyla ve aynı zamanda rektör yardımcısı olan Akademik Teşvik Komisyon Başkanının buna göz yummasıyla oluyor.

Komisyon başkanı, desteklenecek adaya oy verilmesi karşılığında, kendisine yakın akademisyenlerin puanlamasını çeşitli yöntemlerle 100 puana çıkartıyor. Bu ise her bir akademisyen için her ay devletin ödeyeceği 800 TL anlamına geliyor

En yaygın usulsüzlük yöntemi de; bir birleriyle anlaşmalı akademisyenlerin, yazdıkları makalelerde biri diğerine atıf yaparak, bir makaleden birden çok akademisyenin puan almasının sağlanması şeklinde gerçekleştiriliyor.  Kısa yoldan 100 puan böylece tamamlanmış oluyor.

Üniversitelerdeki usulsüz yöntemler, dediğim gibi rektörlük seçimleri sebebiyle, yani oy hesabıyla görmezden geliniyor, gözden kaçırılıyor.

Akademik Teşvik Prim hesaplamaları yeniden incelemeye tabi tutularak, devletin uğradığı zararın önlenmesi gerekmektedir.