İçinde bulunduğumuz hafta üniversitelere kayıtların başladığı, gençlerin yeni bir okul ile yüzleştikleri ve dolayısıyla da hayatlarının bundan sonraki dönemine zemin oluşturacakları günlerden oluşmakta.
Ülkemizde işsizliğin ve gençler için önemli olan genç nüfustaki işsizliğin arttığı zaman diliminde üniversiteye yeni başlayacak gençlerin emin adımlarla ilerlemesi önem arz ediyor.
Diğer taraftan istihdam oranlarında da maalesef iyi verilerle karşı karşıya değiliz.
Kısacası insanlar iş bulmakta zorlanıyor. Birçok nedeni olan bu durumun nedenlerini daha önceki yazılarımızda ifade etmiştik.
İşsizlik pastasında yer almak istemeyen yeni üniversiteli gençlere yeni dünyalarıyla ilgili bir dizi öğütte bulunmak isterim. Şöyle ki;
Yeni okulunuzda mutlaka ama mutlaka sosyal olun. Bölümünüzle veya merak ettiğiniz tüm konularda ki aktivitelerde yer alınabilir.Bu yüzyılın anahtar çalışma kelimeleri olan teknoloji, yenilikçilik (inovasyon) ve girişimcilik le ilgili çalışma alanlarında bulunulabilirsiniz. Akif görevler alabilirsiniz.Ana bölümünüzün yanında bir bölüm daha mutlaka bitirilebilirsiniz. Örneğin bir işletme öğrencisi psikoloji, sosyoloji veya uluslararası ilişkiler bölümlerinden birinde çift anadal yapabilir.STK, dernek, öğrenci kulüpleri ve vakıflarda gönüllü görevler alınmasında fayda vardır.Üniversitenin eğitim dili ne oluşa olsun mutlaka o dilin yanında bir olabiliyorsa iki yabancı dili çok ama çok iyi öğrenin. İlk dil İngilizce olmalı yanında da bir başka dil olmalıdır.
Okul dışında kalan zaman diliminde bir yerlerde çalışılmalı hem piyasa mekanizması iyi öğrenilmeli hem de çalışma hayatında ne gibi zorluklarla karşı karşıya kalınabileceği tecrübe edinmelidir. Özellikle işletme, ekonomi, finans vb. bölümlerde okuyanlar derslerini olmadığı günlerde ve yaz tatillerinde mutlaka çalışma hayatında bulunmalıdırlar. Aksi taktirde mezun olunduktan sonra sudan çıkılmış balık gibi olunabiliniyor.Üniversitelerde okutulan kitabi bilgiden çok pratik bilgilere ulaşma yolunda azimli olunmalıdır.Son dönemde sadece bir disiplinle ilgili çalışmalar çok verimli olmadığından birden çok disiplinle oluşturulan çalışmalar ön plana çıkmaktadır. Bu sebeple mesela iyi bir öğretmenin iyi bir psikoloji ve sosyoloji de bilmesi gereklidir. Çünkü her öğrencinin psikolojisi farklıdır.Not ortalamalarına dikkat edilmeli ama sosyal olmanın da önemi hiçbir zaman akıldan çıkarılmamalıdır.Yurt dışı tecrübeler önemlidir. Erasmus gibi proğramlarla en az bir dönem yurtdışında bir üniversitede eğitim alınmalıdır. Böylece hem yabancı dil seviyesi iyi bir noktaya gelir hem de yabancı öğrencilerle iletişim kanalları kurulmuş olunur.İstemediğiniz ve size hitap etmeyen bir bölümde kesinlikle okumayınız. Bölüm de de sizin hoşunuza giden işlere ağırlık veriniz. Tıp okuyan bir öğrenci uzmanlıkta hangi alanı daha rahat yapabilecekse o alana yönlenmelidir.Sadece üniversitede aldığınız derslere ağırlık vermeyiniz. Üniversite dışında kendi alanlarında uzmanlıkları olan eğitim kurumlarından da dersler alabilirsiniz.Pratiği olan hocaların peşini bırakmayın ve devamlı o hocalardan pratik tecrübeler dinleyin. Anlatılan tecrübeleri özenle not alınız. Anlatılanların sizin de karşınıza çıkacağını aklınızdan hiç çıkarmayın.
Şu güzel atasözümüzü de hiç unutmayın “niyet hayır akıbet hayır”dır.