Ümmetin kardeşliği mi; halkların kardeşliği mi.?

Abone Ol

Savaş sadece cephede silahlarla yapılan çatışma değildir. Ölüm ve yıkıma götüren asıl sebep fikirlerin savaşıdır. Cephe ve silah savaşın son merhalesidir.

Cephede olmasa da öncesinde olan merhalelerde herkes bilerek veya bilmeyerek bu savaşın bir tarafında yer alır. Bu coğrafyada da son bir asırdır İslam ve Devrimci Sol arasında açıktan devam eden bir savaş vardır.

Devrimci Sol; bazen Kemalizm, bazen Baas, bazen Apoizim, bazen de Şiaizim adı altında kendine ait kavram ve tanımları kullanarak milletin inanç köklerinden gelen kavramlarına karşı bir savaş vermektedir. Bu hedefe ulaşma adına da İslam karşıtı tüm ideoloji ve güçlerle ittifak yapmaktan geri durmamakta ‘Biji ABD’ sloganı eşliğinde de antiemperyalistlik iddiasını sürdürerek insan aklıyla alay etmektedir.

Amacı: Toplumun inanç hafızasını silmek, kutsalları yok etmek, anlamsızlaştırmak, insanları bir arada kardeşçe yaşatan tüm kavramları ortadan kaldırmak; ve toplumun farklılıklarını önce çatışma sebebi yapmak, anarşizmi ve düzensizliği hakim kılmak sonra da o çatışmaları kendi kavramları üzerinden bitirmeyi vadedip herkesi kendi ideolojisine yani dinine mensup kılmaktır.

Bugün Devrimci Sol’un, İslamın ‘Müslüman Kardeşliği/Ümmet Kardeşliği’ kavramına karşı piyasaya sürdüğü ‘Halkların Kardeşliği’ sloganı ve uygulaması üzerinde durmak istiyorum.

Devrimci Sol ‘Halkların Kardeşliği’ sloganı; halkların bir arada yaşamasını imkansız kılmak için var olan tüm farklılıklarını (ırk, din, dil, mezhep, cinsiyet, konum) çatışma konusu yapar.

Mesela İslamın ırkçılığı reddeden tüm emir ve öğretilerini, çağdaşlık/aydınlık kisvesi ile reddeder, ırk taasubiyetini ayak altına almış “Ümmet Kardeşliği” kavramını yaşamlarına tatbik etmiş toplumları; bir ırkın diğer ırka bu İslami kavram ile zulmettiğini iddia edip (Şeytanın avukatlığını yaparak) tahrik eder, ırki farklılıkları ön plana çıkarıp onun üzerinden çatışma çıkarır sonra da “Hakların Kardeşliği” kavramı ile ırkçılığa karşı mücadele ettiğini iddia eder.

Devrimci Sol’un var olan bin samimiyetsizliğinden biri de; sabah-akşam servet düşmanlığı yapıp, zenginin malı ile çene yorup, insanları varlıklı olanlara düşman edip, paylaşım edebiyatı yapıp, eşitlik, yardımlaşma deyip bugüne kadar bir tane bile yardımlaşma Derneği/Vakfı kurmamış olmasıdır.

Müslümanların kurmuş olduğu var olan yardımlaşma dernek ve vakıflarını da büyük bir pişkinlikle hırsızlık, istismar ve sömürü ile itham etmeleri de iki yüzlülüklerinin aleni olarak bayraklaşma halidir.

İnsanlığın son esenlik yurdu, mazlum ve muhacirin sığındığı son ada olan Anadolu; Dünyanın her yerinden gelip kendisine sığınan mazlumların yarasına merhem olma telaşında iken bu mazlum ve yardıma muhtaç sınıfa bir de kendi vatandaşlarından bir kısmı eklendi.

Malumunuz PKK’nin ‘Akıl Ölümü’ gerçekleşmiş Kandil kadrosunun, ülkede %1 bile karşılığı olmayan ve militan sayısı örgüt isminin harf sayısı kadar olan Türk Solu kırıntılarının devrim fantezilerini hayata geçirme adına ilan ettiği ‘Devrimci Halk Savaşı’ neticesinde evleri yıkılan, ocakları sönen kardeşlerimiz bölgenin değişik şehirlerine göç etmek zorunda kaldılar.

Yardımlaşmanın, merhametin, şefkatin, paylaşmanın zirve yaptığı bu mübarek Ramazan ayında ‘Ümmet, Müslüman, İnsanlık, Zekat, Fıtre, Sadaka’ kavramlarının sahibi olan Adem’in (as) insan olan çocukları bu mazlum kardeşlerine kamyonlarla gıda (YAŞAM) paketi yollarken…

Solcu olan çocukları ise, kendi fantezisi uğruna mağdur ettiği bu mazlum millete; mübarek ramazan ayında da hala kamyonlarla bomba (ÖLÜM) paketi yolluyor.

Paylaşım, eşitlik, fakir-zengin, yaşam edebiyatı ile mangalda kül bırakmayan ama sıra İnsanlığın icrasına gelince mangalın külleri arasında kaybolan bu iki yüzlü ideolojinin insanlığa; ölüm, kan, acı, yıkım, kin, öfke ve kutsalsız bir ölüm dışında verebileceği hiç bir şey yoktur.

Yaşlı-genç, fakir-zengin, Kürt-Türk, sivil-asker ayrımı yapmadan insanlığı bomba yüklü araçlarla vahşice katleden kutsalsız ve başkasının da kutsalına saygısı olmayan bir ideolojinin insanlığa ne faydası olabilir ki.?

Biz Kürtler de; bize YAŞAM paketi gönderen ‘Ümmetin Kardeşliği’ diyenler ile bize ÖLÜM paketi gönderen ‘Halkların Kardeşliği’ diyenler arasında bir tercih yapmak durumundayız.

Selam ve dua ile…