Ümmetin kalkınması mı; boş boş konuşmayın!

Abone Ol

Her birimiz ilk ağızdan ümmet deriz. Altını üstünü doldurmadan ağzımızı doldura doldura sadece konuşuruz. Burada ümmetin tarifini yapacak değilim ama ümmet kavramının dolu olması için önce “İnananlar ancak kardeştir” Hucurat-10 emrine uymak gerekir. Ancak ve ancak bu farzın gereğini yerine getirdikten sonra bir araya gelerek ümmet olmak vasfına ulaşabiliriz.

Peki bir araya gelmek yani ümmet olmak yeterli mi? Tabii ki de hayır. Asıl mesele buradan sonra başlıyor. Bir araya toplanmış dal parçaları eğer toprağa bağlı ve kökleriyle sabit değil iseler her rüzgârda, her su akıntısında sürüklenip dururlar.

Bilindiği üzere dünyada yaşamanın belli gereklilikleri vardır. Yaşam alanı, insani ihtiyaçlar ve sosyal ortam bu dünyada her insan için zorunlu bir durumdur. Zannımca ümmet de bu zorunlulukların üstesinden geldikten sonra asıl olan kısma ne kadar eğildiği ve oraya ne kadar emek harcandığına göre kalkınır, güçlenir ve vahdete erer.

Ümmetin ümmet olabilmesi ve kalkınabilmesi için gerekli olan unsurların üzerinde durmak gerekir.

Evvela insan olmadan ümmet olmayacağının altını çizmeliyiz. Sonra kalkınmaya hizmet edecek ekonomik yaşam ihtiyaçlarının ve son olarak da bunlar için gerekli olan zamanın. Ki zaman zaten akıp gitmekte.

Ekonomik yaşam gerekliliği yani günümüz kullanımıyla genelde maddi kaynaklar özelde para, coğrafyaya, mekâna, kişiye vs. göre değişik yollarla elde edilebiliyor. Kaynak şekillenmesinin en önemlisi coğrafi unsurdur. Örneğin Sri Lanka’da 4 mevsim 12 ay çay hasadı yapılır ve ülkenin büyük bir çoğunluğunda çay tarlaları ekonominin seyrini belirler.

Ya da denizlerle çevrili bir ada olup da bitki çeşitliliği bakımından yetersiz olan Japonya gibi ülkede deniz ve mahsulleri bu seyri belirleyebilir. Ama mutlaka “Rezzak olan” cellaşanuhu bir şekilde rızkı kuluna verecektir. Burada önemli olan bu rızık nimeti ile şereflenen insanın bu nimetin tasarrufundaki seyridir.

İşte bu seyirde ilk ve en önemli olan şey insandır ve insanın yetişmesi, eğitimi son derece dikkatle takip gerektirir. İnsanın iyi yetişmesi için gerekli olan şeylere de dikkat etmelidir.

Bir bireyin önce sağlıklı ve akıllı olması ve dingin bir ruha sahip olması gerekir. Sonra bu özellikleri haiz bir bireyi sosyal ortamda yetiştirilmesi ve bir sosyal ortamın ihtiyacı olan donanımı yetişen bireye verebilmelidir. Eğitimin temelini kaynaklarını ilk olarak yarattığı kulunu zerresine kadar bilen ve bunu bildirdiği Kur’an-ı Kerim’e dayandırmalı. İkinci olarak da kullarına örnek olsun diye iki cihan sultanı Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’i (sav) önümüzde koydu.

Ümmetin kalkınması için gerekli olan temel harç insandır. İlimde, fende, teknikte, beşeri ilişkilerde iyi yetişmiş insanların çoğaldığı bir ümmet birlikteliği köklerini toprağa salmış ağaç dalları gibidir. Bu haldeki bir ümmetin kalkınmasının önünde duracak başkaca bir güç yoktur.