Türkiye’de sessiz sessiz çığ gibi büyüyen bir kitle var. Aslına bakarsanız Türkiye için, ülkemizin geleceği için büyüyen büyüdükçe filizlenen bir büyük kitle. Türkiye’ye eğitim için gelmiş olan uluslararası öğrencilerden bahsediyorum.
Uluslararası öğrenciler bugün Türkiye’de 203 farklı ülkeden 150 bin civarı bir rakama ulaşmış durumda. Bir bu kadar da günümüze kadar tespit edilen Türkiye mezunları var. Son 10 yılda, yükseköğretim kurumlarımızda okuyan uluslararası öğrenci sayısında yüzde 75 oranında bir artış göstermiş durumda. Bu rakamlar 10 yıl öncesine bakıldığında hayal edilemeyecek oranlarda iken bugün Cumhurbaşkanımız R. Tayyip Erdoğan’ın 2023 yılında 250 bin uluslararası öğrenci rakamını hedef göstermesi ve bu konudaki gayretler bu rakamları da hayal olmaktan çıkarmaktadır.
Kendi ülkelerinden başka bir ülkede eğitim gören öğrenci sayısı 1975 yılında yalnızca 800 bin iken, bu sayı 2010 yılında 4 buçuk milyona ulaşmıştır. Bugün 7 buçuk milyona ulaşmışken 2030 yılında ise 20 milyona ulaşacağı tahmin ediliyor.
Bu büyük döngüden ülkemizin geleceği için istifade etmek üzere yapılan çok güzel çalışmalar var. Hem devlet nezdinde doğrudan ilgili olan bakanlıklar, YTB, Göç İdaresi, TİKA, YÖK gibi kurumlar hem de sivil toplum kuruluşu nezdinde UDEF (Uluslararası Öğrenci Dernekleri Federasyonu) ve bağlı dernekleri ile diğer bu konuda çalışan kurumlar var.
Eğitimini Türkiye’de sürdürmek için gelen bu misafir öğrenciler hem kendilerinden sonra gelecek olanlara referans olmaları hem de kendilerinin donanımlı bir şekilde ülkelerine dönmeleri iyi bir eğitim ortamı ile ilgilidir. Bu ortamı devlet millet el ele verip oluşturmalıyız ki 2030 yılında 20 milyon olacağı tahmin edilen bu büyük kitleden maksimum düzeyde faydalanabilelim.
Bu yazıda “Uluslararası öğrenciler neden önemlidir, ne işe yarar, niçin onların ülkemizi daha fazla tercih etmesine ortam hazırlamalıyız” gibi konulara girmeyeceğim. Zira bu konular artık aşikârdır.
Kaliteli üniversiteleri kurgulamak, var olanları daha da nitelikli hale getirmek vb. konularla devletimiz kurumları zaten yeterince ilgililer. Sivil toplum bağlamında da çok güzel çalışmaların yapıldığını yakından müşahede ediyoruz. Bu yıl 12.’si düzenlenen Uluslararası Öğrenci Buluşmaları, 51 ülke ve 91 şehirde gerçekleştiriliyor. Her yıl özel bir tema ile gerçekleştirilen buluşmaların bu yılki teması, “Doğudan Batıya Adil Bir Dünyaya” şeklinde belirlenmiş. Binlerce misafir öğrenci hep birlikte “Adil Bir Dünyaya” ulaşmanın ancak kendileriyle mümkün olacağını ifade ediyor.
Bu programların teması ne olursa olsun işin temelinde tanışmak ve tanıtmak var. Türkiye’de okuyan yaklaşık 150 bin uluslararası öğrenciyi yurdum insanına tanıtmak, onların da Anadolu misafirperverliği ile tanışmalarını sağlamak bu programların belki de en somut çıktısı durumunda. Bu tür programlar öğrencilerin kendilerini daha rahat hissetmeleri, topluma ve ülkeye daha rahat adapte olmaları ve kendi ülkelerine olumlu mesajlar iletmeleri bakımından çok ama çok önemlidir.
Bu yüksek gayretlere biz de halk olarak küçücük katkılarda bulunabiliriz. Okulda, sokakta, alışverişte karşılaştığımız farklı milletlerden misafir öğrencilere bir selam ile mukabele etmek bile ülkemizi daha fazla tercih etmelerini sağlayacaktır. Bu ise büyük bir kazanımdır.