Uğurlarken bir Ramazan’ı karşılarız bayramı

Abone Ol

Taşıdığı Kur’an’ın kendisini aziz kıldığı Ramazan, yine O’nun hürmetine kendisine has kılınmış bir farziyyeti ile dikkatleri çeker üzerine:

“Ramazan ayı ki onda Kur’an, insanlara yol gösterici ve doğruyu yanlıştan ayırıcı belgeler olarak indirildi. Sizden bu ayı idrak eden, onda oruç tutsun.” 2 Bakara 185.

Cennet yolculuğunda olan Ramazan efradının, yolun sonunda kendilerini bekleyen bir kapı vardır ki adına Reyyân denir. Efendiler Efendisi (sas)  bu müjdeyi şöyle haber verirler bizlere:

“Cennette Reyyân denilen bir kapı vardır ki, kıyamet günü oradan ancak oruçlular girecek, onlardan başka kimse giremeyecektir. (Onlar), oruçlular nerede? diye çağrılır. Onlar da kalkıp girerler ve o kapıdan onlardan başkası asla giremez. Oruçlular girince o kapı kapanır ve bir daha oradan kimse  girmez.” Buhârî, savm 4; Müslim, sıyâm 166.

Evet, bu giriş ne güzel giriştir. Onun yolculuğunun güzelliği gibi. Onun yolcuları da bambaşka bir güzelliğe sahiptir.

İftarı esnasındaki sevinci hepimiz yaşarız. O ne güzeldir.

Aslında onun bu derûnî zevki, kişinin Rabbine kavuştuğu esnada ortaya çıkıyor ki bu, asla anlatılamaz. Onu ancak o ânı yaşayan insan bilir. Rabbimiz bizlere de yaşatsın. İşte bu mana da şöyle haber verilir:

“Oruçlu için iki sevinç  vardır: Biri, iftar ettiği zamanki sevinci; diğeri, Rabbine kavuştuğu andaki sevincidir. Hiç kuşkunuz olmasın ki, oruçlunun ağız kokusu Allah katında misk kokusundan daha güzeldir.” Müslim, sıyam 164.

Demek ki onun bir de ağız kokusunun güzelliği var ki, Allah katında pek kıymetlidir.

O, perdedir kul ile günahlar arasında. Engel olur kötülüklere. Bir zırhtır düşmana karşı. Ne güzeldir o.

Mü’min ulvîleşir onunla. Arınır adeta ruh ve bedeniyle. Derûnî bir zevk ve neş’e âlemi yaşar. Anlatımı imkânsız bir manâya ulaşır. Sabır ve sükûnet bulur özünde. Öfkesini yutar. Bu zoru başarmak ne güzeldir. Bütün bu eşsiz hakikatler şöyle billûrlaşır Allah Rasûlü’nün (sas) lisanında:

“Oruç perdedir. Biriniz bir gün oruç tutacak olursa kötü söz sarf etmesin, bağırıp çağırmasın. Birisi kendisine yakışıksız laf edecek veya kavga edecek olursa “ben oruçluyum!” desin (ve ona bulaşmasın).” Buhari, savm 2, 9, Libas 78; Müslim, sıyâm 164.

UĞURLANAN YAKININ İKRAMI

İşte bu tat ve lezzetlerle uğurluyoruz yine bir Ramazan’ı…

Hüzün var yüreğimizde…

Buruk bir sevinçle beraber…

Onu karşılamak, ağırlamak ve uğurlamanın sevinci…

Yeniden kavuşma arzusuyla.

Uğurlarken sevgili bir dostu sevinilmez ama Ramazan bir başka.

O, bize kendisi ikram ediyor bunu.

Hediye ediyor adeta.

O da Cennet Bayramı…

SEVİNÇ GÜNLERİ

 

Bayramların sevinç günleri olduğu gerçeğinden hareketle yola çıkarsak, mes’eleyi düşünmemiz daha kolay olacaktır.

Gerçekten de sevinç duyduğumuz, huzura kavuştuğumuz, hatta milletçe kucaklaştığımız bugünler, bizim için çok büyük önem arz eder.

Onu seyahatlerde, deniz kıyısı ve kaplıcalarda değil, evlerimizde vatanlarımızda ve yakınlarımız arasında karşılamalıyız. İşte bu aynı zamanda yavrularımıza bırakacağımız önemli bir mirastır.

Hz. Peygamber Efendimiz’in (sas)  Mekke’den Medine’ye hicret ettikleri zaman orada gördükleri neş’e ve sürûr günlerini, “bunlar nedir?” diye sorduktan sonra, “bugünler bizim sevinç ve neş’e günlerimiz ya Rasûlallah!” demeleri üzerine Efendimiz’in(sas); “Allah (cc) size bunlardan daha hayırlı iki bayram günü vermiştir. Birisi Ramazan, diğeri de Kurban” diyerek müjdeledikleri bu günler, biz inananları büyük bir mutluluğa kavuşturuyor. Allah’a hamd ediyoruz ki, böylesine eşsiz güzellik ve özellik arz eden bugünler, aynı zamanda dayanışmamıza da katkılar sağlıyor.

Mesela Ramazan günlerine bakacak olursak, onun manevi havası, gönül ve beden âlemlerimize getirdiği huzur, sükûn ve haz ile birlikte, toplum hayatımıza da aynı kazançları getirmektedir. Dolayısıyla fert ve toplum olarak büyük bir kârın içerisine girmiş oluyoruz.

Bunlar dünya hayatının getirileridir ama bununla kalmayıp daha nice kazançlarla birlikte, âhiret kazancını da getiriyor hepimize.

Sonra bayram yapıyoruz. Adeta cenneti kazanmanın bayramını.

Zira Allah’ın Rasûlü (sas) Efendimiz’den (sas) öyle güzel mesajlar alıyoruz ki, onlar bizlerin tertemiz bir hale gelebileceğini ve cenneti hak edeceğimizi haber veriyor.

O bir ayın kazancı içerisinde bir de “bin aydan daha hayırlı” olduğunu bildiğimiz Kadir Gecesini de ihya edince, nûr üzerine nûr oluyor Elhamdülillah.

Evlerimizde, yurtlarımızda, köy, kasaba ve şehirlerimizde huzur rüzgârları esiyor. Uzaklardan gelenler anne-baba ve yakınlarını görüyor, anne-babalar evlatları ve torunlarına kavuşmanın sevincini gözyaşlarıyla kutluyor ve Allah’a hamd ediyor.

Her bir gülümseme, musafaha yapma ve bayramlaşmayla günahlar dökülüyor. Çoluk-çocuk çok farklı bayramlar yaşıyor.

Dargınların barıştığı, soğuklukların sıcaklığa dönüştüğü, lokmaların paylaşıldığı bu manevi atmosfer gerçekten ne güzeldir.

Bunu ancak iman lezzetini tadanlar bilir. Bunun dışında olanlar anlamaz. Bunun için ileri-geri konuşurlar. Eh, ne demeli! Allah hidayet versin. Acımak lazım onlara.

Saydığımız ve sayamadığımız nice katkıları olan bayramlarımız, bize asıl cennet hayatının bayramlarını hatırlatmalı. Ama oranın bayramı her gün, her an.

Ya cehennem! Oranın da acısı ve hüznü her an. Rabbimiz bizleri korusun! Yatırımını şuursuzca yapan ve nereye gideceğini düşünmeyen ehl-i gafleti de uyandırsın. İnşallah bu gerçekleri kavramak hepimize nasip olur.

Bu duygu ve düşüncelerle Ramazan Bayramınızı tebrik eder ve daha nice güzel bayramlara Ümmet-i Muhammed’in huzur, barış ve başarısı içerisinde kavuşturmasını Rabbimizden niyaz ederim.

Ramazan Günlüğü

İşte geldi Ramazan,

Günahları hep yakan,

Nefisleri de yıkan,

Birinci günü bugün!

Orucu tutuyoruz,

Camiye koşuyoruz,

Sevinçle yaşıyoruz,

İkinci günü bugün!

Camiler doldu taştı,

Mü’minler kucaklaştı,

Küsler ise barıştı,

Üçüncü günü bugün!

Sevda doldu yürekler,

Boşa gitmez emekler,

İkram olur yemekler,

Dördüncü günü bugün!

Edeptir baştan sona,

Rahmettir sana bana,

Durma iç kana kana,

Beşinci günü bugün!

Zikirle coşar diller,

Aşkıyla açar güller,

Arşa açılır eller,

Altıncı günü bugün!

Dolar taşar sofralar,

Sevinir fukaralar,

Doyar onlarca açlar,

Yedinci günü bugün!

Sekiz oldu günleri,

Sevindirdi bizleri,

Sardı hep gönülleri,

Ne de güzeldir bugün!

Bir huzur iklimidir,

Sanki gül mevsimidir,

Bu, cennet bahçesidir,

Dokuzu oldu bugün!

İlk on günü rahmettir,

İnsana bir servettir,

Her ânı bir nimettir,

Onuncu günü bugün!

Alıştı artık beden,

Odur orucu tutan,

Aşına lezzet katan,

On biri oldu bugün!

On ikiye gelince,

Sarar bin bir düşünce,

Ortasına varınca,

Mağfirettir bugün!

İşte budur Ramazan,

Hep iyilikler yazan,

Akıllı ol da kazan,

On üçü oldu bugün!

Fıtırları verilir,

Fakirleri sevinir,

Şeytanları yerilir,

On dördü oldu bugün!

Huzurla dolar Mü’min,

Sevdası nasıl engin,

Orucun tutan zengin,

On beşi oldu bugün!

İftarları coşkulu,

Sofraları pek dolu,

Budur kurtuluş yolu,

On altı oldu bugün!

On yedisi Ramazan,

Meleklerdir hep yazan,

Haydi, durma sen kazan,

Budur şeytanı bozan!

Gidiyor o güzel günler,

Mü’minler onu özler,

Güler onunla yüzler,

On sekiz oldu bugün!

Ramazandır Ramazan,

Rabbim’dir onu yazan,

Onda inmişti Kur’an,

On dokuz oldu bugün!

Son on gününe geldik,

Sofralar bolca serdik,

Fakir, meczub sevindik,

Yirmisi oldu bugün!

İtikaflar başladı,

Şeytanları taşladı,

Âzâdlığı hakladı,

Yirmi bir oldu bugün!

Teheccüdler kılınır,

Âşık olan bilinir,

Yüzlerde nûr belirir,

Yirmi ikisi bugün!

Hazırlıklar başlar,

Kadr’ini durmaz arar,

Secdeye varır başlar,

Yirmi üçüdür bugün!

Sona doğru giderken,

Bir hüzün var içerden,

Yanar gönül derinden,

Yirmi dördüdür bugün!

Zengini coşar durur,

Zekât, sadaka verir,

Fakirler hep sevinir,

Yirmi beş oldu bugün…

Şeytanlar zincirdedir,

Mü’minler Cennet’tedir,

Yaklaştı şimdi Kadir,

Yirmi altısı bugün!

Yirmi yedisi Kadir,

Bil bakalım bu nedir?

Bin aydan değerlidir,

Say, kaç ömre bedeldir?

İşte günlüğüm doldu,

Yirmi sekizi buldu,

Bu, ne güzel bir yoldu,

Koşan bahtiyar oldu.

Cehennemden âzâdlı,

Oldu kullar Cennet’li

Hem de büyük servetli,

Yirmi dokuzu bugün!

Mukabele sonlanır,

Hem duâlar yapılır,

Gönüller hüzünlenir,

Otuzu oldu bugün…

Yarın bayramdır bayram,

Bu, ne büyük bir ikram,

Bekliyor anam babam,

Komşularla akrabam!