Uçan mühür, kaçan akıl, şeytani tezgâh

Abone Ol

Zahire bakılırsa iyice şirazeden çıkmış gibi görünüyorlar.

Hatta akli melekeleri bütünüyle meflûç olmuş da denebilir.

Akıl mantık zaten hâk getire, bilim de tasını tarağını toplayıp savuşmuş…

Beş yıl sonra bir kez daha dolaşıma sokulan ‘uçan mürekkep’ efsanesinden söz ediyorum.

Hatırlar mısınız bilmem, 2018 seçimlerinde eli kalem tutan (!) bir bayan; “CHP’nin güçlü olduğu yerlerde pusulaya mühür bastıktan birkaç dakika sonra mürekkep uçuyormuş” şeklinde bir rivayet uydurmuş, hemen akabinde bu iddia yalanlanmış, yalanlanmakla da kalmayıp uzun süre alay konusu edilmişti.

İddianın sahibi bayan, enikonu saçmaladığının farkında olsa gerek, bir daha söz etmemişti bu acaib-ul’garaib uydurmadan…

Geçen gün bir TV kanalında bu kez bir bay, daha sofistike bir uydurmayı, ‘istihbari bilgi’ diye yutturmaya çalıştı.

Söylediği aynen şöyleydi:

“Seçim pusulasında Erdoğan dışında adaylara basılacak oyların silineceğine ve saat 17.00’den sonra Erdoğan kısmında ‘Evet’ mührünün görüleceğine dair iddialar var.”

Hey ya Rabb’im!

İnsanın, ‘akıl dağıtılırken bunlar neredeydi?’ diyesi geliyor.

Lakin görünen o ki, bu kez konu ‘akıl, mantık’ bağlamında değil de çok daha başka bir düzlemde ele alınmak durumunda…

Evet, bu iddiayı beş yıl önceki komik iddiayla mukayese ettiğimizde öncekinin nispeten daha ‘masum’ olduğunu görmek hiç de zor değil.

İddia sahibi bayan, hiç olmazsa ‘CHP’nin güçlü olduğu yerlerde…’ diyerek ucuz da olsa bir argüman geliştirmeye çalışmıştı…

Bunda o da yok!

Olmadığı için de aklımıza, saçmalıktan ve mantıksızlıktan öte şeyler geliyor.

Akıl ve mantık yok zira dünyanın en ilkel kabilelerinde bile kimse böyle absürt ve kör parmağım gözüne yanlışlığa tevessül etmez.

Neden mi?

Şöyle izah edelim.

Var sayalım ki, böyle bir şey mümkün.

Bu ne anlama gelir?

Erdoğan dışındaki adaylara verilen oylar ‘uçan mühür’ nedeniyle yok olacağından, Erdoğan’ın, oyların tamamını alması, diğer bir deyişle de diğer adaylara ‘sıfır’ oy çıkması mukadder olur.

Düşünebiliyor musunuz, ‘sıfır’ oy!

Peki, buna hangi ahmak inanır?

Hangi zır deli böyle bir şeye tevessül eder?

Konu bu denli akıl ve mantık dışıyken, bu iddiayı seslendirenler için, ‘Amma da uçmuşlar’ denilmesi, açıkçası meseleyi izaha kifayet etmez…

Akıl ve mantığı çöpe atmaktan ve rasyonaliteden tamamen kopmaktan öte bir maksat içerir mezkûr saçmalık!

Nedir o?

İşte, zurnanın zırt dediği yer tam da burası…

Bunlar, elbette ki, azıcık akıl ve izan sahibi birinin, üstelik ülkenin ‘üst mahkemelerinden’ birinin bu saçmalığa tevessül etmeyeceğini gayet iyi biliyorlar.

O halde neden böylesine saçma ve komik iddiaları seslendiriyorlar peki?

Sıkı durun!

‘Tuvalet terliğine’ bile oy verebilecek bir kitleyi, muhtemel bir yenilgiye hazırlamak ve elbette ki, böylesine saçma iddialar gerekçesiyle kaos ve hatta ‘ayaklanma’ çıkarabilmek için!..

Bütün dertleri ve planları maalesef budur!

Bunun başka hiçbir izahı yoktur!

Aksi takdirde bu iddia sahiplerini ‘akıl hastanesine’ yatırmak icap eder.

Hem de öyle böyle değil, deli gömleği giydirerek…

Kimse bu lakırdıları hafife almasın!

Tuvalet terliğine oy verebilecek denli gözünü karartmış bir güruhtan, her şey ama her şey beklenir…