Türkiye’ye İçten, Dıştan Kumpas!

Abone Ol

ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden birkaç gün önce Türkiye’ye geldi. Dün, toplantılar sonrası kısaltılmış haliyle şu açıklamaları yapmış: ‘Biz Sayın Başbakan’la DAEŞ, PKK konusunda hemfikiriz. Bunlar basitçe söylemek gerekirse terörist gruplardır. Biz Irak, konusunda katkılarınızı da takdirle konuşuyoruz. Ankara’yla Bağdat’la çalışmalarımıza devam edeceğiz. Diğer ilgili taraflarla birlikte Musul’u geri almak için çalışacağız. Musul bu bölgedeki herhangi bir ülkenin emrinde, idaresinde olmayacak. Musul’u işgalden kurtarmamız gerekecek.’Bu konuyla ilgili şu tespitleri yapalım:

Bu konuşmanın tamamında PYD’ye tek bir atıf dahi yok. Biden’ın milletvekilleriyle yaptığı bir gün önceki toplantıda PKK’yı, PYD’den ayrı gördüğünü söylediği biliniyor. Meşru zemine çekmek için bir terör örgütünün ismini değiştirmek onun bir terör örgütü olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Bir terör örgütünün başka bir terör örgütüyle savaşması da onun terör örgütü olduğu gerçeğini değiştirmiyor. PKK, PYD, YPG ismi her ne olursa olsun terör örgütleridir. Hele bir müttefikimiz bu terör örgütünün isim değiştirme işini sadece Türkiye’nin güneyinden adeta bir Çin seddi gibi bir PKK devleti oluşması için destekliyorsa, bu dostane bir davranış da olmuyor. Bir aldatmacadır sürüp gidiyor. Önce kırk yıllık PKK’ya PYD dediler. PKK terör listesinde ama PYD değil. Şimdi de ABD ve Rusya, PYD’ye mühimmat dâhil her türlü desteği veriyor.

Türkiye’nin kırmızı çizgisi, PYD’nin Fırat’ın batısına geçmemesi. Emperyal devletler ona da bir aldatmaca yolu buldu. Suriye Demokratik Güçleri diye bir şey icad ettiler ki PYD de onun belkemiğini oluşturuyor. Suriye Demokratik Güçleri, Fırat’ın batısına geçti. Şimdi barış masasına oturulacak ve açık ki Rusya, görüşmelere PYD’nin çağrılmasını istiyor. Hatta, PKK’nın da içinde olduğu Suriye Demokratik Güçleri’nin de masada olacağı söyleniyor. Masadatabii ki Esad da olacak. Ama 3,5 milyon Suriye Türkünü temsilen tek bir kişi çağrılmadı.

Kobani’ye IŞİD saldırdığında, Türkiye hükümeti, dünyada eşi benzeri görülmemiş ve takdire şayan bir fedakarlık göstererek, Kobani’dekiyüzbinlerce sivili birkaç gün içinde Türkiye’ye kabul etmişti. Kobani’de sadece IŞİD’le savaşan PYD’li teröristler kalmıştı. Buna rağmenTürkiye,peşmergenin Türk topraklarından geçerekIŞİD’le savaşmak üzereKobani’ye geçmesine müsaade etti. Geriye baktığımızda şu soruyu sormamız lazım: Peşmergenin geçişine izin verdiği için terör örgütü PKK’nın Suriye kolu PYD, Türkiye’ye müteşekkir mi oldu? Masum askerlerimizi, polisimizipazarda eşlerinin yanında arkalarından pusu kurarak ya da gece uyurken kalleşçe şehit eden, yollara mayınlar döşeyerek binlerce kahraman genç askerimizin kolunu, bacağını kaybetmesine neden olan, hayat boyu kötürüm bırakan, kadınları, çocukları, bebekleri öldürebilen PKK, ilk defa askeri olarak erkek gibi mertçe savaşmak zorundaydı. Bu boylarının ölçüsünü almaları için iyi bir sınavdı. Çok açıktı kiKobani’dehakimiyeti ele geçirdiklerinde ilk yapacakları iş, bize tekrar kalleşçe saldırmak olacaktı. Hatta sadece Türkiye içinde değil, Suriye ve Irak içinde de toparlanacaklar ve oralardaki Türkmenlere saldıracaklar, onları tehdit edip ilk fırsatta etnik temizlik yapacaklardı. Güney sınırlarımızda Türkiye için çok büyük bir tehdit olan PKK devletini kurmaya bir adım daha yaklaşmış olacaklardı. Dışişleri Bakanlığı’nın bütün bu ülke güvenliğini yakından ilgilendiren konular ile ilgili hükümeti uyarması gerekirdi. Maalesef o günlerde uykularımı kaçıran tüm bu endişelerim birbir gerçekleşti. Kobani’den bizim yardımımızla IŞİD’i temizler temizlemez, PYD, Tel Abyad’a saldırdı. Tel Abyad’ı ÖSO ile birlikte almıştı. Ancak ÖSO’yu da kısa sürede diskalifiye etti. Tel Abyad’ınalınmasından sonra ise terör örgütü PYD,Kamışlı ve Kobani’deki PKK kantonlarını birleştirdi. İlk yaptığı iş de, Uluslararası Af Örgütü’nün iki raporuna da yansıdığı gibi Tel Abyad’daki Türkmenler ve Arap’lara, etnik temizlik yapmak oldu. Bunu doğrusu IŞİD bile yapmamıştı. Şimdi ortaya çıktı ki Güneydoğu’da, Nusaybin’de, Cizre’de, hattaSur’daki PKK isyanlarının tüm planları, Türkiye’ninIŞİD’denkurtarılmasına yardım ettiğiKobani’de yapılmıştı. Ayrıca, PKK’nın keskin nişancıları da Kobani’de eğitim görüyordu. Terör örgütü IŞİD’den temizlenen Kobani, Türkiye için çok daha tehlikeli bir terör üssü haline gelmişti.

Biden, Musul’a atıf yapıyor. Bugün Kerkük’te PKK var. Kobani’deyaptığımızı yine tekrarlamayalım. Cenab-ı ALLAH, Kuran-ı Kerim’de müminlere defalarca ‘Aklınızı kullanmıyor musunuz? Neden akletmiyorsunuz?’ diyor. Dış odaklar,bizim askerimizi kullanıp, IŞİD’e karşı savaştırıp, Musul’u da PKK’ya veya peşmergeyepeşkeş çekmek istiyor. Akılları sıra kendi mezarımızı bize kazdıracaklar. Irak Türklerinden gelen haberlere göre, Kerkük dahil Türkmen bölgelerinin yüzde 80’ine yakını hendeklerle Kürt Bölgesel Yönetimi’ne dahil edildi. Irak ve Suriye’de acilen Türkmen güvenlik bölgeleri, Türkmen kantonları ilan edilmeli.Türkmenleri korumak ve bin yıllık Türk şehirleri Musul ve Kerkük’ü tekrar Türkmen yurdu yapmak için Türkmenlere mühimmat sağlanmalı, Türkmenler Şii-Sünni ayırt etmeden güçlendirilmeli. Farklı mezheplerden Türkmenler arasında birlik kurulmalı.Bu bir hayal değil. Irak Türkmen cephesi farklı mezheplerden Türkmenler arasındaki birliği önemli ölçüde sağladı.Bin yıllık Türk şehirleri Musul ve Kerkük, peşmergeyeasla terk edilmemeli.