Dünden beri; yok hükmünde olan, ayaklarımızın altındaki iftirayı tartışıyoruz.
ABD Başkanı Biden, 1915’de yaşananları, Osmanlı’nın Ermenilere yaptığı bir “soykırım” olarak niteledi.
Sahi ABD kimdi? Hani şu okyanus ötesi kara parçası keşfedildiğinde coğrafyanın yerlileri olan Kızılderelilerin soyunu kurutan, minicik bebeleri ayaklarından sallandırıp, başlarını canlı canlı köpeklere yediren vahşi zihniyet.
Soykırım üzerine kurduğu devleti ayakta tutmak için de sürekli sömürü, işgal ve kandan beslenen bir baş belası.
Şimdi çıkmış mazlumların sığınağı Osmanlı’ya çamur atıyor.
Ellerinde bilgi, belge var mı? Yok.
Ne Ermenilerin, ne de Batılı dostlarının elinde tarihi belge bulunmuyor. Çünkü böyle bir realite yok. İşte o nedenle işi hukuk konusu yapmadan siyasete malzeme yapıyorlar. Buradaki mevzu; Türkiye’ye siyasi, ekonomik ve psikolojik operasyon çekmek.
NEDEN ŞİMDİ?
Her yıl 24 Nisan’da önümüze temcit pilavı gibi getirilen bir mevzuydu bu.
Haberciler telaşla beklerdi. “Acaba ABD başkanı 1915 olayları için hangi tanımlamayı yapacak?”
Ellerindeki son kozu da 2021 Nisan’ında kullanmış oldular.
Neden şimdi?
ABD malum çevremizle çok ilgili. Afganistan, Irak, Suriye, Ukrayna… Yanı başımızdaki sayısız askeri üsleri…
ABD’yi bu noktaya getiren Türkiye’nin 3 fiili durumu oldu.
1-Türkiye tüm çevrelemeye rağmen dik durdu ve 2. İsrail Devleti hükmündeki terör ( PKK) devletinin kurulmasına engel oldu.
2-Karabağ Zaferi’ne omuz vererek Türkistan coğrafyasında yeni bir dönemin başlangıcını sağladı.
3-Doğu Akdeniz paylaşımında Mavi Vatan doktrininden taviz vermeyerek Libya deniz anlaşmasıyla başlayan süreçte aktör konumuna yükseldi.
Hal böyleyken, ABD tabiri caizse Türkiye’ye bir ders vermeye çalıştı. Manzara okyanus ötesinden öyle görünüyor sanırım. Fakat bu hamle, 2021 Türkiye’sini pek de ırgalamaz. Türkiye’nin karşı kozları var. Şimdi bunları konuşalım. Bundan sonraki adımlar neler olabilir?
TÜRKİYE ŞİMDİ NE YAPACAK?
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ekibinin konuyu soğukkanlılıkla değerlendirdiğini düşünüyorum. Türkiye gerilmiyor, gereğini yapmayı bekliyor. Duygusal hareket etmiyor, rasyonel zeminde kalarak stratejik eksende ABD’nin ciğerini yakacak adımları kolluyor. Yaşlı ve bunamış Biden’ın şanssızlığı, sözde kozlarının Erdoğan Başkanlığındaki bir Türkiye’de ederinin ne olacağı… İşte bu ABD için pek talihsiz bir sonucu bize gösteriyor.
Çünkü Türkiye akademik, diplomatik, siyasi alanlarda kendinden çok emin bir şekilde kendini ifade etmekte.
Gelelim bundan sonraki sürece. Türkiye nasıl yanıt verebilir?
*Cumhurbaşkanı Erdoğan bekle-gör politikası güdebilir. ABD’deki açıklama sonrası karşı açıklamanın peşi-sıra gelmemiş olması bunu gösteriyor. Kademeli, kompartımanlara bölünmüş bir yaklaşım beklentisine girebiliriz.
*ABD ile ilişkilerde yeni bir çerçeve çizilecektir. Olayı basite indirgemek mümkün değil. Çünkü ciddi bir skandal, iftira ve hasmane bir tavır ortaya kondu.
*Meclisten karar çıkartılarak bu tanımlamanın kınanması gündemde tartışılacaktır.
*TBMM ABD’ye karşı Kızıldereli Soykırımı’nı ve Ermenistan’a karşı da Türk Soykırımı’nı tanıyabilir.
*TBMM’de 15 Temmuz Darbe Girişiminde, ABD’nin bağlantısını ve etkisini araştıran bir komisyon kurulabilir.
*Büyükelçilerin çekilmesi demode ve etkisiz bir yöntem olarak tercih edilmeyecektir.
*Türkiye’de yer alan ABD üsleri önemli bir başlık olarak ele alınacaktır. Özellikle İncirlik’i çok konuşacağız.
*Türkiye Azerbaycan-Şuşa’da konsolosluk açabilir.
ABD VE ERMENİSTAN’IN SONRAKİ ADIMLARI NE OLUR?
Ermenistan’ın beklentisi 3T olarak tanımlanıyor. Yani; tanıma, toprak ve tazminat talebi. Başka türlü ifadesi yok bunun; avuçlarını yalarlar!
Peki ABD ne yapar?
* ABD’de konu hukuki zemini olmayan ve tarihi belgelerden uzak bir şekilde tamamen siyasi odaklı geliştiğinden, soykırım tanımının yargıda bir karşılığının olması çok düşük ihtimal olarak görülüyor.
*Catsaa yaptırımlarının bir kısmı gündeme gelebilir. Bu anlamda ülkemiz de hazırlıklı ve tedbirli davranacaktır.
*Dolar üzerinden spekülatif hareketler gündeme gelebilir. Bu anlamda Türkiye’deki Merkez Bankası’ndaki altın rezervlerinin 120 tondan 720 tona çıkarılması, ekonominin dış operasyonlara karşı dayanıklılığını artırmak bakımından önemliydi.
*ABD’nin İran, Rusya veya Çin’deki yabancı yatırımcıya yaptığı baskılar, Türkiye’de de denenebilir.
BÜYÜK OYUNDA OLMAZSA OLMAZLARIMIZ
Ayaklarımızın altına aldığımız bu ‘gelişme’, Türkiye’yi daha da güçlendirecek.
Nasıl mı?
1-Doğru stratejilerle,
2-Tezlerimizi kararlılıkla ortaya koyarak,
3-Kendimizi dünyaya iyi anlatarak, her yıl önümüze konan bu saçmalık artık bitirilecek.
Bu anlamda Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı önemli bir çalışma ortaya koydu. ABD’de düzenlenen sergide, Ermeni ASALA terör örgütünün öldürdüğü Türk diplomatlarımızın (Allah rahmet etsin) anıldığı ve mezalimin anlatıldığı etkinlik; kimin terör, kin ve nefret peşinde koştuğunu ortaya koymak bakımından ve zamanlama açısından da çok isabetliydi.
***
Bu süreçte kültür ve eğitim alanını asla ve asla boş bırakmamalıyız.
Balkanlardan Kafkaslara Türklerin hangi katliamlara ve soykırımlara maruz kaldığını hem ders kitaplarımıza aktararak hem de kültür ve tarih yayınlarında yabancı dillere de çevirerek bir şuuru diri tutmalıyız.
Ayrıca Fransızların, İngilizlerin, Amerikalıların vs. ne kadar sömürgeci devlet varsa Batı tarihi içinde tüm pisliklerini, soykırımlarını yeni nesillere aktarabilmenin yoluna bakmalıyız. Eğitim sistemimiz bu anlamda da kuşatıcı olmalı.