Türkiye, özellikle son yıllarda daha bağımsız, daha özgür, daha güçlü, daha millî bir devlet olma yolunda adımlar atmaya başladı.
FETÖ ihanet kalkışmasını atlatıp FETÖ’cü hainleri de büyük oranda devlet kadrolarından temizledikten sonra daha önce onlarca yıl sürecek çalışmalar çok daha kısa sürede yapılıp neticelendirilir oldu. Savunma sanayisinde %75’lere varan yerli ve millî teknoloji en fazla dikkat çeken konulardan biri… Dışa bağımlılık büyük oranda azaldı. Kendi İHA, SİHA, gemi, tank, uçak, füze vb. üreten ve ihraç eden ülke konumuna geldik hamdolsun!..
Suriye’de, Irak’ta, Libya’da ABD, Rusya ve Avrupa ülkelerine rağmen operasyonlar, harekâtlar yapıp kendi millî çıkarlarımız doğrultusunda hareket eder olduk.
Somali’de ve çeşitli Afrika ülkelerinde imar faaliyetlerine girişip hem oraların Avrupa ülkelerinin ve Çin’in arka bahçesi olmasının önüne geçtik hem de bölge devletleri ve insanlarıyla gönül bağı kurduk yeniden…
Çeşitli ülkelerde askerî üsler açarak dünya siyasetinde, uluslararası arenada biz de varız dedik.
Sağlık alanında yaptığımız çalışmalar ve attığımız adımlarla dünyanın sayılı ülkeleri arasına girdik. Özellikle korona virüsünün dünyayı kasıp kavurduğu günlerde aldığımız tedbirlerle, vatandaşımıza sahip çıkmamızla, yardım isteyen ülkelere yaptığımız insani ve tıbbi yardımlarla adımızdan söz ettirerek itibarımızı artırdık.
Ayasofya Camii, 1934’ten beri esaret altındaydı. Önce kiliseye çevrilmek istenmiş, bu adım atılamayınca restorasyon bahanesiyle kapatılıp müzeye çevrilmişti. Şimdi ise Ayasofya Camii’ni tekrar ibadete açma ve cami olarak kullanma tartışmaları yapıyoruz. 2 Temmuz Perşembe günü Danıştay’da görülen bir dava vardı ve caminin açılması bekleniyordu. Ancak kararın on beş gün sonra açıklanacağı söylendi.
Bu saatten sonra Ayasofya açılmazsa hükûmet ve Ak Parti için ciddi bir itibar kaybı olur. Açılması AK Parti’ye ne kadar kazanç sağlar bilmeyiz ama açılmaması ciddi bir güven ve destek kaybına yol açar.
İnşallah güzel haberler ve güzel adımlar bekliyoruz.
Yine milletin uzun zamandır tepki gösterdiği ve iptal edilmesini istediği İstanbul Sözleşmesi ile ilgili nihayet açıklama geldi.
Ak Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, kamuoyunda tartışmalara neden olan İstanbul Sözleşmesi ile ilgili “Sözleşmeden çekilme ile ilgili hazırlık yapılıyor. İstanbul Sözleşmesinin imzalanması yanlıştı. O zaman hangi usul ile yürürlüğe girdiyse aynı şekilde kaldırılacak.” ifadelerini kullandı.
Bu açıklama toplumun önemli bir kesiminden teveccüh görüp takdir topladı. İnşallah gereği yapılır ve Batı ve batılın pençesinde perişan hâle getirilen aile kurumu kurtulur.
Tüm bunlar yaşanırken muhalefetin hiçbir konuda, atılan hiçbir adımda devletinin ve milletinin yanında yer almadığını ve gerekli desteği vermediğini hatırlatalım. Hatta pek çoğunda atılan adımlara köstek olduğunu da ekleyelim.
Atılan tüm bu güzel adımlar, bir de muhalefet tarafından desteklense daha nice güzel adımlar atılmaz mıydı? Çok daha hızlı bir zamanda çok daha güzel çalışmalar yapıp çok daha iyi sonuçlar alınmaz mıydı?
İnşallah bir gün yıkmaktan ziyade yapmayı düşünen, istemezükçülükten öte icraatlar yapan bir muhalefete de sahip oluruz.