Hiç uzağa gitmeyin, ABD’nin çok ucuza kiraladığı PKK’lı teröristlerle yaptığı güya “Rakka’yı kurtarma” operasyonunu hatırlayın. Felaketti… İnsanlık trajedisi yaşandı. Rakka’yı yerle bir ettiler. Şehit olan bebeklerin, çocukların, kadınların haddi hesabı yok. Buna mukabil bir tane bile DAEŞ’li terörist öldürmediler; çünkü anlaştılar. DAEŞ’li teröristleri otobüslere bindirip bir kısmını Mısır’da Sina’ya gönderdiler; çünkü yarın Filistin’e baskı uygulamak ve algı yönetimi yapmak için orada kullanacaklar. Bir kısmını Deyr-i Zor’a gönderdiler; çünkü işgal edilmesi gereken sıradaki hedef orasıydı. Az bir kısmını da Afrin’e gönderdiler; çünkü kardeş örgütün militanlarıyla birlikte savaşmak işe yarabilirdi, ki öyle de oldu; Zeytin Dalı Harekâtı’nda Türkiye’ye karşı savaşıyorlar. Rakka, DAEŞ’li teröristlerin elinden PKK’lı teröristlerin eline geçmişti. PKK’nın girdiği her yerde olduğu gibi sürgünler yaşandı, demografik yapıyı bozmak için suni nüfus transferleri planlandı. Tapu ve nüfus daireleri yakıldı. Öyle bir hale geldi ki, hatta bazı bölgelerde bir kişi bile kalmadı. PKK’lı militanlar, yolda yakaladıkları tesettürlü kadınların zorla örtülerini çıkardı. Zorla sigara ve içki içirip videolara çekti. Aralarında zorla oynatıp aşağıladı. Çünkü sahipleri ABD, bu alçaklara barbarlık emretmişti…
Peki Türkiye ne yapıyor? Fırat Kalkanı bunun en iyi örneği. Türkiye, her ne yapıyorsa Suriyeliler’le birlikte yapıyor. “Arap, Kürt, Türkmen” diye ayırmadan “Suriyeli mi, değil mi” diye bakmayarak hareket ediyor. Suriye’nin kendi vatandaşları her zaman ve hep ön planda. İşte bu yüzden “Rejimle konuşun, rejimle anlaşın” diyenlerin sözleri de boşa düşüyor. Türkiye’nin böyle bir anlaşmaya ya da konuşmaya ihtiyacı yok ki…
Türkiye ne yapıyorsa, zaten Suriyeliler’le birlikte yapıyor. Hem rejimin Suriyeli olduğunu kim söyledi? Suriye Baas Rejimi’nin aidiyetini tarif edecekseniz, doğrudan “İran” demeniz gerekiyor. Baas İranlı’dır, Baas İran’dır. Rusya’ya mecbur olan ezik bir İranlı’dır Baas rejimi. Esed ailesini oraya getiren zaten İran. Onlar hakkında “Müslüman’dır” diye anayasa maddesi mecburiyeti için hileli fetva veren İran’dır. İran’ın Zeytin Dalı’na niye karşı olduğunu uzun uzun anlatma gerek yok. Türkiye Cerablus’ta ne yaptıysa aynısı Afrin’de de yapacak. Araplar, Kürtler, Türkmenler ve Suriyeli olan kim varsa, hepsi saygıyla teşekkür edecekler. Tarih bizi; ihya eden, imar eden, onurlu bir millet olarak yazacak…
“Türkiye tek başınaymış.” Evet öyle, tarih boyunca tek başımızaydık. Tarihin bütün büyük devletleri tek başınadır zaten; çünkü tek başına olmak bağımsızlıktır. Başka bir devlet sizi canı gönülden destekliyorsa, ya onun işine gelen bir şeyi yapıyorsunuzdur ya da onun sömürgesisinizdir. Kimse boşuna numara yapmasın; savaş tek başına yapılır. Tek başına olmadığınız savaşta, sizi kim destekliyorsa onun piyadesi olmuşsunuz demektir. Bu sebeple hamdolsun tek başımızayız ve zaferimizi kimseyle paylaşmak zorunda kalmayacağız. Bir diğer açıdan bakarsak; ne demesini bekliyorsunuz Amerika’nın, Avrupa’nın? Merkel, Trump vs. kürsüye çıkıp “Kahrolsun PKK” diye slogan mı atsınlar istiyorsunuz? O, “Uzatmayın” diyecek, o uluslararası hukuk zırvalarıyla laf geveleyecek, öbürü “BM’nin bilmen nesine şöyle olsun” diyecek, sen o arada teröristleri itlaf edip işini yapacaksın. İşler tam olarak böyle yürür. Kendini çok abartan TV yorumcuları, gazetedeki odasından çıkmadan savaş haberi yazan köşe yazarları, “Sırf önemli şeyler söylüyorum” pozu vermek için gevezelik yapacak. Bu işin bir parçası da bu. O destek olmuş, o karşı çıkmış gibi mesajları, hiç kimsenin kafasına takmasına gerek yok. Uluslararası kamuoyu denilen zevatın, duası da bedduası da hükümsüzdür. İşini yaparsın kazanırsan haklı olursun; kaybedersen haksız olursun hepsi bu. Kazanırsan senden taraf olurlar, kaybedersen onlardan taraf olurlar.
Ezcümle: ABD ile PKK’nın emperyalist çeteciliğini içinize sindirdiniz de Suriye halkıyla Türkiye’nin bin yıla dayanan ittifakını mı sindiremediniz? Ne biçim içiniz varmış sizin! Ne kadar kiralıksınız, ne kadar sakilsiniz, ne kadar aidiyetsiz savruklarsınız böyle? Sizi havada kim kaparsa ona çalışıyorsunuz… Kurtuluş Savaşı’ndaki mandacılara benziyorsunuz ve haberiniz olsun; değil çocuklarınız, torunlarınız bile utanacak sizden. Kendi neslinize utanç kaynağı olacaksınız; çünkü bu savaş bitecek; ama sizin, kalleş emperyalist işbirlikçiler olduğunuzu anlatmamız bitmeyecek. Sürekli, hiç bıkmadan, hiç yorulmadan nasıl kiralandığınızı, nasıl hainler ve ibretlik rezaletler olduğunuzu anlatacağız… İsim isim anlatacağız…