Gündem

Türkiye Lahey'deki davaya müdahil oldu! Cüneyt Yüksel'den açıklama

Türkiye, Uluslararası Adalet Divanı'nda İsrail aleyhindeki soykırım davasına müdahillik beyanını, Divan'a sundu. TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Cüneyt Yüksel, Lahey’de Türkiye’nin Güney Afrika'nın Uluslararası Adalet Divanı'nda İsrail aleyhinde açtığı soykırım davasına müdahillik başvurusu öncesinde açıklamalarda bulundu.

Abone Ol

Hazal Mihrace Göksun - Muhabir

Türkiye, Uluslararası Adalet Divanı'nda İsrail'e karşı açılan soykırım davasına müdahillik beyanını Divan'a iletti. TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Cüneyt Yüksel, konuya ilişkin canlı yayında açıklamalarda bulundu. 

TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Cüneyt Yüksel'in konuya dair açıklamaları:

Yüksel: Netanyahu Yargılanarak Cezasını Çekecek

Türkiye, Uluslararası Adalet Divanı'nda İsrail'e karşı açılan soykırım davasına müdahillik beyanını sundu. Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Yüksel, "Netanyahu yargılanarak cezasını çekecektir. Öldürülen 40 bin Filistinli masum insanın maalesef kanı İsrail hükümetinin elinde. Bunların bir çoğu çocuktu, kadındı. Öldürmeye eylemi var mı, var. Korunan Filistin halkı var mı, var. Soykırım kastı var mı, var," dedi.

"Gazzeliler'e Yapılanlar Soykırımın Kanıtıdır"

Yüksel, İsrail'in Gazzelileri Refah'a sıkıştırarak mülteci kamplarını bombaladığını, fosfor bombalarıyla çoluk-çocuk demeden insanları acımasızca öldürdüğünü belirtti. "Orada açlıktan ölen çocukları da gördük. Tüm bunlar aslında suçun en adisi olan 'soykırım suçu' işlendiğinin kanıtı. Gazzelileri 'hayvansı insan', 'hamamböcekleri', 'canavarlar' gibi tabirlerle, oradaki ölümleri 'insan dışılaştırma' şeklinde yapmalarıyla soykırım kastını ortaya koymuş oldular," ifadelerini kullandı.

Dava Süreci 4-5 Yıl Sürebilir

İsrail’in karşı görüşünü sunması için son tarih 28 Temmuz 2025 olarak belirlendi. Divan’ın bugüne kadarki içtihadı göz önünde bulundurulduğunda, dava sürecinin 4-5 yıl sürebileceği değerlendiriliyor.

Dışişleri Bakanlığı'ndan Açıklama

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Öncü Keçeli, X sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, Türkiye'nin Uluslararası Adalet Divanı'nda İsrail'e karşı açılan soykırım davasına müdahillik beyanında bulunduğunu duyurdu.

"Uluslararası Adalet Divanı'nda İsrail aleyhine açılan soykırım davasına müdahillik başvurumuz, bugün Türkiye saatiyle 16.30’da Lahey Büyükelçimiz tarafından Divan’a sunulacaktır." diyen Keçeli, başvurunun son derece kapsamlı ve ayrıntılı bir şekilde hazırlandığını belirtti. Başvurunun, Divan Statüsü'nün 63. maddesine dayandığını vurgulayan Keçeli, uluslararası hukukun tüm ülkeler için bağlayıcı olduğunu ifade etti.

Keçeli, Uluslararası Adalet Divanı’ndaki davanın, İsrail’in işlediği suçların cezasız kalmaması açısından büyük önem taşıdığını belirtti. Ayrıca, Divan’ın İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarını durdurmasına ve Refah sınır kapısının insani yardımlara açılmasına yönelik ihtiyati tedbir kararlarının bir an önce uygulanması gerektiğini hatırlattı.

BM Güvenlik Konseyi’ni üzerine düşeni yapmaya davet eden Keçeli, Türkiye’nin Filistinlilerin haklı davasına desteğini sürdüreceğini sözlerine ekledi.

Hakan Fidan: Soykırımı durdurmak için uluslararası toplum üzerine düşeni yapmalı

Dışişleri Hakan Fidan da konuyla ilgili sosyal medya hesabından açıklama yaptı. Fidan açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

"İsrail aleyhine açılan soykırım davasına müdahillik başvurumuzu Uluslararası Adalet Divanı'na az önce sunduk. İşlediği suçların cezasız kalmasından cesaret alan İsrail, her geçen gün daha fazla masum Filistinliyi öldürüyor. Soykırımı durdurmak için uluslararası toplum üzerine düşeni yapmalı; İsrail ve destekçileri üzerinde gerekli baskıyı kurmalıdır. Türkiye, bu yolda elinden gelen her türlü gayreti gösterecektir."

BM Güvenlik Konseyi’ne Çağrı

Sözcü Keçeli, UAD'nin, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarını durdurmasına ve Refah sınır kapısının insani yardımlara açılmasına hükmeden ihtiyati tedbir kararlarının bir an önce uygulanması gerektiğini hatırlatarak, "BM Güvenlik Konseyi’ni üzerine düşeni yapmaya davet ediyoruz. Türkiye, Filistinlilerin haklı davasına destek vermeyi sürdürecektir," dedi.

Müdahilliğin Dayanağı ve Amacı Nedir? 

Devletler, Uluslararası Adalet Divanı (UAD) nezdinde açılmış bir davaya, Divan Statüsü'nün iki maddesi üzerinden müdahil olabiliyor:

Müdahillik Başvurusu (Madde 62)

  • Tanım: Bir devlet, davadaki karardan etkilenebilecek hukuki nitelikte bir menfaati olduğunu düşünürse, Divan’dan müdahil olmasına izin verilmesini talep edebilir.
  • Şartlar: Devletlerin, dava sonucunun kendilerini etkileyecek bir hukuki menfaatinin varlığını ispat etmeleri beklenir.
  • Haklar: Uyuşmazlığın esasına ilişkin somut olaylarla ilgili yorum ve beyanlarda bulunma, duruşmalara katılma, yazılı ve sözlü beyan ve taleplerde bulunma haklarına sahiptirler.

Müdahillik Bildirimi (Madde 63)

  • Tanım: Uyuşmazlık konusu olan bir uluslararası anlaşmanın (örneğin Soykırım Sözleşmesi) nasıl yorumlanması gerektiğine ilişkin genel beyanda bulunma imkanı sağlar.
  • Haklar: Bu tür müdahillik, devletler için bir "hak" olarak görülür ve Divan, şekli incelemesine göre bu hakkın kullanımını kabul veya reddedebilir.
  • Bağlayıcılık: Müdahillik hakkının kullanıldığına ilişkin bildirim uygun görülürse, Divan'ın yaptığı yorum müdahil devlet için de bağlayıcı olur.

Türkiye’nin Müdahilliği

Türkiye, İsrail'in Gazze'deki eylemlerini soykırım olarak nitelendiren davada müdahil olma hakkını Divan Statüsü'nün 63. maddesi uyarınca kullanmaktadır. Ayrıca, 62. madde üzerinden müdahil olma hakkını da saklı tutmakta ve gerektiğinde bu madde üzerinden de başvuru yapabilecektir.

Müdahilliğin Amacı

Müdahillik yolu, yakın zamana kadar devletler tarafından çok fazla kullanılmazken, Gambiya-Myanmar ve Ukrayna-Rusya soykırım davalarından sonra yeni bir anlam kazanmıştır. Devletler, soykırım gibi tüm insanlığı ilgilendiren hususlarda kendi menfaatlerini de etkileyen sebeplerle müdahillik başvurularında bulunmaktadır. Müdahillik, davalı devlete uluslararası hukuki ve politik baskı oluşturma aracı olarak kullanılmaktadır. Özellikle UAD'nin, Ukrayna’nın Rusya’ya karşı açtığı davada, 33 devletten 32’sinin müdahillik talebini kabul etmesinden sonra bu mekanizma daha fazla önem kazanmıştır.