Türkiye-İsrail anlaşmasına seviniriz

Abone Ol

Türkiye’nin İsrail ile anlaşma noktasına gelindiği hatta anlaşma yapıldığı doğrultusundaki haberler fazlasıyla memnuniyet vericidir. Bu durum aynı zamanda İsrail ile ilişkilerin normalleşmesi için öne sürülen şartların üçüncüsünün de tamamlandığına delalet eder. En azından yeni ve daha güçlü Türkiye’nin ortaya koyduğu siyasi irade bunu gerektirir.

Mavi Marmara bir insanlık gemisi idi. Dünyanın her tarafından Müslüman ve gayri Müslim yüzlerce özgürlük ve barış sevdalısı aktivisti ve beraberlerindeki unu, bakliyatı, çimentoyu, tuğlayı taşıyordu. İsrail, uluslararası sularda silahsız insanlara hunharca saldırdı ve 10 vatandaşımızı şehit etti. Hem şehit yakınları hem Türkiye bu mücadelenin bir devamı olarak tek isteklerinin Gazze’ye ve dolayısıyla da özgürlüklerini arzulayan bütün Müslümanlara yardım etmek ve insanca yaşamak haklarının geri verilmesi olduğunu dile getirdiler.

Cumhurbaşkanımız Erdoğan, başbakanlığı döneminde gerçekleşen bu olay üzerinde İsrail’e ancak şu üç şartın yerine gelmesi durumunda eski ilişki düzeyine gelinebileceğini defaatle bildirdi. Hatırlarsınız bunlar; “Mavi Marmara için özür dilenmesi”, “Şehitlerin ailelerine tazminat ödenmesi” ve “Gazze Şeridi’ndeki ablukaya son verilmesi” şeklindeydi.

Bu duruş tüm Müslümanlar, özellikle de Filistinliler ve Gazzeliler için gurur verici bir atmosfer oluşturmuştu. Müslümanların kendilerine olan güvenleri artmıştı. Yeniden İslam sancağının yükseleceği, yeryüzünde barış ve insanlığın hakim olacağı ümidi yeşermişti.

Bu olayla ilgili İsrail attığı kırk taklanın ardından tarihinde ilk kez özür dilemiş, tazminat ödemeyi kabul etmişti. Lakin kabul etmediği veya etmekte zorlandığı şey üçüncü maddede geçen ablukanın kaldırılmasıydı. Terör devleti İsrail’i bu kadar zorlayan abluka’nın kaldırılması ambargo’nun kaldırılmasından daha müştemilatlı, daha etkin ve içinde zaten ambargoyu barındıran bir mevzu olmasından kaynaklanıyordu. Abluka kalkınca kısaca ifade etmek gerekirse toprakları işgal edilmiş Gazzeliler özgürlüklerine kavuşacaklardı. Açık hava hapishaneliğinden özgür bir vatan haline dönüşeceklerdi. Dolayısıyla ablukanın kalkması demek tüm ambargoların otomatik olarak kalkması demek olacaktı.

Bu konu ile ilgili son günlerin ana mevzusu İsrail ile bir anlaşmanın eşiğinde olunduğudur. Türkiye’nin bu konuya bakışı zaten belliydi. Onun içindir ki biz İsrail ile ticari olarak bir anlaşma etrafında bulunulmasının sevindirici bir durum olduğunu düşünüyoruz. Bu durum ablukanın kalkacağına ve Gazze’nin şüphesiz hakkı olan özgürlüğüne kavuşacaklarına işarettir. Mezkur beklenen bir neticeyi doğurmayacak bir anlaşma Türkiye’nin dünya Müslümanlarına izah edebileceği bir durum değildir.