Britanya İmparatorluğu’nun yaşayan varisi konumundaki ABD, aynı zamanda “Batı Zihniyeti”nin de temsilcisi konumundadır…
Bugün görece enerjisini kaybetmiş Avrupa’dan devraldığı temsil görevini, büyük bir iştiyakla yürütmeye çalışıyor; nasıl yürüttüğü eleştirilerine aldırmadan…
Bu anlamda ABD ve Çin ilişkilerini yorumlayanların Ernest May’eait,“Uygulamalı tarih (AppliedHistory)” kavramına yaslanarak ileri sürdükleri bir tez var…
Bu tez,“Tükidides Tuzağı” ismiyle 2015’te ileri sürülmüş; CasparWeinberger’ın özel danışmanlığını yapmış Dr. GrahamAllison tarafından…
Trump’ın Beyaz Saray’ında, 2500 yıl önce yaşamış bu Yunan tarihçinin tek hayranı Allison değil…
H.R. McMaster, James Mattis, Steve Bannon, Michael Anton gibi isimlerinde benzer bir hayranlıkta olduğu ifade ediliyor; ABD’de yayınlanan çeşitli makalelerde…
Teorinin temel dayanağı şu: Tükidides’in Peloponez Savaşı’nı anlattığı kroniklerden yola çıkan Allison, “Bu savaşın temel sebebini Atina’nın yükselen gücü karşısında korkan Sparta’nın tepkisi” olarak ifade eder…
Günümüzde bu yüzyılın yükselen imparatorluğu Çin ile geçen yüzyılın egemen imparatorluğu ABD arasında benzer bir dinamiğin bulunduğunu öne sürüyor Allison…
Uluslararası savaşların temel sebeplerini; “Korku, onur ve çıkar” olarak ifade eden Tükidides’i ilham alan Beyaz Saray ahalisi, dünyanın yükselen diğer ülkesi Türkiye’ye de benzer bir nazariye ile yaklaşıyor olamazlar mı?
Özellikle son yıllarda yaşanan saldırılar, tarihsel bakiyesiyle birlikte düşünüldüğünde nasıl bir güce dönüşebileceği az çok tahmin edilebilecek bir Türkiye’nin önünün şimdiden alınması onlar için çok şey ifade ediyor kanaatimce…
Aynı kaynakta geçen Atinalı bir elçiye ait;“Gerçek dünyada, güçlüler istediklerini yapıyor ve zayıflar da kaderlerine kurban oluyor”sözüne itiraz eden Türkiye, Batı’yı tahminedileden çok daha derin bir şekilde endişelendirmektedir…
Çin Başkanı XiJinpingABD’ye; “Dünya’da sözde Tükidides Tuzağı diye bir şey yok” cevabını verdi ve şunu ifade etti: “Büyük uluslar stratejik hesap hataları yaparak bu tür tuzakları kendileri oluştururlar.”
Bu sözü tarihte yıkılmış bütün imparatorluklar çok büyük bir oranda doğrularlar…
Onları dışardan yıkacak güçler çok nadiren ortaya çıktığı halde kendi korkuları, tecrübesiz yöneticileri, hırsları asıl düşmanları olmuştur…
Türkiye kendi içinden yara almadığı müddetçe emin adımlarla kendi stratejik konumunu kuvvetlendirmeye devam ediyor; demir yolları, enerji hatları, hava yolları, savunma ekipmanlarıyla…
Düşmanlarının hata yapmasını beklemek yerine kendini güçlendirmeye çalışıyor; tabi bu arada düşmanların hata yapması da reddedilemez bir hediye olacaktır…
Tarihi bugüne uygulama çabaları olabilir…
Fakat her zaman aynı sonucu üretmez…
Beyaz Saray ahalisinin bunu da iyi bilmesi gerekir…