‘Türk müsün?’ derse çıkma, ‘Müslüman mısın?’ derse çıkma. SAĞIM SOLUM KERTENKELE

Abone Ol

Övünmek gibi olmasın, on parmağında on marifet olan şanslı kullardanım.

Allah vergisi…

Doğrusu, ben de nankörlük etmedim, bu Allah vergisi yetenekleri geliştirmek için çaba gösterdim.

Bu ne megalomani demeyin.

Yakın arkadaşlarımın birçoğu bile tek bir yeteneğimden haberdardır.

Yani, bir megaloman olmak için her ne kadar sebebim çok olsa da, bilâkis öyle anılmamak için hassaten özen gösterdim.

Yeteneklerimin en büyük hayrını iş yerlerimde gördüm.

Mükâfatını gördüm demedim heyecan yapmayın.

Herhangi bir sebeple işten birinin feragat etmesi gerektiğinde, mesai arkadaşlarımdan birisini korumak için ben gönüllü oldum.

Allah’ın bahşettiği yeteneklerle hızla iş bulma imkanına sahiptim çünkü.

Kimseyle bir rekabete de girişmedim.

Rakip olarak şansları da yoktu ya zaten.

Yani öyle böyle değil.

Acayip yetenekliyim işte.

Şaka bir yana, yetenekli olana bizim camia zaten metelik vermez.

Malumunuz, bizim memlekette iki tür insan yaşar.

Bir ‘ilericiler’, iki ilericilerin yaftaladığı ‘gericiler’.

Kimin ilerici, kimin gerici olduğu da sadece ‘ilericilerden’ sorulur.

İlericiliğin olmazsa olmazları vardır.

Meselâ, dine uzak duracaksın.

Oldu ya, Allah’a inandın, aşırıya kaçmayacaksın.

Namaz kılmasan daha iyi olur, kılıyorsan da beşe beş katmayacaksın.

Yeri gelince aslan sütüne hayır demeyeceksin.

Oruç bir diyet sayılır, kolay kıvırırsın.

Allah’a inanmasan da olur…

Kalbin temiz olsun yeter.

Haminnen ile paşa dedenin Müslümanlığı ihtiyaç duyduğunda yeter de artar bile sana.

İlericiliğin tek şartı değil dine mesafeli olmak.

Şekil ve lisan boyutu da var.

Sakal, bıyık olmayacak, en fazla kirli sakal…

İnşallah, maşallah demeyeceksin.

Selamun Aleykum’u zinhar kullanmayacaksın.

Selâm, günaydın, tünaydınla idare edersin.

Sahi şu tünaydın da ne menem bir selâmlama biçimidir yâ hû. Allah’tan artık rast gelmiyoruz kullanıldığına.

Yenilik ve bilimsel gelişmelere iman eder gibi açık olmak da ilericiliğin olmazsa olmazlarından.

Rahmetli babam, bir türlü aya gidildiğine inanmamıştı.

Aklı bir kesmemişti. Çünkü, bilim ve teknolojinin henüz o kadar gelişmediğini biliyordu.

Sonradan, Amerikalı bilim adamlarının da şüphelerini dile getirdikleri makaleler ve programları görünce babama hakkını teslim ettim.

İlerici olmak için sağcı kesin olmayacaksın.

Solcu olman şart. Hafif sol koksan da keser.

İşin içine solculuk girince de, olur olmaz yerde etnik kökenini dillendirmeyeceksin. Özellikle Türklüğünü vurgulama yoksa ırkçı yaftasını yiyivirirsin hafazanallah…

Olur da Allah’a inanıyor musun? diye kontra bir soru yersen, benim gibi ‘şüphesiz inanıyorum Elhamdülillah’ diye dümdük söylemeyeceksin.

‘Ehm… mmm… hmmm… şey… bir gücün varlığına inanıyorum’ diye kıvırtabilirsin.

Bu cevap pek memnun etmese de kıçını kurtarmaya yeter.

Az çok bu minvalde seyreden bir sosyal kimlikle, kimse senin ne yeteneğini sorgular, ne aklını, ne fikrini, ne de bilgini yeğen.

Barış, özgürlük, emek sosunu da ekleyiverirsen olur ballı kaymak.

Hiçbir özelliği ve yeteneği olmayan, asosyal, sinik bir tip olman bile mesele olmaz.

İlerici değilsen ağzınla kuş tutsan yaranamazsın.

Benim gibi on parmağında on marifet, edebiyattan müziğe, resimden, heykele, sinemadan tiyatroya her tarakta bezin varsa, ufak yollu ahkam kesecek kadar haberdarsan aman dikkat!

(Hem kendine dikkat, hem karşındakine; kendin megolomaniye, karşındaki alçaklık kompleksine kapılabilir.)

Bu özelliklerin üstüne Türklüğün de, Müslümanlığın da dimağlarını çatlatabilir.

Çünkü bu özelliklerin insana özgü değil, solcu ve ilericilere özgü olduğunu sanan dangalak çok memlekette.

“Senin gibi bir insan nasıl gerici olabilir” diye tepki verdiklerinde güler misin, ağlar mısın, ben karışmam.

Ben ne yapacağımı bilememiştim.

Haydi eyvallah.