Türk fosseptik tarihi ve cinsel istismar

Abone Ol

Önsöz:

1889’da gâvur vidanjörlerinin itiş gücüyle mesaiye başlayan Türk lağımları, 1909’da ilk büyük çaplı pislik patlamasını yaşamış, günümüze kadar çeşitli gâvur tamiratlarıyla (bkz: eski dilde devrim, inkılap) yeryüzüne pislik fışkırtmaya devam etmiştir. Ve bu kronolojik fışkırış, “sözde halkçı/çıkartma solcusu” bir zümrenin bayraktarlığını yaptığı son derece Makyavelist ulusal bir muhalefet sistemi peyda etmiştir.

İstismar diye diye bir milletin topyekûn hakikat davasını istismar eden fosseptik beslemeli bir muhalefet mekanizmasıyla karşı karşıyayız. Adım atarken kanalizasyon deliğine düşmemek için önümüzü görerek ilerlememiz şart. Çünkü idrakten nasipsiz çukur muhafızları kollarını açmış bizi boğmayı bekliyor.

Giriş:

18 yaşından küçük bir kız kendi rızasıyla evleniyor. Ailesi bu duruma karşı çıkıyor. Aile kızın nikâhlı eşini tecavüz gibi adi bir suçla damgalıyor. Kızın eşi hapse giriyor. Yıllarca eşinden, -varsa- çocuklarından mahrum kalıyor. Anne ve çocukların mağduriyeti de apayrı bir konu. Ortada takriben 3000 aileyi ilgilendiren hassas ve manipülasyona oldukça açık bir problem var.

Bu problemi çözmek için yeni bir yasa tasarısı gündeme geliyor. Fakat yasa tasarısı, namuslu ahlak katilleri(!) önemsenmeden beceriksiz ve basiretsiz ellerle kaleme alındığı için, dönüp dolaşıp Müslümanı itin ağzına pelesenk eden bir fitne nüshası haline geliyor.

Biri desen 15 yaşındaki kızını güzellik yarışmasına gönderip kızının fiziği üzerinden geçinmeye çalışıyor, diğerine baksan 16 yaşındaki kızını bar köşelerinde yasal yollardan teşhir edebilmenin peşinde, öteki zaten kaset imparatorluğu başkanı.

Hepsinin dümdüz bir samimiyetsizlik çerçevesinde derdi ortak:

Cinsel istismar.

Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu?

18 yaşından küçük bir kızın namahremi üzerinden piyasa yapmak özgürlük, 18 yaşından küçük bir kızın sevdiği insanla evlenmesi ise ahlaksızlık öyle mi?

Yeter!

Ahlak anlayışı inanca göre değişmez. Parti ya da ideoloji meselesi değildir. Ahlaksızlık ahlaksızlıktır!

Zinanın adı aşk, nikâhın adı tecavüz olmuş.

Martaval okumayın!

Çarpık Batılılaşma diyoruz. Hep aynı nağmeler diyorsunuz. Aynı nağmeleri mırıldanmamızın sebebi sizsiziniz. Çünkü unutuyorsunuz.

Unutmayın:

Siz Batılı değilsiniz. Batı ahlakını benimsemeyin. Batı’yla zina hayalleri kurmayın. Batı’nın tipi değilsiniz kusura bakmayın. Batı, Batılı sever. Batı’nın çökmüş ruhuyla modern medeniyet inşa etme fantezileri kuruyorsunuz. Kurmayın! Fetişizmi bırakın!

Ki taptığınız Batı denilen canavar, kaybettiği namus ve aile bilincini fellik fellik arar halde. Öğrenin. Kültürel temelinize dipdiri çivilenmiş bu kavramları söküp atmaya çalışmayın!

Sonuç:

Bu ülkenin yüzde ellisi tecavüzü meşrulaştırmıyor. Bu yüzde elli çocuk geline de karşı. Bu yüzde elli çocuğa ve kadına değer veriyor. Hem de sizin vermediğiniz kadar… Önce bunu kabul edin!

Tecavüz gibi şerefsizliğin son noktası bir eylem üzerinden mide bulandırıcı uzuz politikalar gütmeyin! Öyle yapınca muhalif olmuyorsunuz. Bir başka ahlaksızlığın öznesi oluyorsunuz.

İslamcılar cinsel istismarcı, AKP’liler tecavüzcü, şunlar bunlar yobaz, laikler adamdır demeyin.

Yasa tasarısı metin bağlamında istismara müsait, daha açık ve boşluksuz olması gerekirdi, bakanlar açıklama yapmak durumunda kalmamalıydı deyin. O zaman belki muhalif olursunuz!