Parlamentoda en çok üyeye sahip iki partinin güvenoyu vermeyi reddettiği kabinede nasıl bir değişiklik yapacağı ve muhtemel değişiklikler sonrası ihtiyaç duyduğu desteği alıp alamayacağı merakla bekleniyor.
Arap Baharı devrimlerinin kıvılcımını ateşleyen Tunus’ta geçen yıl Ekim ayında yapılan seçimlerin üzerinden dört ay geçmesine rağmen hâlâ hükümet kurulamadı.
Ülkenin erken seçime gitme ihtimali bir hayli yüksek.
Hükümet krizinin başlıca sebebi, sandıktan çıkan sonuçlar.
Hiçbir parti parlamentoda tek başına yeterli çoğunluğa sahip değil.
Dolayısıyla kurulacak koalisyon hükümetinin güvenoyu alması için birkaç partinin desteğine ihtiyaç var.
Bu da bin bir türlü pazarlık demek.
Sandıktan birinci parti olarak çıkan en-Nahda Hareketi’nin önerisiyle Cumhurbaşkanı Kays Said tarafından hükümeti kurmakla görevlendirilen Habib el-Cemli’nin kurduğu kabine geçen ay güvenoyu alamamıştı.
Daha sonra kendisine hükümet kurma görevi verilen İlyas el-Fahfah ise kabinesini Cumartesi günü açıkladı.
Hükümete güvenoyu vermeyeceğini söylemesine rağmen en-Nahda üyelerine de kabinede yer veren el-Fahfah, listenin açıklanmasından birkaç saat önce hükümete katılmayacağını ve güvenoyu vermeyeceğini kamuoyuna ilan eden en-Nahda Hareketi’ni eleştirdi.
Hareketin bu tavrının ülkeyi yasal, anayasal ve politik tercihlerin gözden geçirilmesini zorunlu kılan zor bir duruma soktuğunu öne sürdü.
Tunus’ta gözler şimdi en-Nahda Hareketi’nin hükümete katılmama kararının ardından Kays Said’le görüşen el-Fahhah’da.
Parlamentoda en çok üyeye sahip iki partinin güvenoyu vermeyi reddettiği kabinede nasıl bir değişiklik yapacağı ve muhtemel değişiklikler sonrası ihtiyaç duyduğu desteği alıp alamayacağı merakla bekleniyor.
20 Şubat’a kadar hükümet kurulamazsa ülke erken seçime gidecek.
Yenilenecek seçimlerin krizi çözüp çözmeyeceği de şüpheli.
Parlamenter sistemin ve koalisyon pazarlıklarının yol açtığı krizin bir başka örneğine daha şahit oluyoruz.
İlyas el-Fahfah kurduğu kabineyi açıklamaya hazırlanırken son anda hükümete katılmayacağını açıklayan en-Nahda Hareketi’nin bu tavrı tartışmalara ve soru işaretlerine yol açtı.
Raşid el-Ğannuşi liderliğindeki hareket, el-Fahfah’ın kurduğu hükümete katılmama kararına gerekçe olarak, Tunus’un Kalbi Partisi’nin hükümette yer almamasını gösterdi ve “ulusal birlik hükümeti” kurulmasını istediklerini söyledi.
Tunus’un Kalbi Partisi Genel Başkanı, vergi yolsuzluğu ve kara para aklamakla suçlanan medya patronu Nebil el-Karvi.
Arap Baharı ve demokrasi karşıtı rejimler tarafından desteklenen el-Karvi, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Kays Said’le birlikte ikinci tura kalmayı başarmış ve en-Nahda Hareketi, ikinci turda el-Karvi’ye karşı Said’i desteklemişti.
Dolayısıyla şu soru gündemde:
“Ne oldu da en-Nahda Hareketi yolsuzlukla ve devrim karşıtı olmakla suçlanan Nebil el-Karvi’nin partisinin hükümette yer almasını ister hale geldi?”
Bu sorunun cevabı hareketin bir sonraki seçimlere yönelik hesaplarında gizli.
Tunus’un Kalbi Partisi, Ekim ayında yapılan seçimlerde sandıktan ikinci parti olarak çıkmıştı.
Partinin muhalefette kalması ve en-Nahda Hareketi’nin de yer aldığı koalisyon hükümetinin başarısız olması, Nebil el-Karvi liderliğindeki partiyi olası bir erken seçimde ilk sıraya taşıyabilir.
Kısacası, en-Nahda Hareketi, ulusal birlik hükümeti kurulmasını isteyerek, “Yıpranacaksak hep birlikte yıpranalım” diyor.