Tunus seçimleri

Abone Ol

Tunus’ta geçen Pazar günü yapılan parlamento seçimlerinin ilk resmi sonucu açıklanırken, Tunus halkı bu Pazar cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turu için yeniden sandığa gidecek.

Yüksek Seçim Kurulu’nun açıklamasına göre Raşid el-Gannuşi liderliğindeki en-Nahda Hareketi yarışı ilk sırada tamamladı ve 217 üyeli parlamentoda 52 sandalye kazandı.

İkinci sırada ise 38 sandalyeyle Cumhurbaşkanı adayı Nebil el-Karvi liderliğindeki Tunus’un Kalbi Partisi yer aldı.

Seçimlere katılımın yüzde 41 olduğu açıklandı.

Hangi partinin parlamentoda ne kadar milletvekiliyle temsil edileceği bir yana, seçime katılım oranının düşük olması “Tunus halkı tüm partileri cezalandırdı” yorumlarına yol açtı.

Yarın yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimleri ikinci turunda yarışan ve yarışın sonunda ipi göğüslemeye en yakın aday olarak görülen anayasa profesörü Kays Said’in herhangi bir partiye bağlı olmaması da bu yorumu doğruluyor.

Parlamento seçimlerinden zaferle çıkmış olsa da en-Nahda Hareketi’nin seçimlere katılımın neden düşük olduğunu ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turunda adayının üçüncü olarak yarış dışı kalmasının sebeplerini iyi okuması lazım.

Tunus’un Kalbi Partisi sonuçların açıklanmasının ardından koalisyon hükümetinde yer almayacağını ve muhalefette kalmayı tercih ettiğini ilan etti.

Halk Hareketi ve Demokratik Akım gibi diğer bazı partiler de en-Nahda Hareketi’nin kuracağı bir hükümete katılmayacaklarını açıkladılar.

Raşid el-Gannuşi, cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turunda Kays Said’i destekleyeceklerini belirterek, diğer aday Nebil el-Karvi liderliğindeki Tunus’un Kalbi Partisi’yle koalisyona gitmeyeceklerini söylemişti.

İki ay içinde hükümeti kurması gereken en-Nahda Hareketi’nin koalisyon için devrik rejim karşıtı partilere ve bağımsız milletvekillerine yönelmesi bekleniyor.

Tunus’ta bu hafta sonu yapılacak seçimler de oldukça önemli.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ikinci tura kalan medya patronu ve Tunus’un Kalbi Partisi Genel Başkanı Nebil el-Karvi serbest bırakıldı.

Vergi kaçakçılığı yapmakla suçlanarak gözaltına alınan el-Karvi’nin cezaevinden çıkması, adayların eşit şartlarda yarışmadığı yönünde yapılabilecek itirazların önünü kesecek.

Arkasında herhangi bir sermaye ve medya gücü olmayan diğer aday Kays Said, rakibi cezaevinde olduğu için seçim kampanyası yapmayacağını ilan etmişti.

Nebil el-Karvi’nin serbest bırakılmasının ardından adayların eşit şartlarda yarışacaklarını söylemek oldukça zor.

Bağımsız aday Kays Said’in aksine el-Karvi’nin arkasında parti teşkilatı ve sahip olduğu medya organları var.

Arap Baharı ve demokrasi karşıtı Körfez ülkeleri de el-Karvi’yi destekliyor.

Daha da ötesi, el-Karvi’nin İsrailli istihbarat subayı Ari Ben-Menashe’nin sahibi olduğu lobi şirketi “Dickens & Madson” ile anlaştığı, şirketten kendisini ABD Başkanı Donald Trump ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüştürmesini istediği ortaya çıktı.

Tunus’ta yarın yapılacak seçimi Kays Said kazanırsa Arap Baharı ve devrim taraftarları, Nebil el-Karvi kazanırsa devrik rejim taraftarları sevinecek.

Cumhurbaşkanlığı koltuğuna kimin oturacağı hiç şüphesiz hükümet kurma çalışmalarını da etkileyecek.