FETÖ’cü hainlerin 15 Temmuz’daki darbe girişiminden sonra, bazı paranoyak kişiler, “tiyatro” tabirini kullanmaları ve bununla Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı suçlamaları; beni çileden çıkarıyor…
Siyasetin selameti açısından muhalefet ve ana muhalefetin zaruretine “Olmazsa olmaz” inananlardanım. Fakat ana muhalefetin, “sözün lazımına” bakmadan bol keseden atması, kabul edilebilir gibi değil…
Onlara göre “15 Temmuz hain darbe girişimi bir tiyatroydu.” Sebebi ise; herkesçe malummuş gibi bir görüntü ortaya koyarak algı oluşturmak gayreti… Aslında bunların sözünün lazımına bakılırsa; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İran’ın “Zaloğlu Rüstemi”ni bile geride bırakıyor. Çünkü “Tiyatro” algısı, sadece 15 Temmuz’la sınırlı kalmıyor; dahası bir sürü senaryoyu(!) iktiza ediyor. Bir arkadaşımız bunu güzel sıralamış, işte sıraladıkları:
1- Evet ana muhalefetin sözünün lazımına göre Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Hollanda” hükümetini ayarlayarak(!) oradaki polisi kullanmış ve yurttaşlarımızın üzerine atlarını sürmüş…
2- Cumhurbaşkanı Erdoğan, “PKK’‘yı ayarlayarak(!) vatan bekçisi olan askerlerimizi öldürtüp, ciğerlerimizi dağlamış…
3- Cumhurbaşkanı Erdoğan, “HDP”li Belediyeleri ayarlayıp Doğu ve Güneydoğunun dört bir yanına hendekler kazdırmış…
4- Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Almanya” siyasetine müdahale ederek, Türkiye-Almanya dostluğunu bozup; Alman hükümetini Türkiye’nin üzerine salmış…
5- Cumhurbaşkanı Erdoğan, “ABD” yargısını ayarlayıp, Türkiye’ye “Kumpas” kurdurmuş…
6- Cumhurbaşkanı Erdoğan, global gücünü kullanarak “NATO”yu ayarlayıp, Türkiye ve NATO arasında kriz çıkmasına sebep olmuş…
Yahu hadi bunlar bu safsatalara inanıyor da, içlerinden biri çıkıp da “Yok artık” diyemiyor mu?
Bilgisayarımın başına oturup tam bunları yazmaya başladığım sırada bir an aklımdan şu fıkra geçti:
Yokluk zamanıdır. Adam ekmek kuyruğundadır. Kendisine sıra geldiğinde fırında ekmek kalmayacağı kuşkusu vardır. “Ne yapmam lazım” diyerek düşünmeye başlar. Sonrasında ise söyleyeceği bir yalan ile kuyrukta bekleyenleri azaltmak fikri aklına gelir. Bağırmaya başlar:
-“Hey ahali, filan yerde bedava pirinç dağıtıyorlar” Bunu duyan ahali, hemen kuyruğu terk ederek, pirinç almaya gider. Kuyruktaki sıra azalmıştır. Nihayet Ekmek alma sırası kendisine gelince, birden mırıldanır.
-“Ya dediğim doğruysa”
Nihayetinde o da ekmek almaktan vazgeçip, pirinç almaya koşar.
Selam ve dua ile…