Terazinin ayarı

Abone Ol

Dünya ekonomisi her geçen gün daha da ağır şartların var olduğu vadilere doğru sürüklenmeye devam ediyor. Almanya ekonomisinin 2022’nin son çeyreğinde 0,4 oranında daraldığının, İngiltere’de otomotiv üretiminin ocak ayında 0,3 gerilediğinin ve Japonya’da enflasyonun 42 yılın zirvesine çıktığının açıklanmasının yanında ardı ardına Rusya’nın petrol arzını azaltma açıklaması, FED’in faiz artışlarına ilişkin ekonomistlerin yeniden şahin beklentilerini ifade etmeleri ve ECB kanadında da artış mesajlarının arka arkaya gelmesi beklentileri iyice karamsarlaştırıyor.

Tüm bunlar yaşanırken dünyanın en büyük ekonomilerinin temsilcilerinin Bengaluru kentinde G-20 Mal Liderler Toplantısı için buluştukları Hindistan’dan çok önemli mesajlar gelmeye başladı. Toplantı öncesinde açıklamalarda bulunan ABD Hazine Bakanı Janet Yellen “ABD'nin Çin ile ekonomik müzakerelerinin uygun bir zamanda tekrar başlayacağını” söyledi. ABD’nin Çin’i Rusya'ya yönelik yaptırımlara uyması konusunda uyarmasıyla başlayan gerginliğin nereye varacağını tüm dünya merak ediyor. Hâlihazırda Pasifik’te son derece gergin olan ve her an bir askeri çatışmaya bile dönüşmesi muhtemel olan ABD-Çin çekişmesinin şimdi bir de geçtiğimiz yıllarda yaşanan Ticaret Savaşları’ndan çok daha şiddetli bir konseptte ekonomik alanda ortaya çıkması büyük tedirginlik oluşturuyor.

Çin iki yıldır gerçekleştirdiği ABD Hazine Tahvillerini elinden çıkarma faaliyetlerini son dönemde iyice hızlandırmış durumda. 2022’de yaklaşık 150 milyar dolarlık tahvil satan Çin altın rezervlerini artırma yoluna gitti. Seçilen bu yöntem Çin’in olası bir ABD çatışması için veya çatışma olmasa dahi hızla sonu yaklaşan doların rezerv para olduğu sistemin sonuna hazırlık için pozisyon alma faaliyeti olarak değerlendiriliyor.

Bengaluru’dan yükselen bir diğer ses ise Başbakan Modi’ninki oldu. Birçok ülkenin sahip olduğu sürdürülemez borçlara dikkat çeken Modi “Borç verenlerin kendilerini reforme etmekte yavaş kalması nedeniyle uluslararası finans kurumlarına olan güvenin aşındığını, gıda ve enerji güvenliğin dünya çapında önemli endişeler haline geldiğini” söyledi. Hatırlanacağı üzere Hindistan’da küresel ısınma sebebiyle ortalama 2 derecelik hava sıcaklığı artışı sonrası geçen yıl yaşanan ve özellikle hububat ürünlerinde ortaya çıkan üretim düşüklüğü kaynaklı problemlerin tam da Rusya- Ukrayna Savaşı’na denk gelmesi ülkenin ekonomisini ciddi şekilde zorlamıştı.

Toplantıdan çıkacak kararlar ve açıklamalar bundan sonraki gidişat için her ne kadar önemli olsa da tarih kitaplarını açıp baktığımızda, dünyanın büyük kaoslara sürüklendiği her dönem öncesi onlarca toplantı, konferans ve görüşmeye şahit olur, büyük büyük cümlelerle dünyaya mesajlar verdiğini görürüz. Fakat netice hep aynıdır. Terazinin ayarı bir kez bozuldu mu “konuşarak” düzelmesi asla mümkün olmaz!