“Dikkat edilmesi gereken ve cesur olunması gereken zamanlar vardır, mantıklı insanlar hangi zamanda olduklarını bilirler.”
FETÖ 7 Şubat 2012’de MİT’e bir operasyon yaptı, bu operasyonu FETÖ’nün yaptığına ilk başta Reis bile inanmadı; çünkü FETÖ alnı secdeli insanlardan oluşan bir cemaatti, çevresini bile onlarla dolduracak kadar güveniyordu onlar bunu yapmazdı. Aynı FETÖ 17-25 Aralık 2013’de istisna kişiler dışında kimsenin beklemediği bir saldırı daha yaptı. Bunu da kimse beklemiyordu; çünkü FETÖ herkesin gözünde en şedit kâfirlerle bile gereken tavizleri vererek uzlaşan bir cemaatti. 15 Temmuz’daki darbe girişimine de pek az kişi dışında kimse ihtimal vermiyordu; çünkü FETÖ düşman olsa dahi silahlı bir örgüt değildi, içinde ailelerimizden birileri vardı, millete kesinlikle kurşun sıkmazlardı.
Bunların hepsi oldu, FETÖ reddetse de her şey gözümüzün önünde oldu. Bu saldırıların hepsinin ortak yanı beklemediğimiz şekillerdeki saldırılar olmalarıydı. Üst akıl FETÖ aracılığıyla üç yıl boyunca hiç beklemediğimiz şekillerde saldırdı ama biz hâlâ beklemediğimiz yerlerden gelecek saldırıları beklememeye devam ediyoruz. Bir diğer hatamız da sadece FETÖ’ye odaklanmamız, üçüncü belki dördüncü bir yapılanmayı hiç aklımıza getirmiyor buna karşı hiçbir tedbir almıyoruz. Mesela FETÖ’nün algı operasyonlarının başarısız olacağı anlaşılmaya başladıktan sonra türeyen çok reisçi bir tayfa var. Bunlar o kadar reisçi ki kendileri dışında kalanlar yeteri kadar reisçi olamadıkları için bunlara göre düşman kategorisindeler.
Kendilerini önemli hissedebilmek için önemli gördükleri kişilere hizmet eden üç beş sosyal medya hesabından veya daha önemli yerlere gelebilmek için o hesapları yönlendirerek kullanılan birkaç gazeteciden bahsetmiyorum. Reis’ten sonrasına hazırlık yapan, görünmeyen bir yapı var, Bu yapı Reis’in bir şekilde gideceğinden eminmiş de o gittikten sonraki boşluğu kendisinden başkası doldurmasın diye uğraşıyor gibi davranıyor. Reis’in çevresinde olup kendilerinden olmayan herkese saldırıyorlar, güçlüler, bazı iyi niyetli vekilleri ve gazetecileri de kullanabiliyorlar. Sözcü Gazetesi’nin Binali Yıldırım aleyhinde atacağı manşeti her nasılsa bir gün önce bilebiliyor, haberin kaynağının MİT olduğunu iddia edebiliyorlar. Kim bilir belki de Davutoğlu’nun çevresindeki yanlış kişileri de bu yapının Türkiye’deki Üst Akıl’ı yönlendirmiş ve bu yapıya yem etmiştir ne de olsa Davutoğlu siyaset ve teşkilatçılık konularında yeterince acemiydi ve Üst Akıl olduğunu bilmediği bu Üst Akıl’a minnet borcu vardı. Güç onlarda, kariyer, ekmek ve belki de can korkusuyla pek kimse de onlara bulaşmıyor.
Belki boşuna evhamlanıyorumdur ama bir gerçek var ki: “Kuşlar kondukları dal sağlam olursa değil kanatları sağlam olursa güvende olurlar.”
Selam ve dua ile…